control, pablo gavi.

04

Sıkıntılı biten ilk çekim gününden sonraki iki gün takımla hiç bir araya gelmemiştim. Bu sürede Fc Barcelona'nın müzesini gezmiş, eğlenceli bir oyun videosu çekinmiştik. Normalde oyuncuların oynadığı bir oyun olduğunu bildiğim 'küçüklük fotoğrafından oyuncuyu tahmin etme' oyununu oynamıştık. Bu iki gün, öncekinin yarasını sarmıştı ve Barcelona macerama olan motivasyonumu toparlamıştı.

4. günümde Demélé kulübün geçmişi ile ilgili bir soru cevap videosu çekmiştik. Çok eğlenceli biri olduğundan bahsetmeme bile gerek yok diye düşünüyorum. Bu videoyu Pablo Gavi ile çekmiş olsaydık sanırım daha videonun çekimleri bitmeden birbirimize girerdik.

Pablo Gavi demişken, onunla son üç günde hiç karşılaşmamıştık, ki bu benim açımdan oldukça iyiydi. Sinir bozucu ve ukala bir çocukla atışma havamda değildim. Gerçi elimde artık bir kozum olduğu için işler daha eğlenceli hale gelebilirdi, ama ayrı kaldığımız bu upuzun üç günde bunların çocukça saçmalıklar olduğuna karar vermiştim. Yine de damarıma basarsa ben de bu kozumu kullanmaktan çekinmezdim. 

Maria'nın uzattığı kahveyle daldığım derin düşüncelerimden ayrıldım ve Maria'ya kulak verdim. 'Bugün sabah antrenmanının çekimlerini sen seslendireceksin ve sunacaksın. Yani sunuculuk gibi değil, videoda yönlendirmeleri ve bilgilendirmeleri yapacaksın. Diğer günlerden daha uzun sürecek, şimdiden yorulmaya hazır ol.'

'Ben de beni zorlayacak bir şeyler bekliyordum, bu iyi oldu.' Kahvemden bir yudum aldım ve devam ettim. 'Akşam bir alışverişe çıkalım mı? Dürüst olmam gerekirse buradan alışveriş yapmadan gitmek istemiyorum.'

Maria gözlerini devirdi. 'O kadar da sıkı bir programımız yok Sara, abartma. Gün içindeki birkaç saat dışında hep alışverişe gidebiliriz.'

'Aman, sen de ev kuşusun. Gidiyoruz akşam, konu burada bitmiştir. Hayır'ı bir cevap olarak kabul etmiyorum.'

Maria pes etmişçesine başını salladı. 'Tamam, tamam. Sen ne dersen o olsun. Ama şimdi şu kahveni hızlı bitir de geç kalmayalım.'

Saatime baktım ve sadece 20 dakikamız kaldığını gördüm. 'Aa, sadece 20 dakikamız var. Geç kalacağız.' Kahvemi kelimenin tam anlamıyla dikip bitirdim. Tek damlasını bile israf edemezdim, zengindik ama enayi değildik biz de. Hızlıca ayağa kalktım, ceketimi giyip çantamı aldım. Maria'yla birlikte hızla kafeden çıkıp yola koyulduk. Vardığımızda tam vaktiydi, Maria her zamanki gibi benim şansım olmaya devam ediyordu.

Hemen içeri girdim ve çekim için giyinmem gereken kıyafetleri ve formayı giydim. Alana girdiğimde bana hazırlanacak video için söyleyeceklerimin yazılı olduğu birkaç kağıt verildi. Bir kez okuduğumda videonun tüm kurgusunu kavramıştım, hemen çekime başlayabileceğimizi söyledim. 

Videonun girişinin çekimleri bitmişti, daha oyuncular antrenmana inmemişti. Bugünün antrenmanlarının yapılacağı alanda yapılan birkaç yenilikten söz etmiş ve yapacakları antrenmanlar hakkında birkaç bilgi vermiştim.

İlk bir saat üç kısa klip daha çekindik, parkurda oynuyorlardı. İkinci saatin yarısına geldiğimizde kısa bir maç düzenlendi. Maç sırasında oyuncuların fotoğraflarını daha sonra resmi sosyal medya hesaplarında paylaşmak üzere çeken ve benim de yeni tanıştığım dünyalar tatlısı Anna, telefonu çaldığı ve acil olduğu için kamerayı bana bırakmıştı. Ona hayır diyebilmek benim için imkansızdı.

Tam o sırada Pablo Gavi'nin fotoğraflarını çekiyordu. Ben de bozmayıp onun fotoğraflarını çekmeye devam ettim. Tam o sırada ilk yarının bittiğine dair bir düdük sesi duyuldu. Olduğum yere doğru yaklaşırken de fotoğraflarını çekmeye devam ettim. O sırada Anna geldi ve bana teşekkür etti. Gülümseyip yerime oturmaya döndüm. İki metre kadar sağımda oturan Pablo Gavi'nin benimle konuşmasını beklediğim söylenemezdi.