Bakışlarım woojin ve abim arasında mekik okurken, woojin ilk bana bakmış daha sonra abime dönmüştü. Daha fazla dayanmadan " neler oluyor " demiştim.
Abim yerinden kalkmış, " dün seni kurtardı ya ondan çağırıyordur. Endişelenme "desede Ne kadar beni motive etmeye çalışsa da gergindi. Ona sahte bir gülümseme sunup, önüme döndüm.
Abimin gidişiyle herkes telefonlarına gömülürken sinirle bir 'of ' sesi yayıldı grupta, tüm bakışları üzerime çektiğimde " bırakın telefonları, ya abim gitmiş hiç mi merak etmiyorsunuz " demiştim.
Suga bana göz devirdiğinde yüzüne yumruk atmamak adına kendimi tuttum. Rose sahte bir öksürük sunup, kulağıma eğildi.
" Bay jeon olabilir mi merak ettiğin kişi "
Dediği şeyle sıcaklamaya başlamıştım. Ne merak edecektim onu o kadınla gördüm. Beni sevmiyor bile, sinirli bakışlarımı Rose'a çevirirken o sadece telefonla oynuyordu.
Bunlar belli ki beni takmayacak gibiydi. En mantıklısı aşk yerim olan kütüphaneye gitmekti. Tam ayağa kalkacağım zaman rose bileğimden tutup, tekrar otutturdu. Kalçamın zeminle buluşmasıyla acı içinde yüzümü ekşittim. " yavaş olsana kızım ya " çemkirmemi bile takmamıştı. Neler çeviriyordu bu.
" heh bitti sonunda "
Anlamayan bakışlarım üzerinde gezinirken diğerleri de benim gibi bakmaya başladı. Jennie telefonu bırakıp, Rose'un üzerinde gözlerini gezdirdi. " kesin bir haltler yedin " jisoo da ona katıldığın da ben sadece konuşmasını beklemiştim.
Bahçedeki çoğu öğrenci içeri girerken rose sevinçle konuştu. " Yun ile barışmamızın şerefine evimde havuz partisi vermek istedim. Bu yüzden okulun çoğunu davet ettim. " zaten Rose'dan bahsediyordum. Parti kızı jennie olsa bile Rose'la planlıyorlar, jennie sevinirken benim yüzüm düşmüştü.
" Bay jeon konusunu ne zaman konuşucaz "
Sessizce söylediğim şeye jisoo durup, kızları dürtükledi. Abimin tayfası ders var diyip, yavaşça kalkmışlardı.
" bugün akşam Rose'un evinde kalalım. Yarın parti için düzenlemeleri birlikte yaparız. Bu arada "
Durup, kızlardan uzak bir şekilde kulağıma " Lisa ile artık barışmalısın ikiniz aranızda kalmak bize de zarar veriyor " demişti. Ardından göz kırpıp, gülümsedi.
Haklıydı. Kırgınlığım ne zaman geçer bilmiyordum. Sinirli değildim. Sadece beklemediğim anda açıklama bile yapmadan hareket etmişti. Geçerli bir sebebi bile olsa bu beni üzmüştü.
Koridorun tam orta kısmında durduğumuz da kızlara elimle öpücük yollayıp, kütüphaneye gideceğimi söyledim. Zaten akşam için haberleşmiştik. Üstümdeki kalın montumu sandalyenin arkasına asıp, uzun kollu gri kazağımın kollarını çevirdim.
Raflardan bir kaç roman almıştım. Onlardan başlamak istedim. Daha sonra derse başlardım. Dersim bir kaç saat sonra olduğu için burda oyalanırdım. Daha doğrusu Bay jeon'a karşı derin hislerimin olduğu zamanlar burda nöbetçi olurdu. Ve genelde yanıma gelir siyah gömleğinin önü ilikli, dövmeli ellerinin ikisinde de ikimize ayırdığı kahveler olurdu. Sorular sorar derslere çalışmama yardım ederdi. Zeki olmam hoşuna gidiyordu. Çalışkan oluşum yüzünden ona aşık olabilecek bir aptal olduğumu sanmamıştı. Ama benim bir fake hesabı açıp onu işletmeye kalkmam herşeyi bozmuştu.
