~11

1.3K 77 6
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda babama sarılıydım o da bana sarılmıştı.Ona iyice yaklaşıp biraz daha sarıldım  bu güvenli ve huzurlu kollardan hiç çıkmak istemiyordum. Yarım saat daha böyle durduktan sonra babam uyanmıştı hemen gözlerimi kapatıp uyuyor taklidi yaptım biraz sonra babam beni anlımdan öpüp "çok kötü bir oyuncusun uyumadığını biliyorum hadi kalk kahvaltıya inelim " dedi. Şuan utançtan kıpkırmızı olmuştum. "Tamam" diyerek hemen banyoya kaçtım. O da arkamdan gülüp odadan çıktı.Elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdikten sonra odadan çıktım. Karşı odadan da Eylül çıktı o da gece bana söyledikleri için kızarmıştı. Birbirimize günaydın dedikten sonra iki domates aşşağıya inmeye başladık sjsjsjj.

Yemek odasına geldiğimizde herkes buradaydı.

Serkan: Ne olmuş bunlara ikisinin de yüzü kıpkırmızı

Babam Serkan'ın sorusuyla birlikte bıyık altından güldü. Eylül ve ben aynı anda
-hiiiiiiç . Dedik

Serkan : yok bunlar kesin bir işler karıştırmış .
Eylül :Ya abi abartma yok birşey diyip önüne dönmüştü.

Babamın buğazını temizlemesiyle hepimiz ona döndük o bana bakarak "senin kaydını bizim okula alalım diyorum olur mu?  " diye sorunca "OLMAZ" diyiverdim bi anda. Herkes bana bakınca "yani şey arkadaşlarım orada ve onları bırakamam " dedim. "Eğer istersen onları da bizim okula alırız böylece ayrılmamış olursunuz .Senin gözümün önünde olmanı, ikizinle okumanı istiyorum " dedi. "Ne yani Ömer ve Sinan'ın okul parasını siz mi ödeyeceksiniz bunu hayatta kabul edemem onlar da kabul etmez "

"Tamam o zaman burslu öğrenci olarak okurlar" demişti . Ben de  "onlarla konuşurum ona göre size haber veririm" dedim. Ardından sessiz  bir şekilde kahvaltımıza devam ettik. Herkes okula ya da işe gidince ben de Selvi Hanımdan izin alıp Ömer ve Sinan ile buluşmak için evden çıktım.Deniz kenarında buluşacaktık yol uzundu ama ben yürümeyi tercih ettim.

Deniz kenarına geldiğimde Sinan ve Ömer'in gelmiş olduğunu farkettim. Ömer hemen "kankaaaaa" diye koşarak boynuma atladı. Bir anda sarılınca az daha dengemi kaybedip düşüyordum.

Ömer : Kankaaaaam seni çok özlemişim.
Sinan:Kene gibi yapıştın çocuğa bırak da biraz da ben sarılayım

Diyerek Ömer'i çekti üzerimden Sonra da kendisi sarılıp "özlettin kendini" dedi. Gülümseyip "ben de sizi özledim" dedim. Şu hayatta seni önemseyen birilerinin olduğunu bilmek çok güzeldi.

Onlarla bol kahkahalı güzel bir sohbet yaptıktan sonra okul konusunu açtım babamın onlara burs vereceğini söyledim ilk başta kabul etmeseler de benim ısrarlarım sonucunda beni yanlız bırakmamak için kabul ettiler. Tabi konuşurken farkında olmadan baya bir yol yürümüştük ve hava da kararmaya başlamıştı .Geldiğimiz yolları geri dönerken bir kız çığlığı duymamızla üçümüz de olduğumuz yere kilitlendik adeta. Biraz tenha bir sokaktaydık. Ses tekrar gelince sesin olduğu tarafa doğru yürüdük. Çıkmaz bir  sokakta 4 erkek bir kızın etrafını sarmıştı. Erkeklerden üçü arkadaydı biri kızı duvara yaslamış birşeyler söylüyordu. Kız da korkudan titreyip ağlıyordu. Tam çocuk kıza vuracakken "Hey ne yaptığınızı sanıyorsunuz bırakın kızı hemen " diye bağırdım. Bağırmamla beraber kızı tutan muhtemelen benden birkaç yaş büyük olan çocuk sırıtarak "bırakmazsam ne olur? " dedi. Hâla pis pis sırıtıyordu ve bu çok sinrlerimi bozmaya başlamıştı "farkındaysan bıraktın gerizekalı " dedim. Bir süre o mal beyniyle ne dediğimi anlamaya çalıştı onu dalgaya aldığımı anlayınca tam istediğim gibi o pis sırıtışı silindi kaşlarını çatıp üstüme doğru yürümeye başladı hemen Ömer ve Sinan önüme geçip aynı anda "geri bas" dedi.Bu bardağı taşıran son damla oldu. Çocuk bir anda Ömer'e kafa atınca sinirlenip çocuğa yumruğumu geçirdim. Diğerleri de gelince kavga büyüdü. Her birimiz birini döverken boşta kalan diğer çocuk da kızı kolundan tutup sürümeye başladı önümdeki çocuğa bir yumruk daha geçirip onların yanına gidip hemen kızın kolunu kurtardım ve kızı arkama aldım. Bu sırada da çocuğa kafa atınca yere düştü. Çocuğun üstüne çıkıp onu bayıltana kadar yumrukladım. Çocuk bayılınca üstünden kalkıp tam arkamı dönmüştüm ki karnıma giren soğuk metali hissettim. Ben ne olduğunu anlayamadan soğuk metal iki defa daha girdi içime. Bu sırada kız çığlık atıp çocuğu önümden itti ben de daha fazla ayakta duramayıp yere düştüm.Çocuk ve arkadaşları hemen kaçıp gidince Sinan ve Ömer ismimi bağırarak bana doğru koşmaya başladı gözlerimin önü kararıyordu. Onlar birşeyler diyordu ama sadece uğultu olarak duyuyordum. Biraz sonra sesleri kesildi ve gözlerimi yumdum. Demek ki ölümüm böyle olacaktı. Açıkçası böyle öleceğimi hiç tahmin etmemiştim.Ben zaten iki gün öncesine kadar ölmeyi istiyordum peki şimdi neden ölmek istemiyorum neden son bir kez daha Eylül'ü görmek istiyorum , neden Selvi Hanımla oyunlar oynamak istiyorum neden son bir kez babama sarılıp onunla uyumak istiyorum?

-Baba ben ölüyorum.....

Kırık KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin