Hoşgeldiniz millet! Kafamın içinden yola çıkıp elimden, cümlelere dökülen bu hikayeye umarım şans verir, devam etmemi teşvik edersiniz. İyi okumalar!
Jungkook elindeki kağıda tekrar baktı. Ardından sokak isimlerinin yazdığı tabelaya gözlerini çevirdi. Az önce yolun tarifini dinlemişti ama şimdiden unutmuştu. Sıcak güneş başını yakarken, yüzünü buruşturup, gözüne kestirdiği bir kafeye girdi.
Klimanın serinliği onu şimdiden rahatlamıştı. Bavulunu bir köşeye koyup, garsonun masaya gelmesini bekledi. O sırada bileğindeki saate bakıp, bakışlarını yolun karşısındaki denize çevirdi.
Sıcak olması dışında bu kasabaya şimdiden ısınmıştı. Birde aradığı evi bulabilseydi...
"Seori! Masa 6'ya bak!"
Tezgahın ardından aceleci bir ses geldi, bir tane kız göz açıp kapayıncaya kadar Jungkook'un önünde belirmişti. Islak elinin birini önlüğüne sürerken, diğeri ile menüyü Jungkook'a uzattı. Kocaman gülümsedi ve özür diledi. Jungkook sorun olmadığını söyleyene kadar kız tekrar tezgahın arkasına gitmişti. "Yoğun olmalı", diye mırıldandı sessizce.
Tepesinde bir ampül yandı ve güldü. Kız siparişi almayı unutmuştu. Buna gülümserken kız yine koşarak geldi. "Eee siparişiniz?", Mahcup bir gülümseme vardı yüzünde. Jungkook sayfaları biraz daha karıştırdı. O sırada kızın onu izlediğini hissediyordu. Birden kafasını kaldırdı ve göz göze geldi. "Şu çelikli içeceği denemek istiyorum", diyerek menüdeki kırmızı ve serin görünen içeceği seçti. Kız başını salladı ve koşarak yerine döndü.
Kafe çokta yoğun olmamasına karşın, kızın böyle yapması, Jungkook'u güldürmeyi başarmıştı. Kasabada ilk olumlu enerji aldığı kişi bu olmalıydı. Diğer yandan, adresi bulamazsa ve biraz daha dolaşırsa ayakları şişecekti.
Farklı bir garson içeceği getirdi, Jungkook denizi seyredip içerken, kafenin kapısının minik zili çaldı. Kafasını çevirdiğinde gelen kişinin arkasını görebiliyordu.
Cidden iyi bir fiziğe sahip olduğu için, Jungkook bir süre incelemekten kendini alamadı. Sıcak havaya rağmen giydiği şekilli gövdesini güzel gösteren bir siyah gömlek ve, fit bacaklarını açıkta bırakan beyaz bir şort. Dergilerden çıkmış gibi duran fiziği ve yaydığı enerji, çoğu kişinin dönüp ona bakmasına sebep olmuştu. Tek sebep bu olmayabilirdi çünkü Jungkook sadece birkaç saattir bu kasabadaydı.
Aklından ilerde böyle bir fiziğe sahip olmak istediğini geçirirken, adam az önce adını öğrendiği - bir şekilde duyduğu - garson kıza seslendi.
"Jimin oppa!", Kız yine tezgahın arkasından fırladı ve tam kollarını açmıştı ki, adam elini önüne siper etti. "Tamam sarılmak yok", sahte bir şekilde surat asarak adamın elindeki poşeti kaptı, "Çok teşekkür ederim!", Eliyle parmak kalbi yapıp öpücük attı.
"Buna pişman olacağımı biliyordum", kız diğerinin koluna vurup, ona oturması için bir masa gösterdi. Adam direkt kapıya yöneldi, tam giderken başını bir süredir onları izleyen çocuğa çevirdi ve göz göze geldiler. Jungkook refleks olarak ne yapacağını bilemedi.
Neden tüm bunları izlediğini merak etmişti. Izlerken yakalanınca da bayağı garip hissetmişti. Adamı bir daha görmeyeceğini düşünerek kendini rahatlattı.
