Bölüm -10

603 78 57
                                    

Hyunjin'in ağzından

Oradan ağlayarak ve koşarak uzaklaştım. Sevgilimi, biricik Felix'imi yerde ağlarken öylece bıraktım.

Onu dinlemeli miydim? Kendime sürekli bu soruyu sorup duruyordum. Onu dinleseydim bana ne anlatacaktı?

"Sana hangi yalanı anlatacaktı?" Diye tamamladı beni zihnim.

Başımı hiddetle iki yana salladım. Kalbim ona inanmak, onu dinlemek istiyordu ama beynim çoktan kararını vermişti bile.

Yol kenarında gördüğüm küçük bir bakkala girdim.

"Bir paket sigara ve çakmak alabilir miyim?"

"Tabi, buyurun. 60 TL tutuyor burası."

Cüzdanımdan 100 TL çıkarıp verdim

"Üstü kalsın."

Arkamı döndüm ve bakkaldan çıktım. Felix'le tanışmadan önce sigara bağımlısıydım ama Felix içmemi istemediği için bırakmıştım. Artık Felix yoktu. Tekrar başlayabilirdim.

Tenha bir sokakta tenha bir köşede bir banka oturdum. Paketten bir dal sigara çıkardım ve dudaklarımın arasına yerleştirip yaktım.

Sigaradan derin, titrek bir nefes aldım. Aldığım ilk nefesle birlikte gözümden bir damla yaş düştü.

Felix'e söz vermiştim. Bir daha asla ağzıma bile sürmeyecektim.

Dumanı yavaşça havaya doğru üfledim. Dumanı havaya üflememle bir damla daha yaş düştü gözümden.

Bu her nefes çekişimde tekrarlandı. Her nefesimde aklıma başka bir anımız düştü, başka bir anımızı hatırladım.

Bir anda sinirle sigarayı yere fırlattım ve avazım çıktığı kadar çığlık attım.

Artık dayanamayacaktım. Bir şekilde içimdeki bu öfkeyi ve üzüntüyü boşaltmalıydım.

Tekrar çığlık attım ve az önce oturduğum banka sağlam bir tekme geçirdim. Bank yere düştü.

Sonra duvara yöneldim ve art arda duvara yumruk atmaya başladım.

Bu da yeterli gelmedi. Ellerimi saçlarıma daldırdım ve yolarcasına çekiştirdim.

Gözümün önü kararıyor, başım dönüyor ve midem bulanıyordu. Sanırım bir kriz geçiriyordum.

Tırnaklarımı boynuma geçirdim. Nefes alamıyordum.

Nefes almak için sanki tırnaklarımla boynumu yırtarcasına kendimi tırmaladım.

Artık bilincim iyice kapanıyordu. Parmaklarımda bir ıslaklık hissediyordum. Kan kokusu alıyordum. Başım çok dönüyordu.

Bilincim yavaş yavaş tamamen kapandı ve yere yığıldım.

❤️

Yavaş yavaş gözümü açtım. Beni beyaz bir tavan karşıladı. Neredeydim ben?

Yatakta doğrulmaya çalıştım ama sırtımda feci bir yanma vardı. Bu nasıl olmuştu?

Aynı yanmayı boynumda da hissettiğimde elimle boynuma dokundum. Sargı bezleri vardı.

Aynı sargı bezleri ve yanma hissi elimde de vardı.

Sonra bilincim kapanmadan önceki görüntüler yavaş yavaş zihnime dolmaya başladı.

Kriz geçirmiştim. Boynumdaki yanma kendimi tırmaladığım içindi. Elimdeki duvarı yumrukladığım için. Ama sırtımdaki neydi bilmiyorum.

Ben bunları düşünüp durumu kavrayama çalışırken odama güler yüzlü bir hemşire girdi.

"Merhaba Hwang Bey. Sizi iyi gördüm. Neler olduğunu hatırlıyor musunuz?"

"Beni buraya kim getirdi?"

"Sevgiliniz olduğunu söyleyen bir beyefendi ambulansı aradı. Geldiğimizde baygındınız. Sinir krizi geçirmişsiniz."

"Sırtımdaki bu sızının sebebi ne?"

"Bilinciniz kapandığında bir taşın üstüne denk gelmiş. Ciddi bir şey değil. İsterseniz kontrollerinizi yaptıktan sonra taburcu olabilirsiniz."

"Evet, evet iyi olur."

Hemşire yanıma gelip serumu çıkarmaya başladı. O an kafama dank etti. Sevgiliniz olduğunu söyleyen beyefendi mi demişti o?

"Pardon, ihbarı sevgilimin mi yaptığını söylemiştiniz?"

"Evet beyefendi. Bizi Sevgiliniz aradı."

Beni takip mı etmişti?

Kalbim istemsizce hızlandı. "O şuan burada mı?"

"Kendisi bir işi olduğunu söyleyip gitti beyefendi."

Hayır, tabiki takip etmemişti. Sadece denk gelmişti ve o da acıyıp ambulansı aramıştı.

O adamın yanına mı gitmişti? O adam benden ve sağlığımdan daha mı önemliydi?

Hemşire son bir kaç kontrol yaptı ve almam gereken ilaçları söyleyip geçmiş olsun diledi. Bende o ilaçların hiçbirini almayacağımı bilerek hastaneden çıktım.

Sigaramı almak için ceplerimi karıştırdım ama bulamadım. Orada düşürmüş olmalıydım.

Ceplerimi karıştırırken elim bir kağıda çarptı. Bu da neydi?

Kağıdı cebimden çıkarıp elime aldım. Katlanmış bir A4 kağıdıydı.

Merakla kağıdı açtım. Bir not yazıyordu.

"Bana sigara içmeyeceğine söz vermiştin. Ama bu notu verme sebebim bu değil. Bunu daha sonra konuşabiliriz. O adam bana takıntılı aşık bi manyağın teki. Onu defalarca kez uyardım ve sevgilim olduğunu söyleyip durdum. Ama o beni asla rahat bırakmadı. Çok önemli bir şey değildi, bu saçma sapan şey yüzünden seni üzmek istemediğim için sana söylemedim. O gün pastanede bana sarıldığında ona engel olamadım çünkü çok afallamıştım. Hiç beklemiyordum. Ona gitmesini çünkü sevgilimin burada olduğunu söyledim. Bir anda bana sarılınca bir şey yapamadım. Ağlama sebebim ise beni asla rahat bırakmamasıydı. Zaten sana söylemeyi düşünüyordum ama belli ki sen zaten öğrenmişsin.

Biricik sevgilin Felix'den biricik sevgilim Hyunjin'e."

Pastane | HYUNLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin