Hyunjin yeni işi ve hayatında ilk defa tatlı yapacak olmanın heyecanıyla uyuyamıyordu. Yanındaki sevgilisi Felix çoktan uyumuştu oysa...
Hyunjin bir süre sevgilisini izledi. Uzanıp çilli yanaklarına birer öpücük kondurdu. Bir süre daha izledi onu. Fakat Felix'in telefonundan gelen bildirim sesi onun dikkatini dağıtmıştı.
Hyunjin asla sevgilisine karışan yada eşyalarını izinsiz kurcalayan birisi değildi fakat gecenin 3'ünde ona kimin yazabileceğini merak etmişti.
Hyunjin merakını yenik düştü ve göz ucuyla Felix'in telefonuna baktı.
Mesaj kayıtlı olmayan bir numaradandı. İyice meraklanan Hyunjin göz ucuyla Felix'i yokladı ve onun telefonunu eline alıp mesaja yakından baktı.
"Benimle konuşmak istememeni anlıyorum ama bana bir şans veremez misin? Kimsenin haberi olmasına gerek yok. Eğer sevgilinin öğrenmesinden korkuyorsan onu halledebilriz. Hiç birşey bilmez."
Hyunjin mesajı okurken istemsizce gözleri dolmuştu. Neydi bu şimdi? Felix ne işler karıştırıyordu? Yıllardır birlikte olduğu adam... ona ihanet etmezdi, değil mi?
Hyunjin bir süre ekrandaki mesajı izledi. Bir yandan da göz yaşları ondan izinsiz bir şekilde akmaya devam ediyordu. Hayır bu olamazdı, bu gerçek olamazdı. Bu gerçek olamayacak kadar kötüydü. Sabah tutkuyla öptüğü adam bu olamazdı. Felix böyle bir şey yapamazdı.
Hyunjin telefonu yavaşça aldığı yere koydu ve uzandığı yerden uyuyan sevgilisinin yüzünü izlemeye başladı. Bir yandan da göz yaşları yastığını ıslatıyordu.
Sevgilisi ona ihnate etmişti. Biricik Felix'i onu aldatmıştı.
Dudaklarından acı bir hıçkırık koptu. Ağlamasını durdurması gerekiyordu yoksa Felix uyanacaktı. Ama o kadar yıkılmıştı ki ağlaması durmak yerine her saniye şiddetleniyordu.
Bir süre sonra hıçkırıkları arttı ve artık kelimenin tam anlamıyla hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Sevgilisinin ağlama sesine uyanan Felix ilk başta uyku sersemi ne olduğunu anlamamıştı. Ama karşısında durmadan göz yaşı döken sevgilisini görünce telaşla yatakta doğruldu.
"H-hyunjin? Bebeğim, sen iyi misin?"
Hyunjin'in ağlaması mümkünmüş gibi daha da şiddetlendi.
Felix'in de gözleri dolmuştu. Hyunjin'in ellerini tuttu ve yatakta doğrulmasına yardım etti. Hyunjin'in yüzünü ellerinin arasına aldı ve göz yaşlarını silmeye çalıştı ama sildikce yenileri geliyordu.
"Bebeğim, neden ağlıyorsun? Ne oldu sana? Bana anlat lütfen. Sevgiline anlat ne olduğunu."
Hyunjin hiç birşey söylemeden Felix'i kendine doğru çekti ve yüzünü onun boynuna gömerek sevgilisine sımsıkı sarıldı. Onu aldatan sevgilisine...
Felix Hyunjin'i sımsıkı sardı ve saçlarını okşamaya başladı.
Hyunjin "hayır" diye geçirdi içinden. "Eğer beni aldatsaydı bana bu kadar güzel sarılamazdı"
Aldatan birisi bu kadar içten sarılabilir miydi?
Hyunjin Felix'in kokusunu derin derin içine çekti. Belki de son kez...
"Felix..." diye mırıldandı başını onun göğsünden kaldırmadan.
"Efendim sevgilim?"
Hyunjin burnunu çekti. "Beni hiç bırakma tamam mı? Ben sensiz yaşayamam."
Felix Hyunjin'e daha sıkı sarıldı. "Seni asla bırakmam sevgilim. Ben sensiz nasıl yaparım?"
O gün ikisi de gelecekte olacaklardan habersiz birbirlerine bir söz vermişlerdi. Felix Hyunjin'i, Hyunjin de Felix'i asla bırakmayacaktı. Peki kader onların sözlerini tutmalarına izin verecek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pastane | HYUNLIX
FanfictionHyunjin oto tamircidir fakat bir gün müşteriyle yaşadığı bir problem yüzünden işten kovulur. Bunu öğrenen ve bir pastanede aşçı olarak çalışan sevgilisi Felix, Hyunjin'e patronuyla konuşup ona pastaneden bir iş bulmayı teklif eder.