11

653 52 46
                                    

Evet, Gavi hakkında bir röportaj vereceğimi biliyordum. Bilmediğim şey aslında bu röportaj için bana gönderdikleri listedeki her şeyi bilmeme gerek olmadığıydı. İsim karışıklığıyla bana gönderilmiş bir listeydi ve ben bir hafta boyunca bu soruların cevabını nasıl öğreneceğimi düşünüp stres yapmıştım. 

Olaylar çözümlendiğinde ve ismi benim gibi Sara olan yazar kız ile gönderilen mesajların karıştığını anladığımızda çok geçti. Bunun üstüne Pablo da beni uyarmamıştı, bunu gıcıklığına yaptığını anlayabiliyordum, ben de bu konsepti daha önceden takip etmediğim için ayrıntılarını bilmiyordum. 

Yapmam gereken tek şey işin aslında bir hafta boyunca onunla vakit geçirip hakkında konuşabilecek kadar bilgi sahibi olmam gerektiğiydi. Başta zaten kafama yatmamıştı, niye böyle bir şey yapıyorum ki diye sorgulamıştım ama daha önceden bir sürü insanla bu tarz röportajların yapıldığını bildiğim için kaderime boyun eğmiştim.

Aslında geldiğimiz noktadan memnundum, aramız sihirli bir değnek değmiş gibi bu bir hafta içinde düzelmişti. Geçen hafta cuma günü, onu spor yaparken izlediğim gün, ona çok sinirliydim ve ondan nefret ettiğime neredeyse emindim. Ama geçtiğimiz 9 günde bir çok şey değişmişti. İlk üç haftayı bugün itibariyle geride bırakıyorduk ve ben röportajı vermek üzere oturuyordum. İlk önce barcelona'da geçirdiğim 3 haftanın nasıl geçtiğini vesaire sormuşlardı, şimdi de Gavi hakkında yazılacak makale için onu öven konuşmamı yapıyordum.

"Herkes biliyor, o gerçekten çok iyi bir oyuncu. Sürekli kendini geliştirdiğini ve potansiyelini zorladığını görebiliyorum, izleyen herkes görüyor. Kendisi de bunun oldukça farkında tabii." Son cümleyi sesime biraz alay katarak kurmuştum.

"Peki sizce, futboldan bağımsız olarak Gavi nasıl biri?"

Bu soru düşündürtmüştü, nasıl bir cevap vereceğimi bilmiyordum. Çarpıştığımız andan itibaren bizimle alakalı hiçbir şey normal ve sıradan olmamıştı. Başta onun tavırları sebebiyle birbirimizden nefret ettiğimize karar vermiştim, ama şu an ne hissettiğime tam bir tanım getiremiyordum.

"Bence Gavi, kişisel hayatında da futbolda olduğu gibi gergin ve hırslı. Ama size alışırsa, daha çekilebilir bir insana dönüşüyor. "

"Çekilebilir kelimesi yerine başka bir kelime öneriniz var mı?"

Ah, evet. Gavi hakkında böyle konuşamazsın. "Şey olabilir, tatlı? Bilmiyorum."

"Evet, bunu yazabiliriz. Devam edin lütfen, Gavi sizce nasıl biri?"

"Bunlar dışında, insanlara yardım etmeyi seven biri. Yardıma ihtiyacınız olduğunu görürse yardım etmek isteyecektir. Bunu siz istemeden yapar, ondan bir şey istemenize gerek yoktur. Çok merhametli biri, her ne kadar çok agresif bir imaj yansıtsa da bu çocuk içinde kötülük taşımıyor, gerçekten."

Söylediğim her şeyi içimden gelerek, öyle düşündüğüm için söylüyordum. "Tamamdır, Sara hanım. Bu kadarı sanırım yeterli."

"Bir hafta boyunca onunla vakit geçirmemi 5 dakikalık bir röportaj için mi istemiştiniz?"

"Bir hafta boyunca Gavi ile vakit geçirdiniz mi?"

"Hayır, ama ta-"

"Sara hanım, bunu söylememizi istemiyordu fakat… Gavi böyle olmasını istedi, 'sizi onun hakkında çok fazla soruya boğmamızı' istemedi." Cümlenin bir kısmını aynen bana iletiyormuş gibi vurgulamıştı.

Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalkmıştı. "Vay be… Iııı, şey. Tamam, iyi günler." Şaşkınlıktan kelimeleri bir araya getiremiyordum, söyleyebilecek bir şeyim de yoktu zaten.

control, pablo gavi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin