0.5

6.1K 155 39
                                    

   Alarmımın sesiyle gözlerimi açtığımda okula küfürler ediyordum. Her sabah olduğu gibi...

   Kalkıp banyodaki rutin işlerimi halettim daha sonra formamı giymek için dolabima ilerledim.

   Kalkıp banyodaki rutin işlerimi halettim daha sonra formamı giymek için dolabima ilerledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bilgilendirme: Bu formalar sadece wattpat ve hayallerimizde olabilir. Bilgilendirme bitmiştir.)

   Formamı üstüne oversize kapsonlumu alıp beyaz converselerimi de giydikten sonra hazırdım. (Çilekli libbalm yok.)

    Makyaj masasına oturdum ve biraz sarıya kaçan omuzlarımdan dökülen saçlarımı taramaya başladım.

   Makyaj yapmayı pek sevmezdim. Daha doğrusu üşenirdim ama bir kapatıcı bir allık sürüp yüzüme renk getirdikten sonra odamdan çıktım.

   Annemi uyandırmak üzere mutfağa giderken odasından sesler geldiğini duydum. Sanırım yine müzik eşliğinde hazırlandığı günlerden birindeydik.

   "Anne, çıkmıyor muyuz? Geç kalıyorum."

  " Bir saniye bekler misin yeni aldığım eteğimi bulamıyorum."

   Göz devirip mutfağa girdim annem hazırlanana kadar bir kahve içebilirdim.

  Annem erken evlenmiş bir kadındı 18 yaşında evlenmiş 20 yaşında ise beni doğurmuştu.

  22 yaşındayken ile babamla ayrılmışlar ve babam doğduğu şehir olan İzmire dönmüştü. Çok genç yaştayken henüz okulu bile bitmemiş olan ve bir kızı olan bir kadın eşinden ayrılınca ne yapar annesinin evine gider.

   Annemde tam olarak öyle yapmış. 2 yıl anneannem ve dedem ile yaşadıktan sonra ben 4 yaşındayken bu siteye taşınmış ve bir otelde çalışmaya başlamış.

   Zaman geçtikçe isinde büyümüş ve suan oteli bizzat kendisi yönetiyor. Babamla ise görüşmüyoruz.

   Ben kahvemi içip içeriden gelen müzik sesiyle yavaşça dans ederken müziğin kapanmasıyla annem geldi.

  Her zamanki gibi çok güzel görünüyordu. Bakımlı bir kadındı ve olduğu yaştan oldukça genç görünürdü. Bazı insanlar onun ablam olduğunu bile düşünürdü.

  " Anne geç kaldım. Hadi artık."

  "Ay yani Çiler görende Harward'da falan okuyorsun zanneder."

" Ne alakası var ya ben derslerimden geri kalmak istemiyorum tamam mı ?" Dedim alaylı bir sesle.

  " Eger seneye tıp falan kazanmazsan bu konuşmaların hepsini sana hatırlatırım" diye konuşurken ayakkabılarını giyiyordu.

   Atışarak evden çıktık ve arabaya geçtik. Annem araba kullanırken sürekli akşam nereye gideceğimiz hakkında sorular soruyordu.

   Her zamanki yanıtım olarak " Alp abinin yanına" diye söylendim.

 
   Alp abi annemin kuzeniydi ama yaş farkları baya vardı. Benden 6 yaş falan büyüktü.Bir kafesi vardı ve neredeyse her gün oraya giderdik.
  

  Okulun önüne gelmemizle acelem olduğu için annemi öpüp koşar adımlarla okula girdim.

   Dersin başlaması üzerinden 15 dakika geçmişti ama neyseki hocamız gayet iyi bir hocaydı.

   Sınıf kapısını tıklayıp içeri girdim ve hocanın geç komutuyla sırama ilerledim. Alev ile aynı siniftaydik ama Melis farkli bir siniftaydi. Güneş zaten bizden bir yaş küçüktü.

   Sırama geçtiğim sırada arka sırada oturan bir çocukla göz göze geldim. Onu ilk defa görüyordum sanırım yeni gelmişti.

   Sıkıcı bir matematik dersinin ardından sırasında uyuyan Alevi dürttüm.

   Her zamanki gibi Alev uyanmasını için Tuna' nin yanına gitmem gerekiyordu ama onunda uyuduğunu gormemle birlikte göz devirip sınıftan çıktım.

   Birdahaki derste matematikti ve bu sefer bir şeyler anlamam gerekiyordu. Köşeyi döneceğim sırada yanımdan geçen çocukla saçma bir bakışma yaşadık. Bu yeni gelen çocuktu. Bana yüzünde bir gülümsemeyle baktıktan sonra önüne döndü.

   Kantine girdiğimde Melisi bir köşede ders çalışırken gördüm. Kendime bir kahve ve ona da çikolata aldıktan sonra yanına yöneldim.

   Bana matematikten anlamadığı bir kaç soruyu gösterip derslere olan nefretinden bahsettiği 15 dakikanın ardından Sınıfa girdim.

   O sırada yine ve yine cam kenarındaki çocukla göz göze geldim. Artik anlam veremiyordum.

   Sıkıcı bir günün ardından okul bitiminde kütüphaneye uğrayacağım için kızlardan ayrıldım.

   Kütüphane okula yakın sayılırdı ve ordaki Kenan amcayı çok severdim. Sık sık yardıma giderdim ama bugün kitap bakmak için gidiyordum.

  Hava soğuktu ve ben ne yazık ki montumu almamıştım.  Hızlı adımlarla kütüphaneye vardım.

   Kapıyı açtığımda anında çarptığım bir bedenle durdum. Canım acımıştı.

  Yüzümü tutarak kafamı kaldırdığımda kaslarım çatıldı.

   "Yok artık."




     Acaba Çilerin çarptığı kişi kim???

İKİNCİ ŞANS | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin