"emin misin?"
Küçükken yıldızları sever bir o kadar da sakınırdım herkesten. Sanki benimmiş gibi davranır kimsenin bakmasına dahi izin vermezdim. Annem de buna dahildi. Parlak ve küçük olan yıldızlar evdeki tek kaçış yerimdi. Ne zaman kendimi kötü hissetsem, ne zaman babamla bir kavga etsek kendimi odamdaki balkonda bulurdum ta ki mesleğimi edinene dek. Bana ilk başta bu parlak yıldızları gösteren kişi annemdi, daha sonra ondan da sakınır olmuştum orası ayrı konuydu. Her derdimi yıldızlara anlatır, olmayan arkadaşlarımın yerine koyardım benden kaç ışık yılı uzaklığında olan yıldızları. Annemse bu halime ilk başta üzülse de sonralarda gülüp 'çocuk aklı işte, sahipleniyor her şeyi.' derdi.
Şimdiyse o aşık olduğum yıldızlar hemen yanımda, Taehyun'un gözlerindeydi. Işık yılı kadar uzaklıkta değil hemen yanımdaydı. Gerçekten de parıl parıl parlıyorlardı.
Kafamı salladım usulca. Onun için neler yapabildiğimi görsün istemiştim. Herkesin diline yerleşmiş olan buzlar prensiyken Taehyun onunla ilk sohbetimde insanların düşündüğü gibi olmadığını söylemişti. Daha o zamanlarda erimiştim, şimdi ayakta kalmam veya direnmem bir şeyi değiştirmezdi.
Biz birbirlerimizi değiştiriyorduk.
Elimi saçlarından çekip kabanımın kemerine koydum ve çözmeye başladım. Kabanımı çıkarıp olduğu gibi yere attım, gömleğimin ilk bir kaç düğmesini çözüp omuzumdan sarkıttığım sırada Taehyun ellerimden gözünü çekip "bu sana da dejavu hissi yaratmadı mı?" Dediğinde kendimi tutamayıp güldüm.
En son bu düğmeleri beni mühürlerken çözmüştüm.
Taehyun beni baştan aşağı süzmeye başladığında kendimi çıplak gibi hissetmiştim ki yarı çıplaktım zaten. Boynumda bakışlarını durdurduğunda kafamı biraz daha eğip gözlerini görmeye çalıştım. Gözlerinin akı yavaş yavaş kırmızı olmaya başlamıştı. Boynumdan gözlerini çekip gözlerimin içine baktığında heyecandan öleceğimi sanmıştım. Sanki gözlerine değil de yere dökülmüş koyu kırmızı bir boyaya bakıyordum. Gözleri imkansız ve inanılmaz geliyordu.
"Aklımı uçuruyorsun." Dediğinde kabanından tutup kendime çektim onu. "Eğer şimdi bunu yapmazsan, telefonum çalabilir, bir araba gelebilir, bir vampir bizi basabilir hatta üzerimize ağaçlar bile devrilebilir. Artık hiçbir şeye 'olmaz' gözüyle bakmıyorum." Dediğimde güldü. Ama artık cidden hiç bir şeye sabrım kalmamıştı. Boynuma doğru azıcık eğilip kafasını kafama yasladığında "sürekli bunu yapacak mısın?" Demişti. Bir yandan da ellerini belime koyup gömleğimi biraz daha aşağıya çekmişti.
"Nasıl yani?"
Başımı ondan tarafa döndürmeye çalıştığımda görüş açımı kapatan saçlarıyla ellerimi saçına atıp uzun saçlarını tek elimde at kuyruğu şeklinde topladım. Uzamış olan köpek dişleriyle kalbim yerimden çıkacak sanmıştım. "Bağımlısı olurum." Demişti uzamış dişleri yüzünden peltek bir şekilde. İnci gibi olan beyaz uzun dişlerinden gözümü çekememiştim. Daha önce dişini uzunken sadece bir kez görmüştüm ama ne bi kadar büyülenmiş ne de bu kadar etkilenmiştim. Eğer kanım konusunda bağımlı olmaktan bahsediyorsa olabilirdi. Yanında olduğum sürece ona hep izin verecektim.
Kendimden oldukça emin konuşuyordum. "Yanında olduğun sürece izin vereceğim." Dedim. Sanki dediğim şey komikmiş gibi gülmüştü. "Kanının değil."
Daha söylediği kelimelerin etkisinden çıkamadan dişleri mühürümün olmadığı tarafta derimi delip geçmişti. Kafamı biraz daha Taehyun'a doğru yatırıp istemeden acıyla inledim. Ama acı anında geçmiş ve yine kendimi bulutların üzerinde gibi hissetmeye başlamıştım. Tek elimle tutup topladığım saçlarındaki elim yavaş yavaş kaymış ve beynim pelteleşmişti. Gözlerim kayınca ellerimi Taehyun'un omuzuna yerleştirdim. Vücudumu inanılmaz bir zevk dalgası yalayıp geçmişti. Taehyun'un dişlerinin hemen ardında sıcak dilini hissedince iyice gerçeklikten kopmuştum zaten. "Taehyun.." diye mırıldandım. Kanım çekiliyordu ve bunu tüm hücrelerimde hissedebiliyordum. Belimdeki eller sıkılaşmış ve beni kendine daha çok yapıştırmıştı. Bu hissettiklerimin yanında onun da hissettikleri dizimin bağını çözmüştü, Taehyun tutmasaydı yerdeydim kim bilir. Hissettiklerimizin yanında Taehyun ile ruhum tekrar birleşmiş, bir araya gelmiş gibi hissediyordum. Sanki uzun zamandır birbirlerinden ayrıymış da Taehyun beni ısırmaya başladıktan itibaren birleşip özlem gidermişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liberation / taegyu
Fiksi PenggemarVampirler ve insanlar yüzyıllar boyunca bir anlaşma ve düzen içinde yaşamıştı. Ta ki 21. yüzyılda vampirler anlaşmayı bozana kadar. ** "Bırak herkesin parmakla gösterip iğrendiği ya da imrendiği kişiler olalım Beomgyu."