Bölüm5:Hastane Duvarları

49 7 1
                                    

Şarkılar:

Uğur Akyürek:Aşk izi
Yalın:Ki sen
Rei:Ah bu yollar

🎶

Bir deniz kabuğuydu sanki hayatım. Kulağını daya, yaklaş, fark et ve anla.

Sevdiklerimiz yanımızdaysa nefes almak ne kadar da paha biçilemez oluyordu. Onlarla gülersin, kalbinin atışını yanı başında hissedersin. Ama hiç düşündün mü? Sevdiğin birisi, gözlerine bakınca yıldızların parıltısını gördüğün, kahkasında bülbüllerin öttüğü, susunca kahinata kış geldiği, üzülünce gezegenlerin yer değiştirdiği o kişi artık hayatında yok desem. Şuan Kaf dağının ardına gitti desem. Nefes almayı yine de bırakır mısın? O yok diye sen de gülmeyi unutacak mısın? O varken dimdik ayakta durabiliyorsan o yokken de başın eğilmemeli. Sana ne acılar çektirdi, hatırla. Ne kadar sevse de o seni umursamayıp gitti bile. O senin gülüşündeki bülbülleri öldürme pahasına gitti. Umrunda bile olmadın.
Sen onun gözlerinde yıldızlar arası parıltıları görürken, o kişi senin gözlerinde ölü bir şehir gördü. Keşke daha fazlasını görebilseydi ama o gitmeyi seçti. Sen de ondan gitmeyi öğrenmelisin. Hayat fırsatlarla dolu. Eğer fırsat senin ayağına gelmiyorsa sen fırsatın ayağına git. Kimse senin neşenden daha önemli değil. Senin bir gülüşün koca bir evren ederken onun küçücük gezegenine takılma.

🎶

Annemi her ne olursa olsun, her ne yaşamışsa yaşasın asla affetmezdim. O kazanın bilerek gerçekleştiğini düşünüyordum. Benim gülüşümü çalmıştı. Bülbüllerimi benden almak pahasına gitmişti. Anneme dair hatırladığım pek bir şey yoktu. Zaten çok küçük bir kızdım. Kaza olduğunda altı yaşındaydım. Annemin bana paten alması, babamın bisiklet sürmeyi öğretmesi, ilk defa deniz görmem, babannemin vefat ettiği günü, köpeğim boncuğun hastalanması ve onu kurtaramayışımız, babamla bahçeye lale dikmemiz... Hep hatırlamak istediğim günler kalmıştı aklımda. İz bırakan anlar saklıydı bende. Ne günlerim geçmişti gerçektende. Bazen gülmekten yanaklarım ağrır, bazen ağlamaktan gözlerim ağrırdı. Asla bir dengem yoktu sanki. Hiç mutlu olduğum günler yok mu? Elbette vardı. Güzel Sanatlar üniversitesini kazandığım gün benim için bir milâdın başlangacıydı. İlk defa gerçek anlamda midemde kelebekler uçuştu o gün. İlk önce ülke çapında ve sonrada dünya çapında ün kazanmıştım. Sayısız konser düzenlenmişti. Sevenlerimin bir kısmıyla buluşmuştum.
Mutluluğu da iliklerime kadar yaşamıştım elbette. Ama hayatın tokadını da bir çok kez yemiştim. Hâlâ da yemeye devam ediyordum. Ben sanırım hayatım boyunca işlemediğim bir günahın cezasını çekmeye mahkûmdum. Bir idam mahkûmuydum sanki. Ölene kadar çekilecek bir ceza... Hafifleyen ama asla geçmeyen yaralar..
Bağırsan da seni duymayacak olan insanlar... Ve ben. Yaşamakla cezalandırılmış, ölmek isteyen ama babası için yaşamak zorunda olan masum bir kız çocuğu. Ufuktan görünen hayaller... Yakın ama bir o kadar da uzak.. Ufuğun ince ipi gibi ölümle yaşam arasında bir çizgi.

Babamın mavi denizlerini kapatan göz kapaklarına bakarak derin düşüncelere dalmıştım. Odaya geldiğimden beri derin bir uyku içindeydi. Onu rahatsız etmemek için odanın köşesindeki sandalyeyi çekip oturmuştum. Belki de bu hayatta tek yaşama sebebimdi babam. Bana uzaktan bakan insanlara göre çok karamsar görünüyordum ama benim içimde olanları bir tek ben biliyordum.

Dayımla konuştuğumdan beri kafamda bir sürü çelişki vardı. Annemin öldüğü günü dün gibi hatırlıyordum. Tabuttaki cansız bedeni, mezar taşında ağlamam, öldüğünü kabullenemem... Bunlar gerçek ve çelişkisi olmayan, kafa karıştırmayan şeylerdi. Kafa karıştıran şeyler ise annemin bundan bir hafta önce Eskişehir otobüsünde görülmesiydi. Polisler kimlik kontrolü yaparken annemin vefat ettiğini fark etmişler. Annemi polis merkezine götürmek istediklerinde ise pencereden kaçmış. Soy ağacından dayımı bulup onu aramışlar. İki ihtimal vardı. Ya annemin şuan yaşıyor olması, -ki bu imkansızdı- ikincisi ise birisi annemin kimliğini kullanıyordu. Ama neden birisi ölmüş bir kadının kimliğini kullanırdı ki. Birinci ihtimal eğer gerçekse de annemi asla affetmezdim. Bana çektirdiği acıları unutmam imkansızdı. Ben unutsam geçmişim unutmazdı. Annemle belki başka bir yaşamda karşılaşır, onu affederdim. Ama bu yaşamda, bu hayatta olamazdı. Şimdi ne ölüsü ölüme, ne dirisi dirimeydi.

BU DÜNYADAN DEĞİL (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin