2♤ Yeni

206 114 94
                                    

Bölüm şarkısı: Cars outside

"Ben Batur Tekin, Siyam Koleji'nden geliyorum."
"Hoşgeldin okulumuza canım."
Edebiyat hocamız gülümseyerek kendini tanıtıp sınıfı gözlerinde taramaya başladı. Yan tarafımdaki Elan'ın oturduğu sırayı işaret ettiğinde siyah çantasını eline alıp oturdu.
Yanımda oturan Belin'in dürtmesiyle ona döndüm.

"Bir hafta oldu okul açılalı niye geç gelmiş ki?"
"Bu normal bir şey ben de geçen sene iki gün geç gelmiştim."dedim fısıltıdan farksız sesimle.
Belin'in değişmeyen bakışlarını gördüğümde göz devirip çocuğa uzaylı muamelesi yapmamasını söyledim. O sırada tam Ayel arkasına konuşmak için dönerken hoca derse başlayacağını söyledi.

"Hocam ya hem yeni arkadaşımız geldi ilk günü sonuçta ders işlemesek?"
"Sizin ilk gününüz değil ama Mertciğim. En azından bu ders giriş yapalım.
Herkes suratını asıp kitaplarını açmaya hareketlenirken hoca elini kaldırıp sınıfı durdurdu.
"Bu ders kitaplarla işimiz yok çocuklar."

Anlamaz bakışlarla hocayı izlerken bize bazı sorular soracağını söyleyip bir kağıda yazmamızı istedi.
"1. Zaman nedir? 2. Soru zamanın etkileri nelerdir? Ve son sorunuz, zamanın varlığı hakkında düşünceleriniz.
"Şimdi mi yazıyoruz?"
"Hocam sınavda mı soracaksınız?"
Birkaç kişi gülerken ben çoktan cevapları düşünmeye başlamıştım.
"Hoca felsefeci kesildi başımıza" diyen Ayel'i duymazdan gelip yeni çocuğa döndürdüm gözlerimi. Kitaplarını sıranın altına yerleştirip hırkasının cebinden çıkardığı kulaklıkları çantasına atmakla meşguldü. Kaşları hafif çatık gibi dururken gözlerine bakma isteğim ister istemez arttı. Gözlerim fazla oyalanmış olacak ki yan tarafımdaki Belin'in dürtmesiyle dikkatim dağıldı.
"Kız nereye bakıyorsun deminden beri?"
"Hiç."
"Hadi yazmaya başla."

Neden bunları yazdığımızı bilmesek de bir şeyler karalamaya koyuldum.

"Şimdi herkes bunu yaptırmamım nedenini düşünüyor eminim ki" dedi Emel hoca herkes bitirdiğinde. "İlk konumuz zaman ve insanlar, zaman içinde edebiyat. Biz bu kitaplarda, ders içinde bunun nesnel, bilimsel açıklamalarına bakacağız. Amacım bunun ruhani yönünü size göstermek , anlatmak olacak. Şimdi kimse birbirine yazdığını göstermeden çantanıza koyun kağıtları. Bu konumuz bittiğinde tek başınıza bu yazdıklarınızı okuyup düşünmenizi istiyorum. Eminim bunlar size bir şeyler katacaktır."
Hocanın açıklamasıyla tebessüm ettim. Emel hoca çok içli , duygusal bir kadındı. O yüzden , belki biraz kendime benzettiğimden en çok onu yakın görüp saygı duyardım.
Dediğini yapıp kağıdı katlarken çantamın içine attım kağıdı. Bu bana nedense zaman kapsülünü hatırlatmıştı. Bu sene ben de yazmıştım ama daha okumak için 7 ayım var.

Teneffüs zili çaldığında sıkıntıyla oflayıp arkama yaslandım. Bir derslik huzur sonunda gelecekti yüzünü sevdiğim.
"Keşke öbür ders de olmasa hatta komple okulda olmasa."
Bu feryadıma Belin gülerken Ayel de hala suçlu hissediyor olacak ki tekrar önüne döndü.
"Özür dilerim" diye mırıldandı ilk önce.
"Kız Ayel tamam, alt tarafı bütün gece uyumayıp 30 sayfa matematik ödevi yapıp parmaklarıma ve mideme fazla kafeinden eziyet çektirdim."
Ayel'in yüzü hüzünle buruştuğunda gülümseyerek sarıldım ona.

"Ha Beli-"
"Nereye gitti birden?"
"Işınlanma herhalde."
Kendi kendimize gülerken kantinde olacağını tahmin edip sınıftan çıktık. O sırada cama çarptı gözüm. Batur saçları dağılmış, kafasını eline yaslamış halde uyuyordu. Gülümsediğimi fark edip suratımı normale döndürdüm.

" Hayri abi Allah aşkına şu tostları çift kaşarlı yap ya hadi et diye sucuktan kısıyorsun da açız aç."
"Tövbe de kız, malzeme anca yeter. Müdür bey bu kadar koyun diyor. "
"Fesüpanallah yav. Bu adam buna da mı karışıyor."
Ayel guruldayan karnına elini bastırırken Hayri amcaya yaranmak için yanaklarını sıkmaya başladı.
"Ya Hayri amcam, tonton yanaklım,kurban olduğum sen demiyor musun siz çocuklarım gibisiniz diye. Senin çocuğuna bu kadarcık yedirmeye gönlün razı gelir miydi!"
Ayel birden yükseldiğini anlayıp "sakinim" dercesine elini havaya kaldırdı.
"Bak o kadar iltifat da ettim sana bak Sultan sultanı bile bu kadar övmüyorum. "
Yan tarafında satış yapan Sultan abla her zamanki yandan bakışını atmakla yetindi.
"Kimse sizin kadar yalvarmıyor valla, ver parasını ye işte."
"Sus Mert sus."
Ayel sıradaki Mert'i es geçip Belin'in yanına giderken ben de Mert'e "Al işte böyle yapıyorsun sonra gel bu kızı uzak tut benden diye yalvarıyorsun!" Bakışlarım yollayıp onu takip ettim.

ANONİMLER •Yarı Texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin