Bölüm8:Kediler

39 6 4
                                    

Şarkılar:

Yüksek Sadakat:Belki üstümüzden bir kuş geçer
Çağan Şengül:kırlangıç
Emre Aydın:kırlangıç

İyi okumalar...

                             🎶

Arka arkaya sıralanmış renkler gibiydim. Güzel ama anlamsız...

Ama acıyı çeken bilir değil mi? En çok ağlayan bilir en güzel gülmeyi. Gündüzünde ızdırap çeken bilir gecenin kıymetini.

Elinden kayıp gidince bilinir bâzı şeylerin kıymeti.

Kuşların kıymeti, yalnızlığın kıyameti.

Gülüşü güzel olan en çok ağlayandır, derler. Gülüşümü de sevmezdim ama sorsalar en çok ben ağladım. Altı yaşımdan beri... Neredeyse her gün.... İçim çıkana kadar... Gözlerim kuruyana kadar.... En sonunda da inadım durulana kadar...

Siteye girdiğimde ilk işim komşudan Goril'i almak olmuştu. Beni çok özlediği için hemen üzerime atlamıştı. Tabii bunu yaparken sivri pençelerini geçirmesi de cabasıydı.

Goril'e birlikte eve girdiğimde ilk olarak kedimin mamasını koydum. Sonra güzel bir duş almış, saç ve vücut bakımı yapmış, bir de kahve almıştım. Şimdi bir yandan kahvemi yudumluyor, diğer yandan yeni bestem üzerinde çalışıyordum. Goril evine gelmenin rahatlığı ile hemen uyumuştu. Ben ise yerde bağdaş kurup oturmuştum. Sağ tarafımda karman çorman bir sürü kağıt yığını. Sol tarafımda önceki aylarda ve yıllarda yaptığım bestelerim. Önümde bilgisayarım. Kucağımda turuncu gitarım -evet gitarım turuncuydu çünkü en sevdiğim renk turuncuydu sebebi de bana sonbaharı anımsatmasıydı- bir şeyler uydurmaya çalışıyordum. Tüm bu kargaşanın arasında magazin haberlerini kontrol etmiş ve bana dair tek kötü şey bulamamıştım. Yağız gerçekten dediğini yapmıştı. Gördüğüm ilk fırsatta ona teşekkür etmeyi ihmal etmeyecektim.

Tam o sırada kapı çaldı. Daldığım yerden irkilerek uyandım. Eve daha yeni gelmiştim ve hiç birisini kabul edesim yoktu. Ama 'belki önemli bir şey olmuştur' diye kendimi kapıyı açmaya teşvik ettikten sonra bağdaşımı bozup doğruldum. Ortalığın dağınık olmasını umursamadan kapıya ilerledim. Bu evde artık bir hizmetli çalıştırmak şart olmuştu.

Kapının yanına yaklaştığımda zil ikinci kez çalmıştı. Delikten baktığımda Bahar teyze ve elinde üzerinde dumanı tüten kurabiyeler ile karşılaştım. Yüzüm birden güldü ve kapıyı sonuna kadar açtım. Bahar teyze yan sitede oturan komşumuzdu. Yemeklerini ve anaç tavrını seviyordum. Babamdan bile daha yaşlıydı. Beyaz saçları omuzlarına dökülüyordu. Simsiyah parlayan gözleri vardı. Neşeli ve kibardı.

"Hoşgeldin Bahar teyzem."dedim.

"Hoşbuldum assolist kızım." Ve bahar teyzenin bana assolist diye seslenmesini de seviyordum.

Kapıyı açıp Bahar teyzeyi içeriye davet ettikten sonra elindeki tabağı aldım.

"Oo, ellerine sağlık."

"Afiyet olsun. Geldiğini duyduğum gibi kurabiye yapıp getirdim sana."

"Çok teşekkür ederim. Sen geç içeriye ben çay koyup geliyorum."

"Tamam kızım."

Ocağa çayı koyup kurabiyeleri bir tabağa boşalttım. Yanına bir kaç atıştırmalık ekledikten sonra çayın altını kapatıp odaya götürdüm.

Bahar teyze bestelerimin başına oturmuş sadece bakmakla yetiniyordu. Asla karıştırmıyor ve yerlerini değiştirmiyordu. Geldiğimi görünce kafasını kaldırıp bana baktı. "Bunlar ne kızım?"diye sordu.

BU DÜNYADAN DEĞİL (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin