Abimin her an uyanık olmasına karşı odamın penceresinden çıkacaktım. Arada uzun bir boru ve demir olunca tırmanıp çıkmam sıkıntı olmuyordu.
Daha önce kızlarla abim yüzünden kaçıp, bara gitmiştik, tabi abim bizi tanıdığı olduğu için bulmuş güzelce kulağımızı çekmişti. Eğer Jennie'yi bu kadar sevmeseydi, eminim bana türlü işkenceler denerdi.
Kapıyı kilitleyip, pencereyi açtım. Üstüme gri bir kapşonlu geçirip, altıma siyah tayt giymiştim. Ayağımın birini sarkıtırken kafamı da çıkardığımda borunun birinden tutunmuştum. Diğer ayağımı demirin üstüne koyup, zayıf olmama şükrederken inebilmiştim. Kapşonu kafama geçirip, kahküllerimi düzenledim.
Evi tam karşımda olduğu için arabalara dikkat ederek karşıya geçtim. Heyecan bütün bedenimi sararken bacaklarımın bile titrediğine yemin edebilirdim. Kendime gelmem gerek, hadi ama Yun şuan öğrencisi değilsin. Yani yasal olarak. Ve nedense onu öpmek istiyordum. Bu olanlara son vermeliydik. Ellerimle oynarken çoktan gelmiştim evine.
Ona mesaj atamazdım. Malum engelledi. Kapısını çaldığım da açmamıştı. Daha sonra biraz daha bekledim. Aniden kapının açılmasıyla karşımda gömleğinin aralarından fışkıran kaslarıyla resmen görsel şölen gösteriyordu. Hızla düğmeleri vururken şaşkın bir ifadeyle baktı.
" Ne için geldin öğrenci "
Dediği şeye kafamı yana savurarak piç bir gülümseme sunmuştum. Öğrenci derken beni 20 yerimden bıçaklamaya yeminliydi. Bütün bunları kabul ederek beni içeri almasını bekledim ama buna pek de niyetli değildi. Yerimde durduğumda sonunda konuştum.
" engelimi kaldırın "
Bu sefer sırıtan o oldu. " bunun için gelmediğini ikimizde biliyoruz Yun " Eliyle konuş işareti yaptığında derin bir nefes verdim dışarı, " buna bir son vermeli- " Konuşmamı kesen arkasından omuzlarına değen uzun tırnaklı ellerdi.
Gözlerim şaşkınlıkla büyürken arkasındaki beden çoktan ellerini beline sarmıştı. Olduğum yerde çakılmıştım. sanki bir çukura düşmüştüm. Ve çığlıklarım duyulmuyordu. Onun beni görmediği gibi, dolan gözlerim yanaklarımdan akarken sinirle yanağımı sildim. Kapıdan bir adım geriye giderken
"O kadar yemek yaptım. Hadi gidelim sevgilim "
Kadın bu seferde dövmeli ellerinden tutup, içeri çekerken Bay jeon'nın bakışları üzerimdeydi. Kendimi tutarken kafamı önlerinde saygıyla eğip, sessizce fısıldadım.
" Seni tanımamış olmayı dilerdim Profesör "
Eğildim an kalkmamla gözlerimiz buluşmuş, söylediğim şeyle bakışları değişmişti. Ama çok geçti. Lisa bitti bu sefer başka biri, hiçbir zaman ben olmayacaktım. Bu hikayenin yan karakteri bendim. Geriye giderken önüme dönmüştüm. Kapı benim gitmemle kapandığında gözlerimdeki yaşlara izin verdim.
Kendinden uzak tutmak için beni kendinden nefret ettirdi. Nefretimde kendim kadardı. İçimdeki sevgi kadardı.
Eve gitmek istemediğim için evimin yakınlarında park vardı. Marketten muzlu süt alıp, kendimi banka attım. Ağlarken içtiğim sütle gördüğüm kadının bedeninde gezen elleriyle gözlerimi sinirle kırpıştırdım. Telefondan bildirim geldiğinde yaşlar yüzünden boğuk gören gözümü elimle silip, tekrar baktım.
Aloneangel
Sana demiştim Yun
O evli,Bu yazan kişi kimdi bilmiyorum ama zerre umrumda değildi. Evli miydi? Zerre umrumda değildi. Kızlarla aram bozuldu. Onunla artık hiçbir bokum düzelmeyecekti. Yanımda olan bir tek Jay derken o da hoşlanıyordu.
Sütümden yudumlarken bacaklarımı kendime çektim. Bugün burda son kez ağlamayı diledim. Son kez senin için ağlamayı diledim profesör.
🍁
Gözlerimi zar zor ovuşturduğumda dün yüzünden şişmiş gözlerime kapatıcı bile bir işe yaramamıştı. Derse girip, not almaya başladım.
Birden açılan kapıyla herkesin döndüğü bedenle gözlerimi aşağı çektim. Onun ardından Jay çıktığında, Bay jeon'nın üstünde olan bakışlar Jay'e kaydı.
Jay asla derslere adam akıllı katılmazdı. Bir ara nasıl geçiyor diye düşündüğüm an abi kardeş olduklarını öğrenmemle cevabı o an anlamıştım. O kadar boş yer varken Jay yanıma oturmuştu. Ona hâla borçluydum. Bu yüzden garip olmanın ikimiz için de saçma olacağını düşündüm.
Bay jeon ikimize bakarken iki elini önündeki kürsü masası gibi olan şeye koydu. Ders başladığında Jay aralarda bana bakıyordu. Ben ise Bay jeon'a tam bir rönesans tablosuydu.
Dersin bitimine doğru son notlarımı da aldığımda Jay birden suratını yaklaştırıp, saçıma elini götürdü.
" bir şey kalmıştı onu aldım. "
Gülümsemesine karşılık verdim. Bay jeon hâla sınıftaydı. Önündeki kağıtlarla uğraşıyor gibi yapsa da meraklı bakışlarının üzerimde olduğunu biliyordum.
" projeyi bugün bizim evde yapıyor muyuz? "
Jay'in sorusuyla Bay jeon gibi gözlerim büyümüştü. Aralarındaki şeyi pek bilmesemde Jay bilerek sormuştu bu soruyu olayı karmakarışık yapmak istemiyordum ama cevabım zaten olur olacaktı.
" yapıyoruz "
Dediğim şeyle sınıfın kapısı sertçe kapandı. Neden bana bunu yapıyordu. Bu yaptığı oyun oynamaktı. Masaların arasından geçeceğim zaman bileğimden tutulan elle karşımdaki bedene çarpmıştım.
" görmemezlikten gelinmek istemezken, asıl görmezden gelen sensin Yun "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐞𝐚𝐯𝐞𝐧 𝐑𝐚𝐢𝐧 彡 𝕵𝖏𝖐
FanfictionŞuan Profesör öğrenci değildik. Ve ne kadar doğru olabilirdi ki dudaklarının dudaklarımla dans etmesini istemem.