~2

2K 91 11
                                    

Şimdiki zaman (Tarık 17 yaşında) ,

Son kez kitaplarım tammı diye bakıp tam olduğuna kanağat getirdikten sonra çantamı sırtıma takıp yetimhaneden çıktım.

Okula doğru yürürken kulaklığımı takıp müziğin ritmine ayak uydurdum. Okuldan içeriye girdiğimde saniyelik olarak gözler bana dönse de bu durum kısa sürmüş ve herkes işine devam etmişti.

Sınıfa girdiğimde arkadaşlarımın daha gelmemiş olduğunu farkettim. Fırsat bu fırsattı hemen sırama kafamı koyup uyudum daha doğrusu uyumaya çalıştım çünkü uykumu pek sevgili! arkadaşım Ömer anırma sesleriyle böldü. Bu çocuk sabah sabah bu enerjiyi nereden buluyor gerçekten merak ediyorum.

Ömer'in arkasından Sinan da yüzü kıpkırmızı bir şekilde sınıfa girince Ömer'in yine Sinan'ı sinir edecek birşey yaptığını anladım. Sinan sınıfa girer girmez Ömer 'i dövmek için harekete geçince Ömer hemen göt korkusuyla arkama saklandı ,madem bu kadar korkuyorsun neden sinir ediyorsun amk.

Sinan'ın Ömer'i dövme çabaları benim arada kalıp kafama eşşek ölüsü gibi bir çanta yiğip sinirli gözlerimi onlara çevirmemle son bulmuştu.
Şimdi ise hoca sınıfa gelmiş ders anlatıyordu

Son dersin de zilinin çalış sesiyle sonunda okul bitmişti resmen dakikaları saymıştım hay ben son iki derse fizik koyan okul müdürünün aklını seveyim! Evet arkadaşlar doğru duydunuz ben bir sayısalcıyım. Ruh hastası anne ve babam beni dövdükleri yetmiyormuş gibi sürekli ders çalışmamı, temiz giyinmemi,çok konuşmamamı isterlerdi.

Onlara göre bunları yaparsam iyi ve rahat bir geleceğim olurmuş. Evet doğru duydunuz bunu söyleyen geçmişimi ,ruhumu,çocukluğumu öldüren insanlar.

Ben bunları düşünürken omzuma bir el konulmasıyla irkildim elin sahibi Sinan 'dı . Beraber çıkışa doğru merdivenlerden inerken bir adet merdivenden inmeye erinip kenarındaki tutacaklardan kayarken yere düşüp poposunu tutan Ömer'i gülerek izliyorduk.
Biz ona gülerken Ömer sanırsın 5.kattan düşmüş gibi yerlere belenip "gitti kıymetlim , anaaaammmm" diye bağırıyordu bunun üzerine bizde dahil Ömer'i gören herkes kahkahayı bastı.

Bizim ona güldüğümüzü gören Ömer "yazıklar olsun size ben sizin için saçımı süpürge deyim siz kıymetlim kırılmışken bana gülün size verdiğim emeklere yazık, ah yandım anaammm" diye yere yatmış yaşlı neneler gibi söyleniyordu.
En sonunda bu haline göz devirip sesinden başımız şişince artık sussun diye Sinan ve ben onu yerden kaldırdık.

Ömer poposunu tuta tuta giderken Sinan da ona "merdivenden adam gibi inmezsen böyle olursun işte "diye homburdanıyordu. Onlara birkez daha göz devirdikten sonra yetimhaneye gitmek için yanlarından ayrıldım. Sadece onların yanındayken gülüyordum, onlar yokken geri eski karanlığıma gömülüyordum.
Onlarlayken yaşayan onlar yokken ölü biri gibiydim.

Benim ruhum ölmüştü . Benim çocukluğum ölmüştü. Benim hayallerim ölmüştü. Şuan hayatta hiçbir yaşama amacım olmadan yaşıyordum. Bu düşüncelerle nefesim daralırken yolumu denizden tarfa çevirdim.

Bir banka oturup karşımdaki maviliklere uzun uzun baktım, havasını uzun uzun içime çektim kaç saat burada oturdum bilmiyorum .Akşam olmuş hava iyice bozmuş yağmur atıştırmaya başlıyordu, insanlar yağmurdan kaçıp acele acele evlerine gidiyordu benim gidecek bir evim , ıslanırsam hasta olurum diye endişelenecek bir annem yoktu. Yağmur iyice şiddetini arttırırken ağlamaya başladım nasıl olsa yağmurda kimse farketmezdi ağladığımı. Ben insanların içinde ağlamaya utanırdım ama şuan ağladığımı kimse anlamazdı o yüzden rahatlayana kadar ağladım. Ağlamalarım artık iç çekişlere dönmüşken yağmur durmuş, üstüm ıpıslak olmuştu. Ama umrumda bile değildi çok olsa hastalanıp ölürdüm zaten istediğim bu değil miydi.

Hala denize bakarken omzuma bir hırka konulmasıyla irkildim hemen ardından yanıma bir adam oturdu. Ona boş gözlerle bakıp önüme geri döndüm.

Dakikalarca ne o konuştu ne de ben. En sonunda adam "bu havada hala burada ne yapıyorsun ufaklık " diyerek bana döndü .Bu söylediğiyle histarik bir kahkaha çıktı dudaklarımdan ona dönüp "nefes alıyorum "diye cevapladım sorusunu. Onu dalgaya almam komiğine gitmiş olmalı ki dudağının bir kenarı yukarı doğru kıvrıldı. Bir süre daha sesiz kaldıktan sonra "ailen seni merak etmiştir geç oldu evine git artık ufaklık" dedi .Bana sürekli ufaklık demesi sinirlerimi bozsa da onu yine dalgaya alark "asıl seni ailen merak etmiştir git artık koca adam" dedim .Bu sefer gülümsemesi daha da büyüdü ve arkasına iyice yaslandıktan sonra "atarlı ufaklık " diye fısıldamıştı ona göz devirip denize bakmaya devam ettim.

Kırık KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin