Alejandro Balde tarafından çekilen şutun hedefi dünyanın yeni yıldızı olan Sara Elisa Robles olmasa da, isabet ettiği yer talihsiz kızdı. 50 metre ileriden hızla çekilmiş bir şutun kafanıza çarpması ve bilincinizi yitirmemeniz, anca bir mucize olabilirdi. Nitekim Sara da şuurunu yitirmiş ve yere yığılmıştı.
Tam o esnada sahaya inmiş olan ve olaylara birinci elden şahit olan 30 numaralı oyuncu Pablo Gavi, diğerleri gibi koşarak bayılan kızın yanına varmıştı. Oldukça sinirli gözüken çocuk, yere eğilip bayılmış kızı kucağına alırken bir yandan da takım arkadaşına bağırıyordu.
"O siktiğimin gözleri ne işe yarıyor? Sahanın ortasındaki kızı göremeyecek kadar miyopsan futbolu siktir et ve bir hamburgercide işe başla." Hararetli bir şekilde kızı revire kadar taşırken diğerlerinin ne söylediğini duymuyordu bile.
Evet, herkes endişeliydi. Fakat bu çocuk olması gerektiğinden çok daha fazla endişeliydi. Bir çeşit koruma iç güdüsüyle kimsenin kıza dokunmasına izin vermemiş, herkesi şaşkına çevirmişti. Ne olmuştu da daha dün soyunma odasında muhabbet ederlerken varlığının bile onu rahatsız ettiğini söylediği kıza karşı koruyucu tavırlar sergilemeye başlamıştı?
Belki de daha Sara ile anlaşmaya varılmadan haftalar önce haberi yayıldığında aralarında yapılan konuşmanın Gavi'yi bu kadar rahatsız etmesinin sebebi altında gerçeklik payı yatmasıydı, kim bilir?
-flashback, günümüzden bir ay öncesi.-
Barcelona'nın son derece yetenekli oyuncuları her gün olduğu gibi, o gün de ısınmalarını ve sporlarını yapmış, ardından antrenmana inmiş ve yeni sezon için hazırlıklarına tam gaz devam etmişlerdi. Anlaşılacağı üzere diğer günlerden pek bir farkı yoktu, yalnızca bir söylenti oyuncular arasında pek bir gündem olmuş gibiydi.
İspanyalı güzel şarkıcı Sara Elisa Robles'in sezon öncesi boyunca takımla bir reklam kampanyası ve şarkı üzerine anlaşma imzalayacağı söylentisi.
"O kızın enerjisi bambaşka, hatırlıyor musunuz geçen yaz spor salonunda 7/24 onun şarkıları çalıyordu." Alejandro heyecanla konuşmuştu, ardından sözü Ferrán almıştı.
"Sahi, kaç yaşındaydı o? Bizden epey gençti sanırım." İki kişinin ağzından '19' lafı çıktığında birkaç kişinin gözü 30 numaralı oyuncuya dönmüştü.
"Ne diye bakıyorsunuz, sadece aynı yaştayız? Bunu saçma bir şeye çevirmeyin sakın."
Fermín gülerek araya girmişti. "Zaten onu tavlayabileceğini sanmıyorum. Bu sosyal becerisizlikle zor." Ardından takım arkadaşları da bunu komik bulmuş ve ortam 5 saniyeliğine kahkaha sesleriyle dolmuştu.
30 numaralı formayı giyen oyuncu, bunun üzerine hiç konuşmamıştı. Dolabını sertçe kapamış ve sinirlendiğini belli etmişti. Genelde böyle pasif agresif hareketler sergilediğinden olsa gerek, kimse bu durumu ciddiye almamış ve aralarında konuşmaya devam etmişti.
Gavi çantasını alıp odanın çıkışına doğru ilerlerken, içerideki önümüzdeki birkaç gün için nefret etmekte olacağı takım arkadaşlarının konuşmalarına kasıtlı olarak kulak misafiri oldu.
"Dostum, o kız tam anlamıyla mükemmel ve olgun. Gavi ise bir çocuk gibi, onun gibi bir kızın Gavi'den etkileneceğini sanmıyorum."
"Belki de onu Pedri'ye ayarlamaya çalışabiliriz, iyi bir ikili olabilirlerdi. " Diğerleri de bu fikre katıldığında genç oyuncu dişlerini sıkmıştı.
Gerçeği paylaşmak gerekirse, Sara'nın onlarla 1.5 ay boyunca beraber olacağını duymak başta onu çok heyecanlandırmıştı. Yoğunluğundan ötürü genç şarkıcıyı çok takip edemese de, ülkedeki ve belki de dünyadaki birçok erkeğin olduğu gibi onun da Sara'ya karşı bir hayranlığı vardı. Zaten kim Sara'dan hoşlanmazdı ki?
