Bölüm -5

647 80 23
                                    

"Felix bu yumurtanın kabuğu kasenin içine düşüyor ama!"

Felix oflayarak sevgilisinin yanına gitti. "Hayatım bu dördüncü yumurtan ve sen hepsinin kabuğunu kaseye düşürdün."

Hyunjin çığlık atma isteğini zar zor bastırıp derin bir nefes aldı.

"Tamam ama bundan sonrası kolay değil mi? Halledebilirim."

Felix gülüşünü artık çok zor tutuyordu. "Bebeğim sadece yapacağın şey bir kek! Çok zor olmamalı."

"Ama hayatımda hiç yemek yapmadım ki ben." Diye sızlandı Hyunjin.

Felix gülerek sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurdu. "Ben bebeğime güveniyorum. Sen yaparsın."

Hyunjin Felix'e tebessüm etti ve sonra oflayarak tarif listesine döndü.

"1 su bardağı şeker. Bunu yapabilirim."

Tezgahın üstündeki şekeri aldı ve önceden yanında hazırladığı bardaklardan birini alıp yavaşça dökmeye çalıştı.

Ama şeker paketi tahmin ettiğinden daha çok açık olacak ki şekerin yarısı tezgaha döküldü.

Hyunjin sinirden ağlamak üzereydi bu kadar beceriksiz olamazdı!

"Sevgilim bu şeker her yere döküldü ama!"

Felix mutfak sandalyesinden eğlenerek onu izliyordu.

Hyunjin Felix'e ölümcül bir bakış attı. Daha sonra sinsice sırıttı ve eline bir avuç un alıp sevgilisinin yüzüne fırlattı.

Felix çığlık atarak kaçmaya çalıştı ama yüzüne bir avuç un yemişti bile.

"Hyun!"

Felix de tezgahtaki undan bir avuç aldı ve Hyunjin'e fırlattı.

Hyunjin kahkaha attı ve elini una bulayıp sevgilisinin saçlarına daldırdı.

Felix Hyunjin'in elinde bir süre debelenince sonunda Hyunjin ona merhamet edip onu serbest bıraktı.

İkisi de birbirine bakıp gülüyorlardı. Fakat mutfağı batırdıklarını ilk fark eden Felix oldu.

"Kim toplayacak şimdi bu mutfağı?"

Hyunjin omuz silkti ve sevgilisinin üzerine doğru eğildi.

"Mutfak inan umurumda değil Lix. Tüm gün beklediğim anın artık gelmesini istiyorum."

Felix'in cevap vermesine fırsat tanımadan dudaklarına yapıştı.

Felix elini Hyunjin'in tişörtünden içeriye soktu ve kaslı göğsünü okşamaya başladı.

Hyunjin de bir yandan tutkuyla Felix'i öpüyor bir yandan saçlarını okşuyordu.

Hyunjin tüm günün yorgunluğunu atmak ister gibi kollarının arasındaki çocuğu tutkuyla öpüyordu.

Elleri Felix'in belini kavradı ve onu tek hamlede kucağına aldı. Felix'de Hyunjin'e ayak uydurdu ve bacaklarını onun beline doladı.

Hyunjin Felix'i bırakmadan ve onu öpmeye devam ederek mutfaktan çıkıp oturma odasına girdi. Kendisi koltuğa oturdu ve Felix'i de kucağına yerleştirdi.

Elini Felix'in tişörtünün içine soktu ve göğsünü okşamaya başladı. Felix Hyunjin'in dudaklarının arasından derin, titrek bir nefes aldı ve bu Hyunjin'i gülümsetti.

Hyunjin dişleriyle Felix'in alt dudağını hafifçe çekiştirdi. Felix'in dudaklarının arasından hafif bir inilti koptu ve kendini iyice Hyunjin'e bastırdı.

Hyunjin bedenini kaldırarak hafifçe Felix'e sürtündü. Felix dişlerini Hyunjin'in dişlerine sürttü. İkisi de aynı anda inledi.

Hyunjinin dudaklarını hafifçe Felix'inkilerden ayırdı. Felix'in dudaklarına doğru "Çok güzelsin" diye fısıldadı.

Felix onun dudaklarına açmışcasına Hyunjin'i kafasından kendine bastırdı ve tekrar dudaklarını birleştirdiler.

Fakat çalan telefon ikisinin bu tutku dolu öpüşmesini böldü.

Hyunjin ve Felix dudaklarını ayırdılar. Hyunjin sıkıntıyla ofladı ve tekrar Felix'e doğru eğildi ama Felix gülerek başını çevirdi.

"Önemli biri olabilir sevgilim. Telefona bakmam lazım."

"Önemi sikeyim Felix, şu an benim için tek önemli olan sensin."

Felix yutkundu ama kendini çabuk toparladı ve Hyunjin'i yanağından öperek kucağından indi.

Hyunjin sıkıntıyla iç çekti ve mutfağa su içmeye gitti. Soğuk bir su onun kendine gelmesini sağlayabilirdi.

Pastane | HYUNLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin