Ben geldim. Hikayeler arası geçiş yapmaktan bi hal oldum vallahi.
Benim için önemli olan gerçekten ne okunma, ne oy. Ben çok uzun süre bir başıma yazdım ve okudum. Kendi kendime yazmak ve yine kendi kendime okumak elbette bir yandan iyiyken bir yandan da kötüydü. Kimseyle kendimi kıyaslamadım, kimseyle kendimi bir tutmadım. Falanca çok okunuyor ben ondan iyi yazıyorum da demedim, falanca az okunuyor ama mükemmel yazıyor da demedim. Fazlasıyla göreceli kavramlar olduğuna inanıyorum zira.
Bir de, bu yazma serüveni bana şunu öğretti. Her şey okunmaya endeksli değil. Milyon okunması kitabın mükemmel olduğunu belirtmiyor ya da az okunması kötü olduğunu. Sarmaşık en çok okunan hikayem, yeni final verdim ama dönüp baktığımda bu ne saçmalık dediğim sahneler oluyor. Üstelik ona yeni veda etmişken düşüncelerimin bu denli değişiyor olması, bana kalırsa oldukça normal. Yazdığım şeylerin arkasında durmak başka, ben onu kastetmiyorum. Ben, insanın her yeni günde kendini geliştirme çabasından bahsediyorum. Okumak doldurur yazmak olgunlaştırır demişler.
Yazıyorum ve buradayım. Canım isterse bölümü yazar, canım isterse hikayeyi kaldırırım. Kimsenin beni yargılamaya hakkı olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta bu sadece bir hobi ancak benim için hobi olmaktan çıkıyor ve bir mesleğe dönüşüyor sanki. Nasıl sabahları uyanıp işe gidiyorum işimi layığıyla yapıyorum ve mesaim bitip eve geliyorum, yazmakta benim için öyle. Karşılığını yalnızca oy ve yorumlarla aldığım, mesaisi sonsuz bir iş. Gece oluyor bölüm yazmaya çalışıyorum, sabah alarm kurup erkenden uyanıp bölüm yazmaya çalışıyorum. Molalarda herkes dinlenirken ben bir köşede bir sahne bir sahnedir diyerek bölüm yazmaya devam ediyorum.
Fakat ben bu kadar emek verirken, birilerinin de saçma sapan yorumlarını gerçekten sineye çekemiyorum.
Gözümü açıyorum watye giriyorum bir sürü bildirim, ulan nasıl gözlerim açılıyor günüm aydınlanıyor birileri okuyor diye anlatamam, yorum yapılmış bir bakıyorum hakaret. Neden abi? Neden yani? Beğenmedin mi, kaldır hikayeyi? Ben sizi zorla mı tutuyorum burada? İstemeyen çeker gider ve buna ben de dahilim. Alırım taslağa hikayeyi, kurunun yanında yaş da yanar.
Bu sözlerimin hepsi Sarmaşık hikâyesine gelen yorumlarla alakalı. Bir yorumda hikayeyi kaldırmayı düşünürken diğer yorumla bundan vazgeçiyorum. Birisi nefret kusmuş diğeri ağlayarak okudum yazmış.
İki senedir buradayım ama hâlâ okuyanlara akıl sır erdiremiyorum.
Neyse, dertleştik iyi güzel hoş. Yorum yapıp oy verirseniz beni çok mutlu edersiniz.
Keyifle okumanız dileğiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT
General Fiction"Ben..." diye kekeledim avcumun içinde tuttuğum künyeyi bırakıp geriye çekilmeye çalıştığımda. "Asya," diyerek tuttu elimin üzerini. Künyesini tutan ben, benim elimi tutan Yavuz'du şimdi. "Sen de hissediyor musun?" "Neyi?" dedim kısık çıkan sesimle...