O gün gelen mesaj yüzünden kendimi aptal gibi hissediyordum. Bu doğru muydu? Evli olsa herkes bilirdi. Ve benim komşumdu. Ya da boşanmıştır. İçim içimi yerken çoktan Yeri'nin lüks malikanesinde özel getittirdiği dj'in sesi geliyordu bile,Yüksek taban topuklularımla kırmızı ışığın altında yürümeye başladım. Jennie koluma girip, kıyafetinin tam tersi olan sevimli gülümsemesini sundu. Kafam doluyken kızlarla paylaşamıyordum. Daha kendim çözemeden onları katmak zarar verirdi sadece, Lisa arkamızdan gelirken bize baktı. Üzüldüğünü belli eden suratına sadece kırgınlıkla baktım.
Biz ilerledikçe yükselen müzik sesi her yeri doldururken abim bize döndü. " Ben yukarı katta olucam Yeri'yle uğraşmam gerek duramam biliyorsunuz " dediğinde jen birden sinirlendiğinde koluma girdiği için elimle kolunu tutup, durdurdum
Abimin her zamanki halleriydi. Jennie yüz vermediği sürece hep böyle kalacaktı. Bilerek yapıyordu, jennie ise korkuyordu. Onların bu durumuna bazen anlam veremesemde bi süre sonra kurcalamayı bırakmış rahat bırakmıştım onları,
Alana geldiğimiz an bütün herkesin gözü bizim tayfadaydı. Rose ve jimin ikilisi el ele mekana girdiği an herkes şok içinde kalmıştı. Sonunda jimin açılmıştı. Mutluydum onlar adına, jisoo da jin oppa ile bar bölümüne geçince jennie kolumdan çekiştirip, havuz kenarına getirmişti.
Beni getirip, resmen terk edip gitmişti. Yaptığı hareketle arkasında bakakalsamda elimdeki içkiyle havuz kenarının biraz daha ilerisinde salıncak görmüştüm.
Zaten tayfa dağıldığı için tektim. Herkes kendi halindeydi. Grubun diğer kısmı da gelmemişti zaten, suga jhope ve bazı işleri olduğunu söyleyip gelememişti. Şu gizemli tavırları beni resmen öldürüyordu. Namjoon da zaten abimin yanındaydı. Jennie ise kesin abimle uğraşmaya gitmişti.
Kendi kendime göz devirip, salıncağa oturdum. Ayaklarımı yere vurarak sallanırken ayın ışığının altında içkimi yudumladım. Herşey daha taptazeydi.
Onunla konuşmam olan herşey
Ve evli olduğunu öğrenmemBunları düşünürken içkimin içindeki buzların sıcaktan eriyişini izledim. Etrafa göz gezdirip salıncaktan kalktım. İçkimi diğer elime alıp, mekanın arka kısmına gittim.
Abim sigara içtiğimi bilmediği için gizlice içiyordum. Elimdeki paketten bir dal çıkarıp dudaklarıma götürdüm. Cebimden çakmağı çıkaracağım sırada karşıma ateşi yakılmış bir çakmak uzatıldı.
Sigarayı yakarken karşımdaki bir çift göze bakıyordum.
Bakışları beni ağına almış bir avcı gibiydi. " Sanırım ikimizde saklanıyoruz ha Yun " gözlerimi ondan kaçırıp, sigaramdan bir duman alıp, tam karşımdaki bedenine üfledim. Yaptığım hareketle piç gülüşünü sergilediğinde, bir adım üstüme yürüdü. Sırtım zaten duvara yaslı olduğu için kaçamazdım." o günden sonra konuşamadık, Jay sen neden o gün beni kucağına çektin " dediğim şeyle sanki çok komik bir şey demişim gibi kahkaha patlatmıştı. Neden böyle bir soru sorduysam kaçığın tekiydi.
Suratına sinirle baktığımda gülüşünü düzeltmiş, daha da yaklaşıp, aramızdaki santimleri azaltmıştı. Jay'in hareketlerini anlamasam da asla kendine bir yararı yoksa böyle davranmazdı. Boş bakışlarımı üzerinde gezdirirken dudaklarımdaki sigaramı almış, kendi dudağına götürerek içine çekmişti. Dumanı suratıma üflemesiyle bu sefer piç gülüşü atan bendim. Bu çocuk cidden arsızdı.
" Abimin, Bay jeon olarak değilde bir erkek olarak gururu incinsin istedim diyelim, sonuçta sende onun yavru köpekleri gibisin sadece peşinden koşan " diyip, yüzünü yüzüme getirip, sigarayı dudaklarıma götürdü. " sadece senin farklı olmanı umuyordum Yun " demişti. Onu itemiyordum. Durdurmak istemiyordum. Çünkü bu Jay'di.
Ne kadar arsız ve serseri ruhlu biri olsada Bay jeon abisiydi. Ve onu tanıyan en iyi kişi kardeşiydi. Yaklaştırdığı bedenini bir santim bile uzaklaştırmamıştı.
" Jay sen iyi misin? " bu sorduğum soruyu şaka amaçlı veya sinirle dememiştim. Gerçek anlamda demiştim, Jay böyle biri değildi. Benimle konuşma süresi sadece 2 dk anca sürerdi. O da en uzun hali, kimseyle konuşmazdı.
Sorduğum soruya şaşkın bir suratla gülümseyip, bedenini ani bir hareketle geri çekmişti. " Ben her zaman böyleydim. Sadece sen göremedin Yun " demişti. Birbirimizle uzun süre bakmıştık. Cidden abi kardeş ne kadar zor kişilikleri vardı.
Sigaramdan son duman alıp, ayakkabımın topuğuyla ezdim izmariti. Mekana girmeye yeltendiğimde Jay bileğimden tutmuş, kendine çevirmişti. Tam bir kelime edeceğim zaman bir bedenin sarı sokak lambasının altında telefonuna bakarak beklemesiyle oraya odaklanmıştım.
" Bay jeon "
Seslenmeme gerek kalmadan bir bedenin ona sarılmasıyla yürüyen ayaklarım resmen yere çakılmıştı. Jay hala bileğimi tutarken ben Bay jeon'a sarılan kişiye baktım.
" ooo Lisa " birden gülmeye başladığında suratına yumruk atmak istesemde Lisa'nın hâla bilerek bunları yapması resmen beni çileden çıkarırdı. Ellerimi sinirle yumruk yaparken Jay'in bileğimi bırakmıştı.
Siyah yeşile benzer motoruna bindiğinde kaskın birini bana uzatmıştı. " Ya şimdi bu motora biner benimle gelirsin ya da öylece en yakın arkadaşının ihanetini izlersin " sorusuna yanıt veremeden iki çift göz bize dönmüştü. Bay jeon bana bakarken o an ne yapmam gerek bilmiyordum. Lisa Jay'in bana uzattığı kaska baktığında resmen kriz geçirmek üzereydim.
" onları görmek istemiyorum " dolan gözlerimle kaskı kafama geçirip, bindim. " sıkı sarıl " dediğini yaparak, kafamı omzuna yasladım. Kaskın içinden gözyaşlarım süzülüyordu. Bana öğrencim derken Lisa neydi o zaman
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐞𝐚𝐯𝐞𝐧 𝐑𝐚𝐢𝐧 彡 𝕵𝖏𝖐
FanfictionŞuan Profesör öğrenci değildik. Ve ne kadar doğru olabilirdi ki dudaklarının dudaklarımla dans etmesini istemem.