"Allah'ım, bana sağlıklı bir şekilde hamile olmayı nasip et. Diğer iki düşüğüm gibi sonlanmasın hamileliğim, bu sefer yavrumu kucağıma almayı nasip et bana." Çiçek Hanım gözyaşları içinde dışarıda oturmuş ve dolunaya bakarak dua ediyordu.
İkiz çocuklarını doğurduktan sonra iki kez hamile olduğunu öğrenmiş ama hepsinin sonu hüsranla sonuçlanmıştı. Bu ise içinin kan ağlamasına sebep olmuştu. İsyan değildi bu, yalnızca sağlıkla bir çocuk daha dünyaya getirmek istemesiydi.
"Çiçeğim, güzel karım. Sen yine mi ağlıyorsun?" Murat Bey eşinin yanına gelip, oturduğu salıncakta yanına kurulmuş ve gözü yaşlı karısını göğsüne çekmişti. O da üzülüyordu elbette ama Allah'tan geldiği ve karısı üzüldüğü için kendisi üzüntüsünü içe atmayı seçiyordu.
"Korkuyorum Murat, ya hep böyle giderse." Karısının saçının üzerini öpmüş ve dolunaya bakmıştı.
Dolunay çıktığında karısı dışarıya çıkar ve saatlerce salıncağa oturarak ağlayarak dua ederdi. Bir süre karısını yalnız bırakan Murat Bey, ağlamalarına dayanamayıp yanına çıkıyordu ve göğsüne saklıyordu narin bedeni.
"Allah'ın taktiri çiçeğim. Biz duamızı ederiz, Rabbim ol derse bir bebeğimiz daha olur." Ellerini Çiçek Hanım'ın karnına koymuş ve gözlerini kapatmıştı.
'Allah'ım lütfen, bu sefer karım hamile olsun' diyerek içinden geçirdikten sonra karısının üşüyen bedeniyle ayağa kalkmıştı. Göğsüne yaslı olan Çiçek Hanım'ın elini tutup içeriye yürümeye başladı.
Odalarına geçmeden ikizlere bakmışlar ve odalarına geçerek yatağa girmişlerdi. Kalplerinden geçen tek dua ile.
Nasip ettirmeyeceğinin hayalini kurdurmazsın Allah'ım, lütfen bu sefer ki göz yaşlarımız sevinçten olsun.
#
Aradan günler, aylar geçmiş; ettikleri kaçıncı dua bile olduğunu hatırlayamadıkları bir gün Çiçek Hanım hamile kaldığını öğrenmişti.
İlk aylar düşük yapmanın korkusuyla sürekli yatmış ve dördüncü ayın sonunda artık düşük riskinin ortadan kalkmasıyla yavaş yavaş ayaklanmaya başlamıştı. Bugün ise içinde ki heyecan kırıntılarıyla hazırlanmış, çocukları annesine bırakıp hastaneye yola çıkmışlardı. Karnında ki miniğin cinsiyetini kendileriyle beraber merak eden bir mahalle halkı, özellikle çocukları vardı.
"Murat, çok heyecanlıyım ben. Yalnızca dört ay, belki de az bir zaman sonra bebeğimiz yanımızda olacak inşallah." Murat Bey, karısının neşesine gülümsemiş ve karnında olan elini alarak öpmüştü.
"Çiçeğim, güzel karım. Seni çok seviyorum." Onun içten sesine Çiçek Hanım, hamileliğin verdiği duygusallıkla birlikte ağlamaya başlamıştı.
"Bende seni çok seviyorum. Bebeklerimi daha çok seviyorum ama." Son cümlesini karnını tekmeleyen bebeğine söylemiş ve bir anda gülmeye başlamıştı.
Yeniden anne oluyordu, o gülmesinde kim gülsün.
Hastaneden çıktıklarında ikisinin de yüzünde huzurlu bir gülümseme vardı. Kalp atışlarını dinlemişler ve sonunda herkesin beklediği o haberi almışlardı.
Minik bir prenses Yıldız katılacaktı aralarına.
"Sağlıkla gel kızım, sana adadığımız koyunu keselim." diyerek ellerini karnında gezdirmişti Çiçek Hanım.
Dua ettikleri günlerden birinde, hamile kalırsa ve sağlıkla kucağına alırsa koyun keseceklerinin adağını vermişlerdi. Bu sözü yerine getirmek için ise minik kızlarının aralarına katılmalarını bekliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayverdi | Mahalle Hikayesi
Teen Fiction"Ayverdi." Sessiz fısıltısı geceye karışırken, anlamamanın verdiği hisle yüzüne bakmaya başladım. "Ayverdi mi, ne demek?" Bakışlarını aydan çekip ona bakan gözlerime baktı. Gözleri bir şey anlatmak istercesine derin bakıyordu. "Bolluk getiren ay." D...