On sekiz: I never felt so alone

319 40 57
                                    

"içeride bir haltlar yediklerine eminim", Tae fileyi sıkıca direğe bağlarken bir türlü yapamayan kızın elinden aldı ve onunkini de bağladı. Seori dalgınca Tae'nin düğüm attığı yere bakıyordu, "bundan bizene", dedi yeni anlamış gibi Tae'nin omzuna bir tane geçirirken.

"Jimin ve Jungkook niye gelmiyor?", Dedi sıkıntıdan topu elinde çeviren Namjoon. Üzerindeki tişörtü çıkarıp atleti ile kalmıştı ve herkesi korkutacak derece de kasları ortadaydı.

"Hyung, neden spor salonuna gittiğini anladım", dedi Tae muzipçe gülümserken.

Namjoon de memnun bir gülüş attı ve halterci gibi kaslarını sıkmaya başladı.

"Hadi başlayalım", dedi Jimin nefes nefese merdivenlerden inerken.

Seori ve Tae'nin imalı bakışlarını görmezden geldi.

"Çükünü tutamıyor musun Jiminshi?", Tae dibine girip kulağına gıcık edici şeyler fısıldamaya başladığında onu itip diğer tarafa geçti ve ona ters ters bakmaya başladı.

"Neden geç kaldın Jiminshi?"

Seori de aynı tavrı takınınca oflayıp Namjoon'un yanına geçti. Ardından üstüne çeki düzen veren Jungkook merdivenlerde belirdi.

Kimse hiçbir şey düşünmemeye çalıştı. En azından denediler...

"Ben Jungkook'la, hepiniz karşıya geçin", dedi Jimin kendinden emin bir tavırla. Jungkook'u kolunun altına alıp, oynayacağı tarafı seçti. Bir kişi az oldukları için gölge yeri onlar aldı.

İkisi birbirine bakıp gülümsedikten sonra oyunu başlattılar.

Oyun başlarda çok iyi gidiyordu. İki takım da hırsla oynuyordu. Namjoon arada fileye asılıp Jimin'den azar yiyirdu.

Tae topa zıplarken sürekli açılan göbeği hepsini güldürmüştü.

Biraz yorulmaya başladıklarında, Jungkook tişörtünü kaldırıp terleyen alnını silmeye başladı ama Jimin'in tişörtün eteğini tutup indirmesi bir olmuştu.

Şaşkınca ona bakarken oyun hızla devam etti.

Seori, Tae ve Namjoon yüzünden topa dokunamıyordu ve ufak bir sinir krizi geçiriyordu.

"Çekilin", tüm günü ile Joon'u ittikten sonra topa vurdu. Namjoon sendelerken bunu hak ettiğini biliyordu.

Top Jimin'e gelmişti ve hızla geri yollamıştı. O sırada Tae'nin söylediği birşeye cevap veriyor olan Seori, topu tam kafasına yedi.

Tae kahkahasını zor tutarken herkes panikle Seori'nin tepesine dikilmişti.

"Okuduğum tüm yaoi karakterleri... Burada ne işiniz var?"

Baygın gözlerle tepesindeki insanlara bakıyordu.

"Böyle anlarda hep sapkınlıklarini mi hatırlıyorsun?", Taehyung'un sorusu Seori'yi kendine getirdi.

Jimin kıza elini uzattı, "üzgünüm gerçekten, iyi misin?"

"Az önce Jimin benden özür mü diledi? Arkadaşlar top hangimize çarptı?"

"Hahaha çok komik", Jimin kızı tutup kaldırırken, ne kadar hafif olduğunu fark etti.

Son olaylardan sonra -abisi ile olanlar- iyice zayıflamıştı. Ve bu yüzden, az önce kazara olan o an için bile pişman oldu.

"Gerçekten özür dilerim", dedi bu sefer daha samimi bir ses tonu ile kızın bir yeri incinmiş mi diye kontrol ederken.

Jungkook o an, farkında olmadan, Jimin'i gülümseyerek izliyordu.

Mystery of us • JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin