Bölüm -11

608 80 54
                                    

Hyunjin notu okuduğu gibi eve doğru fırlamıştı. Hassiktir! Felix'i dinlemeliydi. O çok hassas ve korkak biriydi. Kim bilir ne kadar da korkmuştu? Anlamalıydı. Bir sorun olduğunu anlamalı ve sevgilisine destek olmalıydı.

Hyunjin sinirle yumruğunu kafasına geçirdi. Elindeki yaralar kendini hatırlatarak sızladı. "Aptal, aptal kafalı seni! Sen çok aptalsın Hyunjin." Diye kendi kendine söylendi.

Bir süre daha sinirle yürüdükten sonra evin önünde durdu. Duvara yaslanıp derin bir nefes aldı. Eğer çok sinirli eve girerse Felix ondan korkabilirdi. Kendini sakinleştirmek zorundaydı.

Sonunda daha iyi hissettiğinde daha yavaş adımlarla eve yöneldi.

Kapıyı tam çalacaktı ki eli havada tereddütle kaldı. Felix'in yanına gelmeye yüzü var mıydı?

Gözlerini kapattı ve eli havada bir süre bekledi. Belki de gelmemeliydi. Hem Felix onun bu sargılar içindeki halini görürse çok üzülürdü.

Yapmak zorundaydı. Sevgilisinin yanında olmak zorundaydı.

Sonunda tüm cesaretini toplayarak kapıyı çaldı.

Kapıya yaklaşan ayak seslerini sevgilisinin "Kim o?" Diyen sesi takip etti. Yüzünde buruk bir tebessüm oluştu. Kim olduğunu bildiğini biliyordu. Felix sadece Hyunjin'in geleceğine kendini inandıramadığı için sormuştu bu soruyu.

Hyunjin cevap vermedi ve kapının açılmasını bekledi.

Aradan bir kaç saniye geçince kapı hafifçe aralandı.

Hyunjin kapıyı iterek tamamen açtı ve karşısında ağlamaktan gözleri şişmiş ve kıpkırmızı olmuş sevgilisini gördü.

Bir süre sadece birbirlerine özlemle baktılar. İlk konuşan Hyunjin oldu.

"Neden bana söylemedin?"

Felix daha fazla dayanamadı ve yere çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Hyunjin hemen tamamen içeriye girdi ve dış kapıyı kapatıp Felix'in yanına çöktü.

"Korktum! Çok korktum! Sana bir şey yapacak diye çok korktum! Seni durduk yere üzmekten çok korktum! O kadar aptaldım ki korkularımın esiri oldum!"

Hyunjin Felix'i hızlıca kendine çekip ona sımsıkı sarıldı. Öyle bir sarıldı ki, sanki bir daha asla bırakmayacakmış gibi.

"Özür dilerim Felix. Çok özür dilerim sevgilim. Yalvarırım affet beni bebeğim. Seni dinlemeliydim. Seni dinlemeden kendi kendime kafamda aptal bir senaryo kurdum ve buna inandım. Yanında olmalıydım. Seni korumalıydım. Bir sorun olduğunu anlamalıydım. Sana güvenmeliydim sevgilim. Yalvarırım affet beni. Yalvarırım sevgilim."

Felix'in ağlaması daha da şiddetlendi. Ve Hyunjin'in göğsünden başını kaldırmadan yumruğunu Hyunjin'in göğsüne geçirdi. Bunu bir kaç kez daha tekrarladı. Hyunjin hiç bir şey yapmadan onu sımsıkı sarmaya devam etti. Hyunjin hayatında ilk defa birinin ona vurmasına izin vermişti.

Son attığı yumruk yarasına yakın bir yere gelince acıyla hafifçe inledi.

Felix ne yaptığını fark ederek hemen kafasını kaldırıp endişeyle Hyunjin'e baktı.

"B-ben özür dilerim. Ben ne yaptığımın farkında-"

Hyunjin Felix'in sözünü dudaklarıyla onun dudaklarını kapatarak yarıda kesti.

Felix'in dudaklarına uzun ve tutkulu bir öpücük bırakıp geri çekildi ve onu tekrar göğsüne çekti.

Felix'in kolları güçsüzce iki yanına düştü. "Beni yatağımıza götür sevgilim." Diye mırıldandı güçsüz bir sesle.

Hyunjin hiç bir şey söylemeden Felix'i kucağına aldı ve odalarına doğru yürümeye başladı.

Felix başını Hyunjin'in göğsüne yasladı. Sayıklıyordu ama Hyunjin ne dediğini anlayamıyordu.

Hyunjin'in sırtındaki yara bir anda sızlayınca acıyla dişlerini sıkıp yüzünü buruşturdu. Sırası değildi. Hem de hiç sırası değildi.

Hyunjin Felix'i yavaşça yatağa bıraktı ve yanına uzandı.

Felix baygınca Hyunjin'e baktı. "Yarın pastanede yine birlikte brownie yapalım mı? Ben yaparken çok eğlenmiştim." Diye mırıldandı.

Hyunjin gülümsedi ve başını salladı. "Yapalım sevgilim. Ama şimdi sen bunları düşünme ve uyu. Dinlenmen gerekiyor."

Felix başını salladı ve yorgunca gözlerini kapattı.

Felix gözlerini kapattığı gibi Hyunjin'in sinirden yüzü kasıldı. O an aklında olan tek şey sevgilisini bu hale getiren o şerefsiz piçi kendi elleriyle gebertmekti.

Pastane | HYUNLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin