-,04

490 47 12
                                    

GELDIM GELDIM🤭

Iyi okumalar asklariimm😽💓💞



•••



Jimin


Prensle konuşmamızın ardından bir kaç gün geçmiş, yapılacak olan eğlenceye hazırlanıyorduk. Bu sırada prensi bir kere yoongi ile görmüştüm. Koridorda giderken karşılaşmıştık, kardeşiyle beraberdi. Gülümseyerek bakmıştı, o an başımı eğmiştim kızaran yanaklarımla.

Prens jungkookun yoongiye göz kırptığını da görmüştüm.

Yoongi tüm olanları anlatmıştı, üzülmek istemediğini söylemişti. Onun adına mutlu olmuştum. Bende üzülmesini hiç istemiyordum...

Düşündüm de... gerçekten yakışıyorlardı.

O günden sonra prensi görememiştim ama bir kaç şeyle meşgul olduğunu söylemişti marry. Onun dışında her şey sıradan ilerlemişti. Herkes eğlenceye hazırlanıyordu. Kıyafetleri, takacağı takıları ayarlıyor ve dans koreografisi hazırlıyorlardı. Bende hazırlanıyordum ancak daha ne giyeceğimi kararlaştırmamıştım. Yoongi kararlaştırmıştı. Hatta her şeyi hazırdı.

Şimdi de 3 gün kalmıştı eğlenceye. Büyük odanın ortak salonunda oturuyorduk yoongi ile, çoğu kişinin de yaptığı gibi. Herkes çok heyecanlıydı bu eğlence için. Bazıları da hayaller kuruyordu. Hamile kalma gibi hayaller.. tıpkı karinanın ve doyoungun yaptığı gibi.

"Karnımın şiştiğini düşünsene karina, çok tatlı olurdu. Kralın bir çocuğunu taşımak..."

Doyoung söylenmişti itici gülümsemesi ile. Kralın çocuğu? Eğer böyle bir şey olursa bebeği için değil, kralın bebeği olduğu için ona tatlı gelirdi. Buna emindim.

Bizim duymamızı da istiyor gibilerdi. Çok haz alıyorlardı böyle hayal kurmaktan. Ama sinirlenmeden de edemiyordum. Doyoung'un dediklerini takmamaya çalışırken bu sefer duymak istemediğim karinanın sesini işittim.

"Eğer prens çağırdığı için heveslenenler varsa da, hah! Karşımızda hiç şansları yok doyoung."

Bu sefer yoongi de sinirlenmişti ancak yoongi sinirini dışarıya kolay kolay yansıtan birisi değildi. Sadece gözlerini kapattı ve bekledi. Sakin kalmaya çalışıyordu. Bu bir kaç gündür hep böyle devam ediyordu. Prenlerin bizimle oynadığını alttan alttan vurguluyor, bizi sinir ediyorlardı.

Bu sefer de ben sesimi biraz yüksek tutarak konuşmuştum. Çok sinir olmuştum çünkü.
"Biliyor musun yoongi, prens taehyung bana daha Marry'nin bile bilmediği bir şeyler söyledi. Ah çok özel hissettim." En son elimi kalbime koyarak sonlandırmıştım cümlemi.

"Hissetmelisin de."

Yoongi de gülerek cevaplamıştı beni. Ama içten gelerek söylemişti, onlar için değil. O an bende gülen yüzüne bakmış ve gülmüştüm. Ve eline elimi koyup sıkmıştım biraz. Kimsenin duymayacağı bir şekilde de fısıldamıştım.

"Çok mutlu olacaksın min yoongi. Buna tüm kalbimle inanıyorum."

Yoonginin gözleri dolmuştu anında. Çok seviyordum yoongiyi, o benim hem en yakın arkadaşım, hem de abim olmuştu. Üzülmesini hiç istemiyordum...

Birbirimize sarılmıştık sonrasında. Ancak bu kısa sürmüştü çünkü içeriye marry girmişti. Marry elinde küçük bir kutu, Koruma ise bir sandık tutuyordu. Koruma içeri geçtikten sonra sandığı yere bıraktı ve yavaşça geriye çekildi. Marry de sandığın kapağını araladı o sırada.

Seraphin |yoonkook&vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin