Okuldan çıkmış eve giderken annemin mesajlarıyla markete uğramıştım.
Marketten ise elim kolum dolu bir şekilde eve dönüyordum. Evin bütün eksiklerini bana aldırmıştı resmen.
Oflayarak yürüyordum ki karşıdan gelen Akgün ile gülümsedim.
Tam ağzımı açıp konuşacaktım ki bana bakmayıp yanımdan geçip gidince sap gibi kaldım.
Hızla gözden uzaklaşıp kayboldu. Ben daha ne olduğunu anlayamadan Güneş dibimde bitti.
"Nesi var bu çocuğun?"
"Bilmem." Diye mırıldandım.
"Neyse bende size geliyordum. Hadi gidelim."
"Tamam. Melisle Alevi de ara."
Eve vardığımızda annemin hala gelmediğini gördüm. Güneş bize kahve yaparken bende aldıklarımı yerleştiriyordum.
Melis ve Alev tam zamanında gelmişti. Hava güzel olduğu için balkona çıkıp kahvelerimizi orada içmeye başladık.
Gayet normal konulardan konuşurken Melis,
"Ya Çiler, sürekli bu konuyu açmak istemiyorum ama şimdi Özgürle gerçekten bitti mi?"
"Bitti. Size tuhaf geliyor olabilir çünkü dışarıdan her şey çok güzel görünüyordu."
"O ne demek şimdi?" Diye sordu Alev.
"Yani" Dedim. "Bitmesi gereken bir şeydi. Bitti. Bu kadar."
Konuşmak istemedigimi anlamış olmalılar ki daha fazla bu konu hakkında konuşmadık.
Annem hâlâ gelmediği için merak edip telefonu elime almıştım ki Alp abiden mesaj olduğunu gördüm.
Alp Abi: Sarı çıyan.
Alp Abi: Annenin şarjı bitmiş.
Alp Abi: Merak etme yemek yiyoruz.
Oflayip telefondan kafamı kaldırınca kızlar ne oldu der gibi bakiyorlardi.
"Annemle Alp , beni yine ekmisler de ona sinir oldum."
Melis, "Kızlar ben artık gideyim." Diyerek ayağa kalkınca bütün gözler ona döndü.
"Yani annemler ceza vermişti geçen gün arabayı izinsiz aldım diye de sıkıntı çıkmasın şimdi."
Melis bizden bir yaş büyük olduğu için ehliyeti vardı. Ne üzücü ki biz bir kaç ay sonra 18 olacakken o 19 olacaktı.
Güneş Melis ile beraber kalkmak isteyince, onları yolcu ettik. Daha sonra Alev ile onun burada kalmasi gerektiğine karar verildi ve salona geçip korku filmi açtık.
Her ne kadar fazla hoslanmasamda Alev seviyordu böyle şeyleri.
Sıkıntılı geçen bir saatin ardından daraldığım icin onu yalnız bırakıp, balkona çıktım.
İçeri ne kadar geç gidersem o kadar az katlanacaktım o filme.
Elimde tuttuğum telefondan kafamı kaldirdigimda karşı binanın balkonundaki birisiyle göz göze gelmeyi beklemiyordum.
Akgünün bizim siteye taşındığını biliyordum ancak karşı binada olmasını beklemiyordum.
Tam selam vermek için bir hareket yapacaktım ki aklıma sabah yaptığı saygısız hareket gelince arkamı dönüp içeri girdim.
Akgüne sinir olduğum için Alevle şu filmi izlemek zorunda kaldığım için sinirim bozulmuş olsada annemin gelmesiyle filmi kapatmıştık.
Hep beraber bir şeyler içtik. Annemin arkadaşlarım arasından en iyi anlaştığı kişi Alevdi.
Alev hafta içinde olduğumuz için hemen uyudu. Annemde yorgun olduğunu söyleyip odasına gitti. Ben ise yatakta dönüp duruyordum.
Tam uykuya dalmak üzereyken telefonumdan gelen bildirim sesiyle bütün uykum dağılmıştı.
Sinirle telefonu elime alıp açtığımda gördüğüm isimle gözlerim şaşkınlıkla açıldı.
05***** : Akgün ben.
05***** : Aşağı inebilir misin?
Umarım beğenmişsinizdir.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ ŞANS | Yarı Texting
Teen FictionÖzgür : Çiler Özgür : Ben ayrılmak istiyorum. Bazen hayatınızda olan ve sizi üzen değişiklikler çok daha güzel şeyler olabilsin diyedir