Adresi bu kez, pazardaki satıcılardan birine sordu, detaylıca anlatmalarını rica etti. Adam, evin kasabanın biraz dışında, daha ormanlık alanda kaldığını, yürüyerek gitmesinin zaman alacağını söylemişti. Ayrı yeten neden orayı aradığını da sormuştu, Jungkook evin ailesinden ona kaldığını söylediğinde adam biraz şaşırmış görünüyordu. Acelesi olduğu için oradan ayrıldı ve bu kez adresi anlamış şekilde yoluna devam etti.
Yarım saatlik yürüyüşün ardından yaklaştığını hissediyordu. Tarif edilen büyük kayaya varmıştı. Buradan sonra çok az yürümesi gerekecekti. Hava da yakında kararacaktı bu yüzden acele etmeye çalışıyordu.
Kayanın olduğu yere park yapılmıştı ve biraz ıssız görünüyordu. Parka girerken yürüyen birini görmüştü sadece. Bavulu artık elini acıtmaya başlamıştı.
"Hey sen, dur bakalım orada", sol tarafındaki bankın ve yakılmış ateşin etrafına toplanmış bir grup gençlerden biri - hiç güvenilir görünmeyen- ona seslenmişti. Görmezden gelip yoluna devam etmeyi düşündü ama elindeki ağır bavulla kaçması imkansızdı.
Durursa da başına birşeylerin geleceğini hissediyordu. Diğerleri onu izlerken kapüşonlu adam iyice yaklaştı. Jungkook kaskatı kesilmişti ve soyulma ihtimalini düşünüyordu.
"Nereye gidiyorsun böyle?", Diyerek devam edeceği yolu başıyla işaret etti. Bu soru onu daha da gerdi. Cevap vermeden sessizce bakmaya devam ediyordu ve göz temasından kaçıyordu. Adam elini omzuna koydu, "Konuşma özürlü müsün yoksa rol mü yapıyorsun?".
Jungkook omzundaki elin ağırlığı ile daha da gerilmişti. Daha önce kimseyle kavga etmemişti, deneyimi olsa bile bu kadar kişiyle baş edemezdi. Başına birşeylerin geleceğini hissediyordu. "Polis misin yoksa?", Diye sordu adam. Ardından gözü yanındaki bavula kaydı.
"Sana diyorum cevap versene". Jungkook adamın sinirlendiğini hissediyordu. Ateşin başında oturan biri daha kalktı ve Jungkook'a doğru gelmeye başladı. "Ander bırak, uğraşma ", dedi gelen kişi.
Bir süre bakıştılar. Jungkook hala sessizce bekliyordu. "Bu tarafa gidiyor ve orada tek bir ev var, garip bir tipi de var", diyerek Jungkook'a döndü. Garip bir tip? Senden daha yakışıklıyım diye geçirdi Jungkook içinden. Ardından bunun hiç sırası olmadığını hatırladı.
"Bırakın beni" ,dedi birazcık cesaret bulduğunda. Omzunu adamdan kurtarmak istedi. "Demek konuşabiliyorda", adam tek eliyle ile Jungkook'un yüzünü tuttu, çenesini sıkıyordu. "O zaman soruma cevap ver".
"Hey napıyorsunuz orada!". Jungkook birazcık rahatladığını hissetti. Karanlıkta ki silüet onlara yaklaşırken, sesin tanıdık olduğunu fark etti. Elleri cebinde gelen silüet, biraz ışığa yaklaştığında, Jungkook yüzünü görebilmişti.
Kafedeki adam.
Effy: helloo, umarım bölümü beğendiniz. Bu sadece girişti ve çok kısa tuttum. Bölümleri çok uzun yazmayı planlıyorum. Şuan hiç takipçim yok ve hesabım yeni. Zamanla neler olacağını bilemem. Jungkook şuan kasabaya, ailesinden ona kalan evi bulmaya geldi. Jimin ise, ondan pek bahsedemedik. Devamında neyin ne olduğunu daha da anlayacağız. Umarım beğenmişsinizdir. Jikook fici konusunda bana çok ilham veren birisi var, ama onu buraya etiketlersem rahatsız olur diye düşünüyorum. Belki ileride. Görüşürüzzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mystery of us • Jikook
FanficAilesinden ona kalan ev için küçük bir kasabaya gelen Jungkook, evde zaten birinin olduğunu öğrenir. Daha da ilginç olan bu kişinin ailesi hakkında çok şey bilmesidir, ama ailesi ona, Jimin'den hiç bahsetmemiştir. Jimin'in karanlık geçmişi ve Jungk...