Artık pembiş bölümler yazmak istiyorum. Valla daraldım ,yoruldum, ağlayıp durdum. (Fazla duygusal biriyimdir) acilen pembe pembe bölümler gelsin, Sarı sarı. Siyahlardan, grilerden bıktım. Aklımda bütün sahneler siyah, gri ikilisi ile oynuyor. Neyse az kaldı dayan mandalinammm dayan huh .
Lütfen beğeniyorsanız oy verin beğenmiyorsanız da yanlışlarımı söyleyin bu kitap tamamiyle yazım düzelsin ve güzelleşsin diye yazılan bir kitap size güveniyorum bunu yapabilirsiniz kalp kırmadan eleştirin lütfen mmmuuahh 😽Karışmış olmamın söylenmesinin üzerinden 2 hafta geçmişti. Bu süreçte hastane de kalmam ön görülmüştü. Ben de kabul ettim. Zaten o ailede daha fazla kalmak istemiyordum.
Elimde Ceylin ablanın getirdiği kitapla sakince tartışıyordum. Yani neden böyle bir olay yaşanıyordu ki kitapta anlamadım gitti. Adalet sadece zenginler için mi vardı?
Sırf adam ordan geçiyor diye, zengin bir adamın suçu üzerine yıkılmıştı. Sinir olmuştum iyice, şimdi de sisteme göre idam edilmesi gerekiyordu. Oysa sadece olaya şahit olmuş zavallı bir adamdı.
Keşke komikli kitap getirseydi. En azından kitaplarla mutlu olmak istiyordum. Bu 2 haftalık süreçte ceylin ablayla baya yakınlaşmıştık. Her molada üşenmeden yanıma geliyordu, neden yaptığını anlamamıştım ama.
Bana küçük keklerden getiriyordu. Sanırım minik süslü kekleri gerçekten seviyordum. O ailede o kadar baskılanmıştım ki neleri sevdiğimi dahi bilmiyordum ama şu 2 haftalım süreçte az da olsa kendim hakkımda bilgi sahibi olmuştum.
Mesela üzücü kitaplardansa komik kitapları okumayı seviyordum. Şekerli şeyleri de çok sevmiştim. Pembeyi seviyordum zaten ama bana hediye ettiği pembe midillili kalemi ayrı bir sevmiştim. Sanırım minik hediyeleri de çok sevmiştim.
Kendim hakkında bilmediğim ne çok şey varmış. Bu düşünce beni ölüm düşüncesinden gittikçe uzaklaştırıyordu. Sevdiğim şeyleri keşfetmem gerekiyor gibi hissettiriyordu.
Yasemin Hanım'da arada gelip, araştırma hakkında bilgi veriyordu. Sistemde ki ailelere ve kan kayıtlarına bakarak ailemi bulmaya çalışıyorlardı. Bu fikir hala beni korkutsada, ne yapacağımı bilemiyordum.
İstesemde istemesemde yaşımdan dolayı bir şey yapamıyordum. İşe girmek istesem 18 yaşından küçüklere o kadar az para veriyorlardı ki, bırak ev kiralamayı o parayla sokakta bile kalamazdım.
Günlerdir düşünüyorum ama hiçbir şey bulamıyorum. İster istemez o ailenin ne kadar korkutucu olacağı rüyalarıma giriyordu. Sırf bu yüzden 3 gündür 2 saatlik uyku üzerineydim, gerçi uyuduğum zamanlar da pek uzun sayılmaz ama.
Yasemin Hanım bana psikolog ayarlamayı önermişti, ama buna hazır olduğumu hissetmiyordum. O kadar çok düşünecek şeyim var ki ne yapacağımı şaşırdım. Düşüncelerim resmen kördüğüm olmuştu.
En azından müdür bey okul için izin vermişti. Okul 1.si olduğum için bana özel ders ayarlamaya çalışacağını söylemişti. Bunun için ona minnettardım.
Sonunda kitap bitmişti. Kitap nasıl böyle bitebilir ya aklım almıyor, son ana kadar umut etmiştim belki idam edilmez diye. Ama hayır kitap resmen adamın ölümüyle sonlandı. Göz yaşlarım istemsizce akarken,
içeriye neşeli bir şekilde ceylin abla girdi "selammmmmm ben geldimmm derinciği... "
Ona döndüm, göz yaşlarım hala akıyordu. Elinde küçük bir kutu ile şaşkınca bana bakıyordu. Hızlıca yanıma geldi. "Fıstığım ne oldu güzelim neden ağlıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asıl Ben
Teen FictionAbilerim kurgusudur İntihara meyilli 16 yaşında saf küçük bir kız kan bağına güvenmesi gerektiği bilinciyle büyümüştür bunu öğretenlerle kan bağı olmadığını öğrendiğinde ne olacak asıl kan bağı olan kişilere güvenebilecek mi yoksa yapayalnız ölecek...