Selam çiçeklerim.
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir ve size daha da iyi hissettirecek bir bölümle geldim.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen.
Keyifle okuyunuz!
🖇️
Bazı şeyler hızlı olsa da bu hızdan memnunduk.
"Şansa bakar mısın?" dedi Alin, elinde düğün davetiyesini tutuyordu ve oldukça heyecanlıydı. "Ablamın ismi bile ship." Elbette ben de henüz gençtim fakat onlar Ada ile farklı bir frekanstalardı sanki.
"Aynen!" diyerek oturduğu yerden kalktı Ada. "Abla? Bunu hiç fark etmiş miydin?"
"Neyi?" dedim anlamadığım için ikisine de boş boş bakmaya başladığımda.
"Bak şimdi," dedi Alin bana cahilmişim gibi bakıyordu. "İsimlerin ilk hecelerini birleştirerek çiftleri shipliyorlar. Mesela annem ve babam, AlpSen, anladın mı?" A harfini ve S harfini büyükçe çizdi hayali bir duvara.
"NilEm?" dedi Ada örnek verir gibi.
"Gibi!" dedi Alin, Ada'yı takdir edercesine hareket yaptı. "Sizinki de öyle. AsYa..." dedi bana tane tane açıklamaya çalışarak. "Adında ikinizi taşıyorsun resmen."
"Kızlar," dedim dudaklarım büzülmüştü. "Bu çok saçma, biliyorsunuz değil mi? Uyumlu olsa ne olur olmasa ne olur?"
"Sizinki de uymuyor sonuçta," dedi Ada, Alin'i işaret ederken. "AlEr," dedi Alin'in sevgilisi ile ismini birleştirerek.
"Yani," diyerek Ada'yı destekledim. "Bence uyması veya uyumaması çokta matah bir şey değil. Tabii siz gençlerin arasında bu trend olmuş olabilir ama bana soracak olursanız ablacığım bunlar çok saçma."
"Aman abla," dedi Alin yeniden koltuğa oturduğunda. "İki güzel şey söyleyecektim nasihat dinleyerek oturuyorum geri."
Serzenişine güldüm ama daha çok tavrına gülmüştüm. Başımı iki yana sen iflah olmazsın der gibi salladım ve yeniden önüme döndüm.
Geçen hafta gelmiştik İstanbul'a. Nikah ve düğün için uğraşmıştık ve sonunda her şey hallolmuştu. İki gün sonra düğünümüz vardı. Belki biraz hızlı gidiyoruz sananlar da olabilirdi ama biz böylesini uygun bulmuştuk. Neyse ki ailelerimiz her zaman yanımızda duruyordu ve bunun tarifi çok zordu.
Elimde tuttuğum gelinlik modellerinin olduğu dergiyi incelemeye devam ettim. Çok güzel şeyler vardı elbette fakat biz büyük bir organizasyon yapmamayı tercih etmiştik. Güzel, salaş bir mekanda önce nikahın kıyılması ardından yemekli sohbetli eğlenceye daha sıcak bakıyordum. Yavuz bu konudaki kararı bana bırakmıştı. Onun ilgilendiği en önemli konu her şeyin içimize sindiğinden emin olmaktı. Vaktimiz az diye acele bir eğlence değil aksine uzun uzun planlanmış gibi bir eğlence istiyordu. Ben de bu konuda onunla aynı fikirde olduğum için arzularını anlıyordum. Aklımda belirli bir model vardı fakat ben işlemesi bol olan gelinlikler yerine daha sade bir şeyler istiyordum. Beğendiğim birkaç gelinliğin fotoğrafını çektiğimde Ahsen abla ile annemin bize doğru yürüdüğünü gördüm. Alışverişe çıkmıştık ve biz gençler olarak yorulup oturduğumuzda Ahsen abla ile annem alışverişe devam etme kararı almıştı. Sanırım onların enerjisi bizde yoktu.
"Bitti mi alışveriş?" dedi Ada sıkıldığını fazlasıyla belli ediyordu. Elindeki telefonu masanın üstüne bırakarak geriye doğru esnedi. "Bence artık gitmeliyiz anne."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT
Aktuelle Literatur"Ben..." diye kekeledim avcumun içinde tuttuğum künyeyi bırakıp geriye çekilmeye çalıştığımda. "Asya," diyerek tuttu elimin üzerini. Künyesini tutan ben, benim elimi tutan Yavuz'du şimdi. "Sen de hissediyor musun?" "Neyi?" dedim kısık çıkan sesimle...