Merhaba, hoş geldiniz.
Sizi çok beklettiğimi biliyorum bu yüzden üzgünüm. Üniversiteye alışma süreci, ardından gelen vizeler sonrasında da finaller derken tarihlerimiz bugünü buldu. Bunu telafi eder mi bilemiyorum ama hayatımda yazdığım en uzun bölümle geldim.
Umarım okuduğunuz bölümle, geç gelme sorununu halledebilmişimdir.
Yeni yılımızın ilk bölümü de hanemize hayırlı olsun, çok güzel bir yıl olması dileğiyle.
Sizinle beraber yeniden ben de okuyor olacağım bölümü, yorumlarınızda buluşalım. Bu arada yorumlarınızla yüzümü güldürmeyi de unutmayın çünkü ben sizin sayenizde çok mutlu oluyorum.
Hepinize iyi bir bölüm olur umarım, iyi ve mutlu okumalar.
19.01.2024
•
3. Bölüm; Yanılgılar, Yenilgiler
"Sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim hocam." Fatih Sultan'ın bir anda gelen içten söylemiyle ayağa kalkarak masama kalçamı yasladım.
"Doğru melodin neredeymiş peki?" Gözleri cam kenarında oturan Sema'nın sırasına iliştiğinde gülümsemişti. Sema ise bunu fark etmeyerek pür dikkat testini çözüyordu.
"Yakınımda ama bir o kadar da uzağımda sanki." Kollarımı göğsümde kavuşturup kaşlarımı kaldırdım. Kim derdi ki sınıfımın en haylaz çocuğu arkadaşına kul köle aşık olacak.
Kim derdi ki Yiğit abi çok isteyip bulamadığımız kitabın ilk basımını bulacak.
Boğazıma oturan yumru bakışlarımı masama çevirmeme yetmişti. Oradaydı, daima görebileceğim yerde masamın sağ köşesindeydi. Gece bile sürekli varlığını hissedebilmek için yanımda ayırmak istememiş fakat zarar görmesinden korktuğum için masamın en uç noktasına koymuştum.
Dün birçok hediye gelmişti, hepsi mahçup hissettirmişti kendimi ama hiçbiri Yiğit abinin verdiği mutluluğu verememişti. Sebebi onunla konuşmadığım için almış olması mıydı yoksa alınan hediyenin 'kitap' olması mıydı bilemiyordum ama nedenlerin de önemi olduğunu düşünmüyordum bu saatten sonra. Mutluydum ve bu fazlasıyla yeterdi.
Boğazımı temizleyip dikkatimi yeniden Fatih Sultana verdim. "O zaman sana biraz daha yakın olması için çabalayabilirsin." dedikten sonra kalçamı çekerek sırasına adımladım.
"Tabii ders çalışmasına mani olmayacak şekilde." Sessiz fısıltımın ardından gülümsemişti. "Teşekkür ederim hocam, sizin için deneyeceğim." Cümlesini bitirmesiyle bedenimi kendi masama yönelttim.
"Buna sevindim FS." Ağzından olumsuz nidalar çıktığında daha çok gülümsedim. İsmi uzun olduğundan bazenleri FS diyordum ve bu ondan asla hoşlanmıyordu. Bana da kızamayacağı için işi babasına söylenmekte buluyordu, ona bu ismi koyduğu için.
Masama oturmamın ardından geçen birkaç dakikadan sonra çalan zil ile eşyalarımı toplayarak sınıftan çıktım ve yönümü direkt olarak okul çıkışına yönelttim.
Sabah iki dersim olduğu için gelmiş ve şimdi de bitmesi üzerine sevinç ile evime, mahalleme gidiyordum. Tüm gece uyuyamadığım için günümü -en azından kısa bir vaktini- uyuyarak geçirmek istiyordum.
Hızlı adımlarla eve vardıktan sonra annemi göremeyince odama geçerek annemi aradım.
"Efendim bebeğim?" Üzerimde ki deri ceketimi çıkartarak kapımın arkasına astım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayverdi | Mahalle Hikayesi
Teen Fiction"Ayverdi." Sessiz fısıltısı geceye karışırken, anlamamanın verdiği hisle yüzüne bakmaya başladım. "Ayverdi mi, ne demek?" Bakışlarını aydan çekip ona bakan gözlerime baktı. Gözleri bir şey anlatmak istercesine derin bakıyordu. "Bolluk getiren ay." D...