Sabah olmuştu. Bir geceyi geride bırakmıştım ve düşünmek için bol bol zamanım olmuştu.
Akgün'ün evindeki o kızı gördüğümden beri iyi değildim sanırım. Büyük aptallık etmiştim.
Ama ben buydum. En ufak sevgi sözcüğüne kanan, her beni sevdiğini söyleyene inanan biriydim. Hayatım boyunca bu böyleydi çok çabaladım ama başka birisi olamadım.
Yavaş ve uyuşuk hareketlerle odamdan çıkıp mutfağa girdim. Kendime en hızlısından bir kahve yaptıktan sonra derse oturmayı planlıyordum ki telefonum çaldı. Arayan Alevdi.
"Günaydın bebisim."
"Günaydın da saatten haberin var mı?"
"Biliyorum çok erken ama sen uyanmissindir diye arayayım dedim. Çok güzel bir haber vereceğim."
"Ne haberi?"
"Bayağıdır flört ettiğim bir çocuk vardı hani Emir."
"Evet."
"Bu gece bir arkadaşının mekanına davet etti bizi."
"Bizi derken?"
"Ya işte hep beraber takılacaklarmış sende topla arkadaşlarını gelin dedi. Eğlenmek için."
"Nasıl bir yer bu mekan?"
"Şu sahildeki yola yeni bir yer açılmış diyorlardı hani orasiymis. Yeri falan da kötü değil, gideriz değil mi?"
"Alev biliyorsun çok hoşlanmıyorum böyle şeylerden halim de yok."
"Ya nolur nolur gidelim. Şimdi Melisle Güneşi de arayacağım."
Kısa bir an düşündüm. Biraz eglence fena olmazdı sanki.
"İyi tamam."
"Tamam canim hadi öptüm daha ikna etmem gereken 2 kişi var."
Güldüm bu heyecanına.
"Tamam görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra hızlıca derse oturdum. Molalarla beraber aksama kadar ders çalıştım. Bunu nasıl yaptım bilmiyorum ama sanırım kafamı meşgul edecek bir şeylere ihtiyacım vardı.
Alevin bir kaç saate çıkacağız hazırlan mesajlarıyla dersi bırakıp duşa girdim.
Kisa bir duşun ardından dolabımı açıp seçeneklere göz attım. Fazla düşünmek istemiyordum.
Üzerime bralet tarzı siyah dandelli bir üst altıma ise siyah mini etek giydim. Saçlarımı kuruttuktan sonra masa ile hafif dalgalandirdim.
Makyaj masasına oturduğumda hızlı olmam gerektiği için hızlıca kapaticiyi yüzümün belli noktalarına yaydim.
Eyeliner ve bol bol maskara biraz da allık sürdükten sonra dudaklarıma geçtim.
Bordo bir dudak kalemiyle etrafını çerçeveleyip aynı renk rujumu yavaş yavaş dağıttım.
Zilin çalması ile kenarda siyah topuklu ayakkabılarımla derk ceketimi alıp çıktım.
En son aynaya baktığımda fena görüşmediğime karar verip evden çıktım.
Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde karşımda hiç beklemediğim birisi duruyordu. Onu görünce uçup giden sinirime küfrettim.
"Akgün?" Dedim duygusuz bir sesle.
O da en az benim kadar ciddiydi bugün.
"Çiler?" Dedi yavaşça.
Üzerine siyah bir gömlek ve pantolon vardı. Koyu kumral saçları dağınıktı ve karşımda her şeyiyle kusursuz görünüyordu.
"Ne işin var burada?"
Omzunu silkti.
"Seni almaya geldim."
"Sebep?"
"Alevin arkadaşının arabası doluymuş. Seni almamı rica etti bende kabul ettim."
"Gerek yok çünkü ben gelmeyeceğim." Diye geri dönüyordum ki hızlıca yanıma gelip kolumu tuttu.
"Çiler saçmalama."
"Akgün oradan bakılınca aptala mi benziyorum. Bilerek yapmışsınız işte kabul et gereksiz yalanlarını dinleyecek halim yok."
"Bilerek falan yapmadım. Yani en azından ben. Alev aradı çağırdı normalde gitmezdim ama çocuğun yanına tek gitmek istemedigini falan söyledi. Evden çıkarken seni almamı istediğinde anladım bende."
Gözlerimi kaçırdım.
"Yine başa mı döndük Çiler?"
Hala gözlerine bakmiyordum. O ise inatla gözlerini gözlerimden cekmiyordu.
"Ya ben ne yapayım artık bilmiyorum. Sana bütün dürüstlüğümle gelip duygularimdan bahsediyorum kafam karışık diyorsun. O dallama herifle görüyorum ağzımı açamıyorum."
Elini sertçe saçından geçirdi.
"Zaman istiyorsun beklerim diyorum ama bu kadar kötü davranılmayı da haketmiyorum be kızım."
Hala susuyordum. Hep yaptığım gibi sessiz kalıyordum.
"Bir şey söylemeyecek misin?"
"Gidelim mi?"
Bir sure gözlerini kapatıp sakinlesmeyi bekleri ardından arabaya yürüdü. Bende yavaşça arkasından gittim.
İkimizde hiç konuşmuyorduk ve şu gerici ortamın dağılması için radyoya uzandım.
Kaçtım kederimden
Aynalarda yüzüme bakmam
Bi' sigara sandım
Seni düşünmeden yakmam
Ayrıldıkça yollar
Yollar
Gelmistik araba durdu fakat ikizimde inmedik.
Her gece dualarım
Bitmedi rüyalarım mutlu sonla
Ağlama, ben ağlarım
Can bulur mu toprağım gözyaşında?
Sarki devam etti biz sustuk. Sarki bitti biz yine sustuk. Arabanın içinde sadece nefes seslerimiz vardı.
Kafasını yasladigi koltuktan yavaşça kaldırıp bana döndü. Gözlerimiz kesişti.
"Bitiriyorsun beni."
Yutkunamadım.
Gözümden bir damla yaş süzüldü. Aptal, dedim içimden. Yanına gelmiştim. Kendimi sana itiraf etmek için yanına gelmiştim.
"Gidelim." Dedi sadece.
Bende başka bir şey söyleyemedim. O da.
Oy ve yorumları bekliyorum. Hoscakalin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ ŞANS | Yarı Texting
Dla nastolatkówÖzgür : Çiler Özgür : Ben ayrılmak istiyorum. Bazen hayatınızda olan ve sizi üzen değişiklikler çok daha güzel şeyler olabilsin diyedir