Bölüm27:Dönüm Noktası

41 5 5
                                    

Şarkılar:

Zakkum:Gidiyorum yolcu et
Murat Dalkılıç:Yalan dünya
Ayça Özefe:Yıkılmam asla

🎶

Bugün günlerden salı,
kalbimde bir arbede yaşandı.
Eğer saysaydın her kalp atışını,
görecektin ruhumun nasıl parçalandığını.

Görmemeyi seçtin.
Un ufak oldum her seferinde.

Ben de isterdim küllerimden doğmayı.
Seninle tekrardan yaşamayı...

Dünya dar geldi.

Sen geçerken yolundan beni tanımadan,
paralel evrende bizdik beraber yaşlanan.

Dinlemedin bir kere bile.
Yandım bile bile.
İçimden dedim ki her seferinde:
En sevdiğinden mi sakınacaksın kalbini?

Sevildiğim kişi olmadığımda yaşadığım hayal kırıklığını kimseye anlatamam.
En azından ben, bu acıyla sende kalamam.
Göğsünde sana titreyen küçük bir serçe gibiydim.
Kimse bana acımadı. Ben kendime hiç acımam.

Gökyüzüne saldığım her bir dilek feneri için tüm kuşlardan özür dilerim.

Ama tüm bu yaptıklarıma rağmen yine de yaşamayı dilerdim.

Senin beni yalandan sevdiğini hep bildim fakat bir kere kalbine sığınmayı diledim.

Denedim, denedim, denedim.

Yenildiğim gecelerin sabahı nasıl yenilenerek kalktığımı bilemezsin.

Yine de... Bil isterdim.

Her gece bunun için bir dilek feneri feda ettim.

O ağrı kesici bir tek bana mı işlemiyor?
Vücudum nefes alıyor ama yaşamıyor.
Gururum bana inat kalmayı seçiyor.
Yüzsüz olmak istiyor.

Sanırım konu ilaç değil.

En yüksek kattan atladım. Her seferinde. Tüm kemiklerim kırıldı. Alçıya alınmasını bile beklemeden tekrar tekrar çıktım ve atladım. Güvendim çünkü. Tutar beni dedim. Tutmadı. Bir terslik olmuştur dedim. Tekrar atladım. Yine tutmadı. Bu döngü ona olan güvenimi kaybedene kadar devam etti. Kırılacak kemiğim kalmayana kadar güvendim.

İndiğim merdivenlerin son basamağına geldiğimde derin bir nefes alarak trabzanlara tuttundum ve biraz soluklanmayı denedim.

Çatıdan zemin kata o kadar hızlı bir şekilde adımlamıştım ki bacaklarım bir süre sonra dengede zor durumaya başlamıştı.

Fazla mı abartılı tepkiler vermiştim, fazla mı üzerine gitmiştim? Bilmiyordum. O an içimden ne yapmak geliyorsa onu yapmıştım. Pişman mıydım? Belki... Biraz... Kimi kandırıyordum ki! Köpek gibi pişmandım. Çok seviyordum onu. Ama biraz da burnu sürtsün istiyordum.

Çantamı kolumda sabitledim ve kafeteryaya doğru ilerledim. Kendime şekersiz filtre bir kahve aldıktan sonra boş masalardan birine oturdum. Telefonumu çıkardım ve sosyal medya hesaplarımı kontrol etmeye başladım. Kayda değer anormal bir olay gözükmüyordu. Sıradan şeyler konuşuluyordu benim hakkımda. Kuaförüme ne kadar ödediğim, tırnaklarımı nerede yaptırdığım, ne kadar güzel olduğum, şarkılarımın sözlerinin ne kadar anlamı olduğu... Can sıkıntısıyla sayfayı yeniledim. O an bir bildirim düştü ekranıma. Kocaman bir yazı vardı karşımda.

BU DÜNYADAN DEĞİL (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin