''Vaktiyle bir atsız varmış,
var olsun...
Ruhu şâd olsun...''
"Kurtlar sessizce gezer, çünkü gücünü gürültüden alır."
***
Kurtlar genelde sürüyle gezerler. Tek eşlilerdir, eşlerine çok kıymet verirler. Onları kaybetseler dahi sürülerinden vazgeçmezler. Eşlerini sahiplenmek, korumak adına da boynuna dolanırlar. Güçleri ile bilinirler. Sessizlerdir, zira onların en büyük gücü gürültüdür.
Dişi bir kurt, Asena. Dikkatli adımlarla ormanda ilerliyordu. Öyle sessizdi ki ayağının altında ezilen karlardan dahi ses çıkmıyordu. Temkinli ve dikkatliydi. Zira her an her yerden ya bir avcı, ya da vahşi bir hayvan çıkabilirdi.
Alacakaranlık'ın bitimine yakın bir vakitti. Belki biraz sonra gün ağaracaktı. Koyu kahve gözleri keskince beyaz örtüde gezindi. Üzerine kar kristallerinin yağdığı incecik, uzun kirpiklerini kırpıştırdı. Bir nefes verdiğinde sıcacık nefesinin soğuk havayla etkileşiminden çıkan buhar havaya karışmıştı. İlerlemeye devam etti ağaçların arasından. Sürüsünden ayrılmıştı zira sürüyle gezmek onun zararınaydı. Ancak ilk kez ininden ve sürüsünden bu kadar uzaklaşmıştı.
Ormanda tamamıyla beyaz örtü hâkimdi. Kış yine sert geçiyordu. Çoğu hayvan kış uykusundaydı. O ise Asena'ydı. Avlanmalıydı. Kimseye güvenmezdi, kimseden medet ummazdı. Her işini kendisi görürdü. Çünkü kurtlar kocayınca çakalların maskarası olurdu ama Asena kimsenin soytarısı olamazdı.
Temkinli adımlarla ilerlerken, ıssız ormanda bir ses duyuldu.
Sert adım sesleri. Kara basan ayak sesleri. Asena kulaklarını dikeldi. Gözleri iyice açıldı. Sesin nereden geldiğini anlamak adına hiç kımıldamadan, nefes dahi almadan bekledi saniyelerce. Sesler yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı. Asena ise sesin sinyallerini aldığı yöne doğru ilerledi temkinle. Attığı her bir adımı yavaştı.
O ilerledikçe, sesler de yakınlaştı. Çalılıklara yaklaştı. Tam o an arkasından bir başka kurt kendisinin sırtına atladı. Hemen pençelerini geçirdi karşısında ki kurdun yelesine.
Karşısında ki kurdun kürkü koyu kahve renkteydi. Kara gözleri keskin ve sertti. Dişi bir kurttu. İki Asena arasında boğuşma başladı. Yuvarlana yuvarlana çalılıklardan uzaklaştılar. Ormanda ikisinden çıkan boğuk sesler ve, altlarında ezilen karın sesi yankılandı.
Bir süre sonra son sürat hızla bir kurt, Asena'ya saldıran bir başka dişi kurdun üstüne atladı. Boz rengi kürkü, beyaz örtünün üzerinde bir farkındalık oluşturmuştu. Öyle güçlü, öyle büyüktü ki, ormanın sahibiydi. Bozkurttu bu.
Saniyeler içinde az önce Asena'ya saldıran dişi kurt, boğuk bir inilti ile uzaklaştı oradan. Hızla ağaçların arasından koşarak gözden kaybolunca birbirlerine döndü Asena ve Bozkurt. Bozkurt'un hızlı soluk alış verişine kısık gözlerle baktı Asena.
Bozkurt, güç demekti.
Ve şimdi karşısındaki kurt çok güçlüydü.
Bozkurt, Asena'ya döndü. Sarıya çalan keskin gözleri ile, Asena'nın koyu kahve gözlerine baktı. Az önce ki hırçınlığından ve vahşiliğinden eser yoktu. Bozkurtça baktı Asena'ya.
Ağır adımlar ile yaklaştı dişi kurda. Ne kadar yavaş yürürse yürüsün, öyle ağırdı ki her halükarda kara değen adımlarından kudretli sesler yükseliyordu. Kendisine yaklaşan Bozkurt'a bakarken kahve gözlerini çevreleyen ince kirpiklerini kırpıştırdı Asena.
Usulca yanına geldi Bozkurt. Boğazından hoş bir ses çıkarttı. Bu onların dilinde, ''eşim ol'' demekti. Aynı boğuk ses Asena'dan da çıktı. Canlarını koymuşlardı birbirlerinin yoluna. Turan'a yolculukta, eş olmuşlardı.
Bozkurt, usulca yanaşıp önce yanağına sürtündü. Asena da karşılık verdi. Ardından bozkurt usulca, boynunu Asena'nın boynuna doladı. Bu sahiplik belirtisiydi. Hoşuna gittiğini belli eden bir mırıltı çıkarttı Asena. Eş olmuşlardı.
Asena bilmezdi ki ne zaman sürüsünden ayrılıp yalnız başına avlanmaya çıksa, Bozkurtta onu takip ederdi. Onun için, sürüsünden ayrılırdı defalarca. Sürüsüne ne kadar sadıksa, Asena'ya da o denli sadıktı Bozkurt. Ve o sürüsünden vazgeçmişti de dişisinden vazgeçmemişti. Yan yana usulca ilerlemeye başladılar. Asena ne kadar görkemli ve asilse, Bozkurtta o kadar güçlü ve asildi. Beyaz ve boz rengi beyaz örtünün üzerinde yan yana ilerledi. Bozkurt, dişisinin yanından bir saniye dahi ayrılmadı. İnlerine doğru ilerlediler.
Lakin o an beklenmedik bir şey oldu. Sakallı, uzun boylu, yüzünde kocaman siyah bir atkı olan bir avcı ve tüfeği dahil oldu ormana.
Bir kurşunu havaya sıkmıştı. Bozkurt hemen Asena'nın önüne geçti. Heybetiyle durdu avcının karşısında. Dişlerini gösterdi, tüylerini kabarttı. Avcının diğer iki arkadaşı yaklaştı onlara doğru. Ellerinde ise az önce Asena'ya saldıran dişi kurt vardı. Bir bez parçasının içinde götürüyorlardı. Bozkurt onu boğmamıştı lakin avcılar öldürmüştü. Kurt kurda saldırmazdı, kurt kurda kıymazdı. Fakat itler, çakallar bunu kalleşçe yapardı. Hem de tek kurşunla.
Bozkurt, Asena'ya baktı. Asena'da ona baktı. Heybetiyle önünde dikiliyordu dişisinin. Avcı ise hiç tereddüt etmeden, elinde ki tüfeği doğrulttuğu Bozkurt'a ateş etti. Son kez, Bozkurtça baktı Asena'ya.
Lakin işler ters gitmiş, resmen imkansız gerçekleşmişti. Kurşun Bozkurda değmeden, Asena'yı vurmuştu. Tek bir kurşun, Bozkurdun her şeyini almıştı elinden. Tepelerinde dolunay, eş olmayı seçtikleri gece de Bozkurdun eşi can vermişti. Beyaz örtü bir süre sonra, Asena'nın parlak kırmızı kanı ile bulandı.
Asena'nın beyaz kürkü, kana bulandı.
Avcı uğruna hiçbir şey kazanamayacağı kurdu orada öylece bırakıp geri döndü. Kansızca. Dakikalar önce Asena'ya saldıran dişi kurdu ise aynı şekilde beyaz örtünün üzerine bırakıp, ormanı terk etmişlerdi.
Bir süre sonra şafak söktü. Ne Bozkurt ne Asena yerlerinden ayrıldı. Zira Asena artık uğruna savaştığı her şey için nefesini vermişti. Dişisinden vazgeçip, sürüsünden vazgeçmeyen Bozkurt; o gün sürüsünden vazgeçip, dişisinin yanına gitmişti. Kavuştukları gece ise eşinin nefesini kesmiştiler.
Kurt kışı geçirirdi fakat yediği ayazı unutmazdı.
O gece yediği ayazı hiçbir zaman unutmadı Bozkurt. Kaç kış geçti, kaç bahar geldi fakat o unutmadı. İntikamla yoğurdu yüreğini, intikamın ateşiyle yaktı her yeri.
Dakikalar geçti, saatler geçti... Karlar yağmaya devam etti. Asena'nın kürkü tamamıyla kana bulandı. Hemen başında bekleyen Bozkurt'unsa gözleri kana bulanmıştı. Kurdun dişine kan değmişti. Bu saatten sonra taş üstünde taş, omuz üstünde baş koymazdı. Bozkurtça baktı dişisine. Son kez baktı. Bir daha kimseye, hiçbir kurda böyle bakmayacaktı. İntikam hırsı sardı tüm bedenini. Dişlerini gösterdi, gözlerini kıstı. Bundan sonra dişisinin intikamı için savaşacaktı. Bütün avcılardan tek tek intikam alacaktı. Asena'nın kanı yalnızca beyaz örtüde kalmayacaktı.
''Bozkurtça baktı Asena'ya, Turan'a yolculukta intikam ile eş oldu Bozkurt.''
🐺
Sevgilerle,
Gece.
YOU ARE READING
KANLI AY
Teen Fiction❝Şafakta başlayan aşklar, ancak kanlı ayda son bulurlar.❞ . . . 🌘