Final
Odada gerginlik ele alınabilecek kadar fazlaydı. Herkes birbirlerine bakıyor ama asla konuşmuyordu. Odanın içindeki kimse kimseyi tanımıyor, tanışmak için de uğraşmıyordu. Herkes Beomgyu'nun uyanmasını bekliyor, vereceği tepkiden korkuyordu oysaki korkmalarına hiç de gerek yoktu.
Yeonjun vampirlerden nefret etmesine rağmen Soobin'in omuzuna kafasını yaslamış ve burnunu çekmişti. Odadaki diğer vampirlerle ilgilenmiyordu çünkü saçının teline bile bir şey olmasına izin vermeyeceği arkadaşının vurulduğunu duyunca dünya başına yıkılmıştı. Şans eseri Soobin yanında olmasa asla yerinden kımıldayamazdı. Zaten her şeyi en ince ayrıntısıyla bilen ve olaya en hakim olan Huening Kai ise herkese Beomgyu'nun bu duruma kötü bakmayacağını söylüyordu ama Aeri'ye kesinlikle buna inandıramıyordu. Aeri kesinlikle Taehyun'u ilk gördüğünde arkadaşını bu hale çevirdiği için kafasına sıkacaktı. Ne değişirdi orasını kimse bilmiyordu.
Gerçi, Taehyun. Bu odadaki tek eksik Taehyun'du.
Kimse onun nerede olduğunu sormaya bile cesaret edemiyordu çünkü en ufak bir sesli çıkan kelimede herkes birbirine girer gibiydi. Vampirler ve insanlar ilk defa bir oda da beraber olup bu kadar sessiz kalıyordu. Doktorlar artık uyku ilacını kesmesine rağmen uyanmıyordu Beomgyu. Aeri gözlerini Beomgyu'nun kıpkırmızı olmuş olan bileğinde gezdirdi ve dolan göz yaşlarını akıtmamak için kendisini bastırdı.
En ufak bir hareketin bile fark edildiği oda da ilk başta Beomgyu'nun hafif inlemesi duyulmuştu. Uyanmadan önceki mırıldanmayla, acı inilti karışık bir şekilde ses çıkarmış gözlerini sıkı sıkı yummuştu.
Uyanmıştı Beomgyu ama açamıyordu gözlerini. Beyni patlamak üzereymiş gibi hissediyordu. Kafasında garip bir basınç vardı, gözleri kapalı olmasına rağmen neyin nerede olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdi, Huening Kai'nin parfümünden oda spreyinin kokusuna kadar alabiliyordu. Hastanenin kokusunu zaten sevmezdi Beomgyu, şimdiyse o sevmediği kokuyu iliklerine kadar hissediyordu. Kulakları, duyduğu seslerin yoğunluğu canını çok yakıyordu, tüm sesler birbirlerine karışmış, odanın dışından gelen doktorların sesini bile yanı başında bağırıyorlarmış gibi duyuyordu. Ellerini kulaklarına bastırdı. Vücudunda normalin aksine hiç bir şekilde yorgunluk hissetmiyordu onun için ellerini kaldırıp kulaklarına bastırırken hiç de zorlanmamıştı.
Tüm gücüyle kulaklarına asıldığında bileğindeki acıyla durumu kavradı Beomgyu. Aklına aniden dolan anılarla yaşadığının ve Taehyun'un bunu gerçekten de yaptığının farkındalığıyla vücudunu germeyi bıraktı. Sıkı sıkı yumduğu gözlerini açtı, o zaman kendisini kastığını, Aeri, Huening Kai ve daha önce vampirlerle olan görüşmesinde gördüğü birisinin kollarına girdiğini gördü.
"Beomgyu?" Demişti Yeonjun oldukça kısık bir şekilde. Hatta söylememiş gibi, küçük bir dudak oynatılmasıydı ama Beomgyu bunu duyabilmişti. Yeonjun oldukça korkmuş duruyordu ve arkadaşına çekinerek bakıyordu.
Beomgyu gözlerini bileğine çevirdi. Bileğinde iyileşmeye başladığı belli olacak şekilde iki diş izi duruyordu. Etrafı beyazlamış, bileğinden koluna doğru olan damarlarındaki kan akışını görebiliyordu. İlk başta bu iğrenç gelse de sonra ilginç buldu. Teni normalden beyazdı ve bu durumu az da olsa kanıtlar nitelikteydi. Beomgyu'nun içini hafif bir heyecan kapladı, bu şekilde olmasını istemezdi ama sonuca odaklanmıştı.
Taehyun mecburdu.
Etrafında gezdirdiği gözleri vampirlerde durdu. "Taehyun." Dedi çatlamış sesiyle. Midesi bulanıyordu. Kaç gündür uyuyordu?
Boğazını temizleyip tekrar konuşacaktı ki daha önceden kendisiyle konuşan vampir sözünü kesti. "Kendini kasma, kendini kastıkca daha kötü olacak. Kokular, duyular, sesler ağır gelebilir. Sadece uyu." O kadar hızlı ve monoton konuşmuştu ki Beomgyu şaşırmıştı. "Uyumak istemiyorum, sadece.." sustu. Ne istiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liberation / taegyu
FanfictionVampirler ve insanlar yüzyıllar boyunca bir anlaşma ve düzen içinde yaşamıştı. Ta ki 21. yüzyılda vampirler anlaşmayı bozana kadar. ** "Bırak herkesin parmakla gösterip iğrendiği ya da imrendiği kişiler olalım Beomgyu."