Ayağa Kalkmak ve El Öpmek

109 2 0
                                    

“Ashab-ı Kiram yaş ve faziletçe büyük olanların elini öpmeyi sünnet olarak görüyorlardı.”

Anne-babaya, alime, mürşide, salih insanlara ve adil idarecilere hürmet edip ayağa kalkmak müstehaptır.

Resûlullah (s.a.v) Efendimizin büyüklere karşı tavrımızı şöyle belirlemiştir: “Büyüğümüzü (hürmetle) yüceltmeyen, küçüğümüze merhamet göstermeyen, âlimimizin hakkını bilmeyen bizden değildir.”

Özellikle kâmil mürşide son derece hürmet göstermelidir. Aslında hürmet edilen şahıs değil ondaki takvadır. Kâmil mürşid, her yönden hürmet ve saygıya layıktır. Çünkü o takvaya ulaşmış bir Allah dostudur ve edep yolunda bir imamdır. Ayrıca müridin terbiyesini üstlenmiş manevi bir babadır. O aynı zamanda helali haramı öğreten bir alimdir. Gece gündüz Allah Teâlâ’ya ihlasla kulluk eden bir salih insandır. Allah sevgisinde kaybolmuş bir Hak adamıdır. Resûlullah (s.a.v) Efendimizin varisidir.

O yüzden mürşid içeri girince veya yanımıza gelince ayağa kalkılır. Elini öpmek için durum uygunsa bir izdiham yapmadan edeple yanına yaklaşılır. Oturuyorsa diz çökerek, ayakta ise hafifçe boyun bükerek eli nezaket ve sükûnetle bir defa öpülür. Kendisine sırt dönmeden geri geri giderek huzurdan çıkılır.

Mürşid ziyaret edilirken veya kendisiyle konuşulurken, edeb ve heybetten dolayı karşısında hafifçe boyun eğilse de, beli kırıp iki büklüm olmaya gerek yoktur. Hele ayağa kapanmak, etek öpmek, cübbeye asılmak, mürşidi yüzüne karşı övmeye kalkmak, yağcılık yapmak gibi hareketlerden kesinlikle sakınmak gerekir.

Kâmil mürşidin derdi müridlerine el öptürmek değil, edep öğretmektir. Eğer insandaki kibri ve benliği yok etmek için edepten daha güzel bir şey olsaydı, mürşidler muhakkak onu tercih ederlerdi.

El öperken, bağırıp çağırmaya, yapmacık sevgi gösterisinde bulunmaya gerek yoktur. Ziyaret esnasında Allah dostlarına karşı hasret ve samimi sevgiden dolayı gözden sevinç yaşları gelebilir. Bu durumda hemen sükûnetle bir kenara çekilip dua ve istiğfar içinde Allah Teâlâ’ya şükredilmelidir. Çünkü kalbe atılan bu muhabbet Allah Teâlâ’nın bir hediyesidir, buna şükür gerekir.

.
.
KAYNAKLAR:  Beyhaki, Sünen-i Kebir, VII, 101; Beğavi, Şerhu’s-Sünne, XII, 292.

.
Nevevi, et-Tibyan fi Adabi Hameleti’l-Kur’an, 117; Ayni, Umdetü’l-Kari, XV, 376
.

Ahmed, Müsned, V, 323; Hakim, Müstedrek, I, 122; Aynı konuda biraz değişik lafızlarla diğer bir hadis için bkz: Ebu Davud, Edeb, 58; Tirmizi, Birr, 15.

tasavvufi dünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin