Uyanış

67 10 11
                                    

☆

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hyunjin yüzüne çarpan güneş ışıklarıyla yattığı yatakta doğrulup gözlerini ovuşturmaya başladı ve ardından kendine gelebilmek adına gözlerini sıkıca kapatıp açtı ve odayı incelemeye başladı. Odayı incelerken aklına dün gece gelmişti. Hayatının en güzel gecesini geçirmişti dün gece. Minho ona çok güzel davranıyordu ve o da kendini Minho'ya bırakmaya karar vermişti hatta dün gece Minho'dan bir öpücük alacağını düşünmüştü ama Minho ondan uzak duruyordu bu konuda ve Minho'nun kendini geri çekmesi Hyunjin'in ruhunun incinmesine sebep oluyordu. Hyunjin Minho'ya yetemez miydi ya da onu tatmin edemez miydi Minho neden onu istemiyordu ki?

Hyunjin aklındaki düşünceleri savuşturmak için kafasını iki yana salladı. Ne ara birini bu derece isteyecek kadar arsız olmuştu? Hem de o kişiyi daha tam anlamıyla tanımıyordu bile. Mesela Minho'nun en sevdiği renk neydi ya da neyden mutlu olup neyden nefret ederdi? Hyunjin bunların hiçbirinin cevabını bilmiyordu ki. Daha tanımadığı birinin dokunuşlarını vücudunda hissedip onu öpme hayalini nasıl kurardı. Belki de Bayan Lee haklıydı Hyunjin ahlaksız bir fahişeydi sadece.

Hyunjin öfkeyle üstündeki yorganı kenara atıp yataktan kalktı. Kendinden nefret ediyordu. O utanmaz biriydi. Aklına dün gece gelince kendine olan siniri daha da arttı. Dün gece açık açık Minho'nun öpücüklerini istemişti hatta Minho'yu öpmek için bir hamle yapmıştı ama Minho bunun için erken olduğunu söyleyip kendini geri çekmişti ve daha fazla konuşmadan ikisi de odalarına çıkmıştı. Hyunjin yüzünü nefretle buruşturup aynanın önüne geçti. Kendini iğrenç hissetmeye başlamıştı ve bir anda sabahki neşesi, heyecanı, mutluluğu hepsi bir anda kaybolmuştu sanki. Şu an sadece kendisine öfke duyuyordu. Aklından tekrar aynı cümle geçti. Bayan Lee hakkıydı Hyunjin ahlaksız bir fahişeydi sadece.

Hyunjin sakinleşmek adına gözlerini sıkıca kapattı. Vücudunda gezinen öfkenin nedenini bir türlü anlayamıyordu ama nedenini arayacak kadar güçlü hissetmiyordu kendini. Aynanın önünde öylece dikilirken çalınmadan açılan kapıyla hızla arkasına döndü. Kim bir prensin odasına kapısını çalmadan girebilirdi? Gördüğü bedenle iyice kaşlarını çattı. Seungmin kafası önde yavaş adımlarla içeri girmişti. Bu sarayda yine neler oluyordu? Bunu söyleyeceğini hiç düşünmezdi ama Hwang Krallığını özlemişti.

Seungmin yavaşça kafasını kaldırıp üzgün bir surat ifadesiyle Hyunjin'e bakıp hızla konuşmaya başladı. "Bugün düğünde giyeceğiniz kıyafet için terzi gelecekmiş efendim Prens Minho size iletmemi istedi." Hyunjin kaşlarını çattı Seungmin bu yüzden mi mutsuzdu? Sonra aklına gelen ihtimalle iyice kaşlarını çattı. Seungmin gerçekten Minho'ya aşık olabilir miydi? Sinirli adımlarla Seungmin'e yaklaşmaya başladı. Seungmin kendisine sinirli adımlarla yaklaşan Hyunjin'i görünce birkaç adım gerilemeye başladı. Yanlış bir şey mi yapmıştı?

You Should See Me In A Crown||HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin