☆
Minho'nun neden bu kadar gergin olduğunu anlamıyordu Hyunjin. Evet o da çok korkmuştu ama Minho'nun gözlerinden alev çıkıyordu adeta şu an ve Hyunjin yine bu Minho'yu sevmemişti. Hyunjin onunla çiçekler hakkında konuşan ya da onu korumaya çalışan, onunla konuşurken ne diyeceğini bilemeyen Minho'yu sevmişti bu Minho'yu sevmiyordu.
Minho sanki Hyunjin'in düşüncelerini duymuş gibi ona baktı. Ona bakınca dünya duruyordu sanki adımları yavaşladı, sık nefesleri sakin bir hal aldı. Hwang Hyunjin, Lee Minho'ya iyi gelen tek şeydi bu hayatta. Onu öldürmesi gereken su ona ilaç gibi geliyordu. Onun mucizesiydi biliyordu bunu Minho.
Adımlarını yavaşlatıp Hyunjin'in yanına yaklaştı uzamaya başlayan saçlarını sevmek için elini kaldırdığı sırada Hyunjin kendini korumak için elini kaldırıp kendini geri çekmişti. Minho ona izinsiz dokunmamalıydı tabii ya bu yüzden kendini geri çekmişti aptaldı önce ondan izin almalıydı. "Hyunjin ben... ben özür dilerim amacım seni korkutmak değildi yemin ederim. Sadece saçlarını sevmek istemiştim ben özür dilerim." Hyunjin karşındaki adama baktı şu an 5 yaşındaki bir çocuktan farkı yoktu Hyunjin bu adamı seviyordu işte diğerini değil.
Hyunjin ortamdaki gergin havayı dağıtmak için konuşmaya başladı "Minho eğer sende istersen bu gece saçlarımı okşar mısın ben uyuyana kadar?" Minho duyduğu soruyla heyecanla kafasını aşağı yukarı salladı. Eğer Hyunjin'de isterse o sadece bu gece değil her gece Hyunjin'in saçlarını okşardı ki. Odaya dalan Maria'yla ikisinin bakışması da bozulmuştu. Minho yine gerilmişti bu kadın nasıl kapıyı çalmadan onların odasına girebilirdi? Hangi hakla? Şu an onu yakıp kül etmek istiyordu ondan çıkan ateşle belki Hyunjin'le ikisine güzel bir akşam yemeği hazırlardı tabii bunları tatlı cadının bilmesine gerek yoktu değil mi?
"Sizin için akşam yemeği hazırladım hadi aşağıya sizi bekliyorum hızlı olun ve sakın evimde sevişmeyin" Minho Maria'nın söyledikleriyle kafasını iki yana salladı bu kadının hiç utanması yok muydu? Hyunjin'e baktığında ise kızarmaya başlayan yanaklarıyla yere baktığını gördü ufacık bir öpücük kondursaydı bir şey olmazdı değil mi? Hızla Hyunjin'in yanağına öpücük kondurup masaya oturdu Minho. Yukarıda bir eli yanağında aynada kendi kendine bakıp sırıtan bir adet Hwang Hyunjin bıraktığını bilmeden.
"Hyunjin geliyor musun yoksa biz başlayalım mı?" Maria gerçekten bekletilmekten nefret ederdi ama şu an bekletilmekten çok ona dik dik bakan Minho'dan korkuyordu. Kim bilir aklımdan neler geçiyordu? Düşüncelerini neden okuyamıyordu ki? Maria döneminin en iyi büyücüsü olsa da bu 'ruh eşi' olayını hâlâ çözememişti tam olarak. Belki de Hyunjin ve Minho ruh eşi değildi, Hyunjin'in de ruh eşini hissetmesi gerekirdi değil mi? Yıllar önce yaptıkları yüzünden Hyunjin'in ruh eşini tam olarak hissetmemesinin sebebi olduğunu bilmeden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Should See Me In A Crown||Hyunho
FanfictionMinho, güzeller güzeli Hyunjini ilk gördüğünde henüz 17 yaşındaydı. Ona aşık olduğunda ise 19. Onu her şeyden koruyup saklamak istediğinde ise 20 yaşındaydı ve onu gördüğü günü unutmasının ihtimali bile yoktu çünkü suyun içinde yüzünden gülücükler e...