Korkuyorum

616 57 83
                                    

Arkadaşlar çok ciddiyim bir iki yorum atında hevesleneyim cidden hiç yazasım gelmiyor böyle her gün bölüm atacak kapasitedeyken isteğim olmadığı için sırf bölüm olsun diye atıyorum bir de bazı kişiler destek oluyor onlara ayıp olmasın diye ilk kitabım ve birazcık heveslenmek istiyorum hiç kimse bir şey sormuyor resmen ne bileyim burasını şöyle olsa daha iyi olurdı demiyor ya da iyi ben nasıl kendimi geliştireceğim ki ben bunu kendimi geliştirmek için yazıyorum neyse keyifli okumalar güzel bölümler yakındır

3 gün hemen geçmişti, 1 gün hastanede kaldıktan sonra eve geçmiştik. Kendimden nefret ediyordum, insanları durmadan zor durumda bırakıyordum.

Onların bana bakmak gibi yükümlülüğü yoktu. 3 saat sonra hastaneye gidip sonuçları öğrenecektik, kendimi hiç hazır hissetmiyordum, yaşamak istemiyordum.

Geldiğimizden beri bana verilen odadan dışarı çıkmamıştım. Bazen test çözmüş bazen de omigurumi bebeklerimden yapmıştım, geri kalan tüm zamanlar ise uyumuştum.

İnsanlarla konuşmak istemiyordum, kaç kere benimle konuşmak için gelseler bile uyumuş numarası yaparak onları atlatmıştım.

Şimdi de oturmuş kitap okuyordum. İnsanlığımı yitirirken, cidden de çok manidar bir durumdu. Bende ölmeyi beceremeyen bir cesetten ibarettim, ne ölebiliyordum ne de yaşayabiliyordum.

Yaşamak için hiçbir amacım yoktu, beni seven yoktu, ben ise herkesten nefret ediyordum. Sevmeye başladığım, güvendiğim tek kişiye de zarar vermiştim.

Demek ki olmuyordu, kimseyi sevemediğim gibi beni sevenlere de hak ettiğini veremiyordum. Neden ölmeme izin vermediklerini de anlamıyordum. Daha yaşım küçüktü, daha fazla acı çekmeden ölsem mükemmel olmaz mıydı, ne gereği var ki yaşamanın, o kadar acının.

Cidden hiç anlamıyorum ölüm kurtuluş demek değil miydi? Bence öyle olmalıydı. Burda bu kadar kişiyle olup acı çekmektense, mezarımda tek başıma kalmayı yeğlerdim.

Kitap bittiğinde sonu beni cidden tatmin etmişti, tahmin ettiğim şekilde bitmişti. Bu sırada biraz uyumak için yatağa tekrar uzandım, biraz uyuyup mental olarak güç toplamak istiyordum.

Her ne kadar umrumda değilmiş gibi hissetsemde korkuyordum tekrar tekrar aynı şeyleri yaşamaktan. Bu da beni oldukça yoruyordu.

Gözlerimi açtığımda çoktan gitme saatimizin geldiğini fark etmiştim. Eşzamanlı olarakta kapım tıklatılmıştı. İçeri cem abi girmişti, ona hala abi dememin doğru olup olmadığından emin değildim.

"Hadi bakalım Derin saat geldi, hazırlanda yola çıkalım. " Sessizce onu onayladığımda dışarı çıktı. Bende elimi yüzümü yıkayıp, siyah tuniğim ve siyah bol pantolonumu giymiştim. Saçlarımı da tarayıp at kuyruğu yapmıştım. Hazır olduğumu hissedince dışarı çıktım ve aşağı kata indim.

Herkes oturmuş beni bekliyordu. Sessizce başımı eğerek yanlarına gittim. Kendimi onlara karşı mahçup hissediyordum. Yasemin Hanım "Hazır mısın derinciğim? " dediğinde sadece başımla onaylamıştım yüzüne dahi bakmadan.

Ceylin yanıma gelip koluma dokunduğunda irkilip, biraz geriye çekilmiştim. Elimi enseme atıp kaşır gibi yaparak biraz saçımı çekiştirdim. Bana dokunsun istemiyordum, kendimi ona karşı suçlu hissediyordum.

"Özür dilerim istedemeden oldu. "
"Sorun değil Derin hadi çıkalım, saat yaklaşıyor. " dedi mutlulukla.

Neden bu kadar mutluydu ki, yüzüne bakmadan bile sesinden çok mutlu olduğunu anlayabiliyordum.

Asıl Ben Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin