Hatalarım olabilir lütfen eleştirmekten çekinmeyin zaten bunu yazım gelişsin diye yazıyorum asıl kurgularım bambaşka o yüzden istediğiniz kadar eleştirin ama sakince şimdiden teşekkürler 😽😽
Eve geldiğimizde Cem abi hala iyileşme sürecinde olduğumu söylerek tüm eşyalarımı içeri taşımıştı.
Evleri müstakil, bahçeli güzel bir evdi, çok huzur verici duruyordu. Arkamdan Ceylin ablanın tebessüm ederek hafifçe ittirmesiyle, etrafa bakmayı bırakıp, kahverengi ve beyaz renklerin ağırlıkta olduğu eve doğru yürümeye başladım.
Çok heyecanlanmıştım. Bahçede olan çiçeklere bakmaktan kendimi alamıyordum ki ben çiçeklerden nefret ederdim, aslında korkmak desek daha doğru olur.
Yavaş yavaş yürüyerek içeriye adımladım. Ev gerçekten temiz ve düzenli duruyordu, bu beni mutlu etmişti. Ayakkabımı çıkarınca bir abla gülümseyerek bana ev terliği verdi.
Sanırım burada ki yardımcıydı. Ceylin abla bahsetmişti. Tüm yol boyunca yabancılık hissetmememi istiyordu tahminimce, bu yüzden bana durmadan ev hakkında bir şeyler anlatmıştı.
Teşekkür ederek ablaya gülümsedim. İsim hafızam yine kendini ben yokum moduna aldığından, Ceylin ablanın söylediği ismi bir türlü hatırlayamamıştım.
O da pek sıkıntı etmemiş olacak ki rica ederim diyip, Yasemin Hanıma bir ihtiyacı yoksa eve gideceğini söylemişti.
Ceylinin dediğine göre üniversite öğrencisiymiş, harçlık çıkarmak için bu evde çalışıyormuş, aslında yardımcıya ihtiyaçları yokmuş ama hem kendileri nöbete kalan insanlar olduklarındam hem de kızın yardıma ihtiyacı olduğundan böyle bir çözüm bulmuşlardı.
Onunla üniversitede tanışmışlar ve ceylin ablanın alt dönemlerinden biriymiş. Yani hemşirelik okuyormuş, sınav zamanları müsait olursa ceylin ablayla birlikte çalışıyorlarmış.
Yasemin Hanım yemeği kendisinin yapacağını söyleyip kıza gitmesi için izin vermişti. Bizde Ceylin ablayla kalacağım misafir odasına çıkmıştık. Oda çok güzeldi kelebek detaylarıyla doluydu, çok hoşuma gitmişti, gerçek kelebek görsem bayılıp kalırım orası ayrı mesele. Lila ve pembe renklerle uyumlu düzenlenmişti.
Kıyafetlerimi orda bulunan dolaba çıkarttım, zaten az kıyafetim vardı bu yüzden toplaması kolay olurdu. Kitaplarımı da pencere önünde bulunan krem rengi masaya bıraktım, gerçekten de ders çalışmam gerekiyordu bir an önce.
İşte benim eşyalarım bundan ibaretti, kalemler dışında özel diyebileceğim her hangi bir eşyam yoktu, para kazanmak için yaptığım omigurumileri saymazsak, ailem maddi destekte bulunmadığı için bu şekilde para kazanmaya çalışıyordum.
Okuldakiler bu tarz şeyleri seviyordu, satın alıyordu. Bazen de ödevlerini falan yapıyordum, bazılarına da ders çalıştırıyordum.
Baya para biriktirmiştim ama büyük ihtimalle o paraları göndermemişlerdi. Bu biraz içimi burksada, en azından eşyalarımı gönderdikleri için görmezden geldim.
Geldiğimizden beri hiç susmadan, bugün yaşadığı olayı anlatan Ceylin ablaya dönerek dikkatimi ona verdim.
"Ya işte sonra bende bu kıza haddin olmayan şeyler yerine kendinle ilgilenseydin, şimdiye kadar baş hemşire olurdun dedim. Kaç kere sınava girdi geçemedi resmen, yani işi gücü yokmuş gibi onun bunun giyimine, yok bilmem tipine laf söyleyip duruyor. Duyanda kendisi Gucci giyiniyor sanar bit pazarından giyinip duruyor, sanki biz anlamıyoruz."
O böyle heyecanlı anlatınca gülümsedim. Gerçekten de dosdoğru biriydi lafını hiç sakınmıyordu. O böyle anlatmaya devam ederken kapı tıklatıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asıl Ben
Teen FictionAbilerim kurgusudur İntihara meyilli 16 yaşında saf küçük bir kız kan bağına güvenmesi gerektiği bilinciyle büyümüştür bunu öğretenlerle kan bağı olmadığını öğrendiğinde ne olacak asıl kan bağı olan kişilere güvenebilecek mi yoksa yapayalnız ölecek...