MENKIBE

80 5 0
                                    

Bir gün Gavs-ı Sânî (k.s) hazretlerine sordular:

''Efendim, sofi rabıta yapmak için oturur ama mürşidi hariç her şeyi düşünür. Bunda bir kazanç var mıdır?''

Mübarek ''vardır'' buyurdular.

Sofi tekrar sorarak; ''kurban mürşidini hiç düşünmedi'' deyince,

Gavs-ı Sânî (k.s) cevaben; ''Sofini adab üzere oturup ben rabıta yapacağım demesi sadatların emrini yerine getirmek içindir ve emre itaat sofiye çok şey kazandırır.''

Mürid ihlâsla yaptığı amellerini gösteriş veya kendini beğenmek sûretiyle kaybetmesin diye büyükler rabıtayı emretmişlerdir. Rabıtanın en önemli faydası müridi nefsinin terbiyesi ile kibir ve benlikten kurtarmaktır. Çünkü bir yönüyle de rabıta, şeytanın hücumlarına karşı büyüklerin rûhaniyetine sığınmak ve onlarla tehlikeden korunmaktır.

Rabıta yoluyla insan hayatını gönlündeki mürşidiyle paylaşmış olur. Kâmil mürşid, müridin gerçek dostudur, hak yolunda en güvenilir rehberidir. Onu her işinde önüne alan kimse hak ve hakikatten sapmaz. Mürşidin ruhaniyeti müridin sevgi ve ilgisine göre kendisine tasarruf ve yardım eder. Bu gönül beraberliği sayesinde mürid kibirden ve benlikten korunur, ihlâsı elde eder. Yaptığı hayırlı amelleri gözünde büyütmez, kendisini beğenmez, malı ile kibirlenmez, makam ve mevkiiyle övünmez, insanları küçük görmez. Yaptığı her ibadetin sonunda ve elde ettiği her nimetin önünde, rabıta ile nefisini muhasebeye çeker, kontrol eder. Buna devamlı rabıta hâli denir. Bu hâli elde etmeye çalışmalıdır. Bunu başaran kimse gerçekten büyük bir saadeti ele geçirmiş olur.

Muhabbet ve sohbet ile kazanılan feyiz ve bereketin birçok şeyle elde edilmeyeceği erbabınca bilinmektedir.

Tasavvuf sözün amele, amelin hale, halin marifete, marifetin ilâhi muhabbete dönüştürüldüğü bir mekteptir.

Herkes samimiyeti, gayreti ve muhabbeti neticesinde bu mektepten istifade etmektedir. Duamız büyüklerin himmet ve bereketiyle Allahü Teâlâ'nın bu güzel yolda bizleri muvaffak kılmasıdır.

tasavvufi dünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin