"ısır beni?"
Sanki doğrulamak istermiş gibi tekrar etmişti beni. Kafamı salladım yavaşça, eğer buna hevesli görünürsem daha fazla şüphelenebilirdi. "Beni ısırırsan eğer sizin tarafınıza geçerim." Gözleri süreki boynuma takılıp duruyordu. Kendisini dizginlemeye çalıştığı o kadar belliydi ki. Ne diye zorlaştırıyordu hâlâ? "Bunu niye istiyorsun?" Bu sorudan kaçmaya çalışsam da öğrenmek istemesi çok normaldi.
"Babama bir ders vermek istiyorum."
Babam yeni bir anlaşmanın gereksiz olduğunu düşünüyordu. Diğer sözcüler yeni bir anlaşma için çırpınırken babam sürekli karşı çıkıyordu. Hergün dışarda vampirler yüzünden ölen onlarca insanlar vardı. Bir gün sıranın bana da geleceğini bilmekti kötü olan. Ayrıca bir kez olsun tehlikeye düştüğümde ne yapacağını merak ediyordum. Bunu farklı yollarla da deneyebilirdim ama bir taşla iki kuştu, böylece yeni sözleşme için de ikna edebilirdim onu. Tek veliahtıydım, beni kaybetmeyi göze alamazdı.
Uzun saçlı kaşlarını kaldırdı. Yüzümün her noktasını ezberlemek istermiş gibi, irisleri yüzümün her yerinde gezdi. Babamın haksız çıkmasını istiyordum. Masada oyunlar oynayarak haklı çıkmıştı bugüne dek. Bir kez olsun haksız çıkmasını, o kibirini söndürmek istiyordum. "Babana ders vermek için acı çekmeyi göze mi alıyorsun?" Hiç konuşmayacak sanarken birden konuşunca dikkatim tekrar onda toplandı. "Bu senin de yararına olacak." Bir adım geriye çekilip güldü. "Benim yararıma nasıl olacakmış?"
"Vampirler olarak ne istediğinizi bilmiyorum ama eğer beni ısırırsan bu işlem hızlanabilir. Babama bunu bir tehditmiş gibi gösterebilirim." Safkan bu sefer ikna olmuş gibi kaşlarını indirdi. Aklında hâlâ soru işaretleri var gibiydi ve bu benim daha çok kıvranmama sebep oluyordu.
Başıma ağrı girince elim ile şakaklarımı tuttum. Eğer beni şuan ısırmazsa sıkıntıdan patlayacaktım.
"Sana nasıl güvenebilirim?" Dediğinde az önce açtığı aramızı ona yaklaşarak tekrar kapattım. "Ben daha adını bile bilmediğim birisine nasıl güvenip de babama ihanet edeceksem, öyle."
Gözlerini sıkı sıkı yumunca anlamıştım bundan da galip geldiğimi. Bana sadece babama göstereceğim iki geçici diş izi lazımdı. Karşımdaki safkanın sonra ne yapacağı umurumda değildi. Babama ihanet falan etmeyi şimdilik düşünmüyordum, ama ayağıma böyle bir fırsat gelmişken de geri tepmeyecektim. Sadece karar verene kadar çift taraflı oynamak en iyisiydi. Vampirler bugüne kadar hep düşmanımızdı, birden düşmanımın tarafına geçemezdim. Üstelik bu safkanı bir daha görmeyeceğime de emindim.
Siyah saçlı birden güldü. Neden güldüğünü anlamasam da "Eğer seni ısıranın kim olduğunu sorarsa, ismim Taehyun." Demişti. Sonunda ismini öğrenebildiğim için yüzümde küçük bir tebessüm oluştu. "Taehyun." Diye mırıldandım. "Tamam."
Az önce ne kadar kararsızsa şuanda o kadar da kararlıydı. Şimdi her ne olduysa tereddüt etmiyordu.
"Acıyacak." Dediğinde umursamadan ellerimi omuzlarına yerleştirdim. Tek düşünmediğim şey acı çekecek olmamdı. Taehyun'da bunu fark etmiş olmalı ki ellerini belime yerleştirip beni geriye ittirdi. Kaşlarımı çatıp başımı arkaya çevirdim. Ne yapmaya çalıştığını anlayınca ise geri önüme dönüp ona ayak uydurdum. Sonunda istediği gibi sırtım ağaca değince bakışları boynumu buldu.
"Kendini geriye çekmeye çalışırsan daha çok acır." Artık sözleri canımı sıkmaya başlayınca ceketinin yakasından tutup onu kendime çektim, elim ensesine tırmanmış boynuma tam olarak ağzını konumlamıştım. "Yap artık şunu."
İçimde bir huzursuzluk vardı. Ters giden bir şey vardı sanki.
Gömleğimi çekiştirip bir yakasını tamamen omuzumdan düşürdü. Derin nefes alış-verişlerinden endişelenip başımı yüzüne çevirdim. Başımı arkamdaki ağaca yaslayıp yüzünü tamamen görebildiğimde gözlerinin kırmızılığı beni korkuttu. Bu öyle açık bir kırmızı değildi, olması gerekenden daha da koyuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liberation / taegyu
FanficVampirler ve insanlar yüzyıllar boyunca bir anlaşma ve düzen içinde yaşamıştı. Ta ki 21. yüzyılda vampirler anlaşmayı bozana kadar. ** "Bırak herkesin parmakla gösterip iğrendiği ya da imrendiği kişiler olalım Beomgyu."