11. Bölüm

16K 1K 233
                                    

Sürprizzzz...

Ben geldim. Bu ay gelmeyecektim, vakit buldukça da arka planda stok yazacaktım aslında ama sizden çok güzel dönüşler alıyorum Vuslat ile ilgili.

Bu beni elbette mutluluktan çıldırtıyor. Hiçbir zaman evet ben oldum, iyi yazıyorum demedim hatta kendime karşı oldukça da acımasız bir insanım fakat sizden iki çift güzel söz duymak gerçekten benim için paha biçilemez. Hâlâ yolun çok başındayım, hâlâ birçok hata yapıyorum, hâlâ tonla eksiğim vardır muhakkak ancak buradayım, her zaman da burada olmaya devam edeceğim.

Bu bölüm edasbooks şerefine geliyor, çok güzel bir sayfası var instagram da. Bilmeyen yoktur diye düşünüyorum ama ben de, ondan gördüğüm bir sürü kitaba başladım ve hepsini de çok sevdim. Özellikle biri var ki, okuma listeme de ekledim. Hâlâ okumayan varsa diye söylüyorum, Şeytan Tüyü kitabına bayılacaksınız.

O zaman gelelim bölümümüze, en son nerede kaldığımızı hepimiz hatırlıyoruzdur bence...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayalım.

Keyifle okumanız dileğiyle.

🖇️

Ensesine sardığım ellerim onu daha çok kendime çekmeme sebep olduğunda dudaklarının da tıpkı gözleri gibi bir etkisi vardı üzerimde. Gözleri ne zaman gözlerime değse beni içine çekerdi. Şimdi de dudakları nefes almamı unutturacak kadar beni kendimden geçirmişti.

Yavuz'un eli sırtımdan belime kaydığında, belimi iki eliyle sımsıkı sardı. Elbisemin bele oturan detayı tüm parmaklarını hissetmemi sağladığında alnımı alnına bastırarak dudaklarımızı ayırdım. Gözlerimi açmaya korkmuyordum ya da utanmıyordum ama bu anı sanki en güzel gözlerim kapalı hissedermişim gibi gözlerimi de açmıyordum. Dudaklarının arasından verdiği nefes ıslanan dudaklarıma çarptıkça serinletmiyor aksine yakıyordu.

Alnımı alnına sürttüm yavaşça. Bunu yaparken burunlarımızda birbirine sürtmüş, dudaklarımız çok küçükte olsa birbirine dokunmuştu. "Yavuz..." diye fısıldadım. Yutkunduğumda belimdeki eli yavaşça sırtıma çıkarak sırtımı okşadı. Kolları arasında mümkünmüş gibi daha çok mayıştığımda dudaklarımı yaladım.

"Asya..." diye fısıldadı adımı aynı benim gibi sessiz fakat istekle. "Bu defa da dudaklarım karışıyor dudaklarına. Ben duramıyorum sen beni durdursana..."

Onu durdurmak istediğimi sanmıyordum fakat yine de alnımı alnından çekerek kapalı gözlerine baktım. Ilık nefesim yüzüne çarparken içine derin bir nefes çekerek kapalı kirpiklerini açtı. Kara gözleri kahverengi gözlerime takıldığında sağ elini sırtımdan çekerek yüzüme doğru uzattı. Baş parmağı dudak çevremi okşarken az önce benim başlattığım öpücüğü bu defa o devraldı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
VUSLAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin