Pastane | HYUNLIX

Bölüm -1

"Sevgilim, evde misin?"

Sevgilisi Hyunjin'in sesini duyan Felix yüzünde küçük bir tebessüm ile sevgilisini karşılamaya, kapının önüne geldi.

"Hoşgeldin hyun"

Hyunjin eğilip sevgilisinin dudaklarına küçük ve narin bir öpücük kondurdu. Ardından sevgilisinin kokusunu derin derin içine çekti.

"Seni çok özlemişim Lix."

Felix kıkırdadı. "Sadece işe gittin bebeğim, her gün yaptığın gibi."

Hyunjin de güldü. "Yanımdayken bile özlüyorum seni Lix. Keşke hiç çalışmasam ve günün yirmi dört saatini seninle geçirebilsem."

Felix gülümseyerek sevgilisinin elini tuttu ve onu mutfağa sürükledi. "Bak sana brownie yaptım." Dedi heyecanlı bir sesle.

Hyunjin kocaman gülümsedi ve tepsideki brownielerden birini eline alıp küçük bir ısırık aldı. Sanki dünyanın en lezzetli yemeğini yiyormuş gibi gözlerini kapattı ve derin bir nefes alarak lezzetli kokuyu içine çekti.

"Lix, bunlar her zaman ki mükemmel olmuş, bayıldım."

Felix heyecanla ellerini birbirine çarptı. "Beğenmene çok sevindim hyun."

"Otur birlikte yiyelim, hem bu gün neler yaptığını da anlatırsın."

Felix hevesle başını salladı ve masaya oturdu. Hyunjin de onun yanında ki sandalyeye oturdu. Her akşam olduğu gibi Felix heyecanla gününü anlatmaya başladı.

"Bu gün pastane de işler çok iyi gitti! Bir sürü satış yaptık, ayrıca müşteriler brownielerime bayılıyor. En hızlı her zaman onlar tükeniyor. Gün içinde en az 3 tepsi yapmam gerekiyor. Yorucu ama çok eğlenceli bir iş."

Her akşam aynı şeyleri anlatmasına rağmen Hyunjin Her zaman olduğu gibi büyük bir sabırla onu dinlemişti.

Gülümseyerek Felix'in yanağında makas aldı. "Marifetli sevgilim. Senin gibi elinden her iş gelen birisiyle olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum."

Felix başını Hyunjin'in omuzuna yasladı ve alttan alttan ona bakarak "Sen bu gün neler yaptın?" Diye sordu.

Hyunjin derin bir nefes aldı. Bu anın geleceğini biliyordu.

Boğazını temizledi ve söze başladı. "Bu gün tamirhaneye bir adam geldi ve arabası çok hasarlıydı. Tamir edilebilecek durumda olmadığını ve hurdaya vermesinin daha mantıklı olduğunu, bunu benim bile tamir edemeyeceğimi söyledim. Adam itiraz etti ama araba o kadar kötü haldeydi ki denemeye gerek bile yoktu. Sonra adam iyice sinirlenip siz nasıl müşteriye karşı çıkarsınız diyip bana... yumruk attı."

Onu merakla dinleyen Felix bir anda endişeyle yerinden doğruldu ve Hyunjin'in yüzünü ellerinin arasına aldı. "Birşey oldu mu sana? Canın acıdı mı? İyi misin?"

Sevgilisinin bu endişeli haline tebessüm etti. "Hayır, hiç canım acımadı." Dedi.

Felix bu cevaptan pek tatmin olmasa da Hyunjin'i bıraktı ve devam etmesini söyler gibi merakla ona baktı.

Hyunjin tekrar derin bir nefes aldı. "Beni biliyorsun. Ben... sinir problemim var ve adam bana vurunca kendime hakim olamadım, bende ona yumruk attım. Sonra tekme tokat kavgaya girdik. Ardından patronum geldi ve müşteriye nasıl vurursun diyip beni..."

Lafına devam etmeden önce yutkundu "... işten kovdu."

Felix bunu asla beklemiyordu. Şok içinde Hyunjin'in yüzüne bakıyordu. "Ciddi misin sen?"

Hyunjin gözlerini kapattı ve evet anlamında başını salladı.

İkisi bir süre sessiz kaldılar. Hyunjin utançtan sevgilisinin yüzüne bakamıyordu. Onu hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyordu.

Felix'in sesi bu sessizliği bozdu. "Aslında, sana pastanede bir iş ayarlayabilirim."

Hyunjin şok içinde başını kaldırdı. "Ben mi? Pastane mi? Saçmalama Lix. Tamirciyim ben, ne anlarım pasta kurabiye yapmaktan?"

Felix sırıttı. "Sen değil miydin seni yanımdayken bile özlüyorum diyen? Yanımda çalışırsan beni özlemene de gerek kalmaz."

"Felix, patronunla sorun yaşamanı istemiyorum. Ben kendime yeni bir iş bulabilirim. Gerçekten bunu dert etme."

Felix yüzünde tatlı bir gülümsemeyle sevgilisine sırnaştı. "Ben senin çok güzel tatlı yapabileceğine inanıyorum. Hem sevgilimle birlikte tatlı yapmak eminim ki çok eğlenceli olacaktır. Beni bu eğlenceden mahrum mu bırakacaksın?"

Hyunjin oflayarak sevgilisinin saçlarını karıştırdı. "Felix ben bundan emin değilim."

Felix dudaklarını büzerek ona yalvarır bakışlar atmaya devam etti.

Hyunjin iç çekerek sevgilisine baktı. "Bu surata karşı koymak ne mümkün?"