Genç oyuncu zamanla bu durumu kendi kendine içselleştirmiş ve takım arkadaşlarının konuşmaları yüzünden kendini berbat hissetmişti. Bunu da Sara'ya kötü davranarak, tüm suçu ona yükleyerek ve ondan nefret ettiğine kendine inandırarak atlatabileceğine kanaat getirmişti.
Kendince 'zaten Sara'yı hiç beğenmemiş, ondan nefret ediyor' olarak görünüp, yaşadığı ego kırılmasını tamir etmeye çalışmıştı. İşe yaramış mıydı, tabii ki de hayır.
Ama hala hiçbir şey için geç değildi. Her an bir ateşkes imzalanabilirdi.
flasback sonu.
###
Gözlerimi açtığımda yanımda Maria vardı. Maria, "Sonunda!" deyip yanıma oturmuştu. "Bir buçuk saattir uyanmanı bekliyorum. "
Kafam karışık bir şekilde etrafa bakarken yavaş yavaş neler olduğunu hatırlıyordum. İlk önce sahaya inmiştim, sonra kameraların kuruluşunu izliyordum ve evet. Kafama gelen topla bilincim kesilmişti. Elimi yavaşça kafama götürdüm, kanama yoktu. Sadece topun geldiği yere bastırdığımda acıyordu, o kadar.
"Tanrım, bir kafama top yemediğim kalmıştı."
Maria gözlerini devirerek cevapladı. "Ah, evet gerçekten garip. Nasıl seni görmeyip de kafana topu geçirebildi aklım almıyor. Senin şu ömürlük düşmanın Gavi de bir saat Balde'yi azarladı. Epey sinirliy-"
Lafını kestim, "Pablo mu Alejandro'yu azarladı? Bana top attığı için? Emin misin, Ferrán falan olmasın?"
"Eminim kızım, yarım saat öncesine kadar burada bekliyordu o da. Zar zor gönderdim, hiç gitmeye niyetli değildi. Onu da anlamadım gerçi, siz en son birbirinizden nefret etmiyor muydunuz?"
Nefret. Çok güçlü bir duyguydu, bunu birine hissettiğinde emin olabilirdin. Ben de hissettiğimi düşünmüştüm, fakat sonrasında nefrete hiç benzemeyen garip hislere bürünmüştüm onun hakkında. Bu beni ondan nefret etmiyor yapar mıydı? Veyahutta nefret ettiğim birine karşı böyle çekilebilir miydim?
Artık ondan nefret ettiğime emin bile değildim. Hele de beni revire kadar taşıdığını, bir saat boyunca başımda beklediğini ve bana zarar verdiğini düşündüğü için yanlışlıkla yapmış olsa da Alejandro'yu azarladığını öğrendikten sonra ondan nefret edebilir miydim bilmiyorum. Bu düşünce beni oldukça güvende hissettirmişti.
Sessizliği bozdum, "Buna şaşırdım. Beklemezdim." Doğrudan yere bakarak konuştum. Ardından ayağı kalkmayı denedim, fakat başım döndü. Maria da hemen ayaklanıp, beni tuttu. "Kızım, salak mısın? Öyle birden kalkılır mı, kafana top yedin sen." Birkaç saniye içinde kendime gelmiştim. Maria'yla beraber yavaşça yürüyerek binadan çıktık.
Eve vardığımda tek yapmak istediğim daha fazla uyumaktı, bugün yaşanan şeylerin daha sonra kafamı karıştırmasına izin verecektim. Ama şimdi, bir süreliğine düşünmeye ara verme zamanıydı.
****
hiiii!! iyi geceler herkese, bolum bir gun gecikti umarim beklediginize degmistir.
BU BOLUM GAVI'NIN NIYE SARA'YA BOYLE DAVRANDIGINI ANLADIK 🙏🙏 aslinda bu flashbacki kitabin sonlarina dogru verecektim ama su an aralarindaki bu gerginligin sebebini bilmeden okumanizin size sacma gelebilecegini dusundum, o yuzden acikliga kavusturmak istedim. tum tavri tamamen egosuna yediremedigi icin aslinda. ask gibi bir duygusu en basta tabii ki de yoktu ama begendigi biriydi ve onu tavlayamayacagini, yaninda cocuk gibi kalacagini soylemeleri onu sinirlendirmisti ve sinirini sara'dan cikardi ://
boyle iste, acikliga kavusturmak istedim. okuduysaniz oylamayi ve yorum yapmayi lutfen ihmal etmeyin <33 ily byeee
ŞİMDİ OKUDUĞUN
control, pablo gavi.
FanfictionHer şeyi bilebilirsin, tüm fikirlere sahip olabilirsin. Ama kral olabilmek için bir kraliçeye ihtiyacın var. song by doja cat - control. başlangıç: 30.07.2023