Aklıma hâla gelen karanlık odada yaptığı hareket gelince yanaklarım istemizsizce kızarmıştı. Elimdeki kalemi parmaklarımın birinden birine değdirip, döndürürken hâla düşünüyordum.
Cidden kitabı bile okuyamıyordum. Merak ettiğim tek şey ise karısı olduğu halde neden bana o gün o şekilde davrandı.
Kafamı istemsizce yana yatırıp, ' aişh ' sesi çıkardığımda bazı gözleri üzerime çekmiştim. Kafamı eğip, mahçup bir şekilde özür dileyip, önümdeki kitaba döndüm.
" anlamıyorum !! Sen ne işe yarıyorsun nayeon "
Öfkeli çıkan tanıdık sesin bütün kütüphaneyi inletmesiyle Bay jeon ve bağırdığı zavallı nayeona baktım. Kız resmen ağlamak üzereydi. Neydi bu adamın derdi, normalde hiç görmedim birine bu şekilde bağırdığını, oturduğum yerde daha da durmak istemediğim için Bay jeon'nın olduğu yere gittim.
Bağırmasını durduran şey benimle göz göze gelmesi oldu. " bir daha aynı şey olursa kurulla konuşurum " Elini nayeon'a doğru tuttuğunda eli anlık titreyip, yere indi. Bana dönüp, kısa da olsa bana göre uzun olan bir göz teması kurmuştuk.
Arkasından gitmek istesemde yapamazdım. Üniversitedeydik, onunla konuşmam her anlamda dikkat çekerdi. Nayeon ağlarken yanına gidip, omzunu sıvazladım. " sakin ol neler oluyor Bay jeon normalde bağırmayan biri herkes bilir bunu "
Derin nefesler alıp verdiğinde onu bir kenara otutturdum." p-proje için "
Titreyen sesiyle göz teması bile kurmadan kalkıp, gitmişti. Yalan söylediğini biliyordum. Ne iş çeviriyorlardı öğrenmeliydim. Ama ilk önce abimle ne konuştuğunu öğrenmem gerekti. Onu da partiye bırakmıştım.
Geri oturduğum yere sandalyeye dönüp, yarıda bıraktığım romana devam ettim.
Satırları teker teker okurken aklım hâla az önceki olaydaydı. Asla sesini yükseltmeyen adam kütüphane de bağırmıştı. Bu aralar garipti. Bir kaç saat daha okuma falan yapıp, çıktım.
Koridordaki bazı ışıklar sönmüş, sadece ara yerler vardı. Bay jeon'nın ofisine yakın bir yerde yürüdüğümde odasının kapısı hafif aralıktı. Gözümü oraya diktiğimde kimseyi görmemiştim.
Omzumdaki çantanın kulpundan tutarken hafif de olsa tırsmıştım. Aralık kapının kulpundan tuttuğumda ittirdim. Ses gelmediğini anlamamla biraz daha adım atıp, merakıma yenik düşmüştüm.
İçeriyi sadece masanın üstündeki lamba aydınlatıyordu. Gözüm kitaplıktaki romanlara kaydığın da elimi kitapların arasında gezdirdim.
Odanın etrafında birden bire ıslık sesi doldu. Yakınıma daha da geldiğinde ses, arkamı dönmekle dönmemek arasında gidip geliyordum.
Masanın üstündeki lambada sönünce kapıda ardından kapandı.
Dejavu gibiydi. Karanlık odada duyulan tek şey adım sesleri ve derin nefes alışlardı. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Kalp ritmim hızlanırken adım sesi durmuştu.
Yutkunmak gelmişti içimden, dudaklarımı kemirirken kulağıma değen nefesle irkildi bedenim, onun olduğunu biliyordum.
Karşı koymak da istemiyordum.
Elleri belimi kavrarken sırtımı kitaplığa dayadı. Diğer eli boynumdan aşağılara giderken tek bir ses bile çıkarmamıştım.
Birden iki bacağımı havaya kaldırdığında bacaklarımı kendi bel kısmında kenetledi. Bir yandan da iki eliyle kalçamı kavramıştı.
Ofisindeydik ve okuldaydık. Ama bu umrumda değildi." evli bir adamla birlikte olabileceğimi düşünmüyorsunuz herhalde "
Kendimden emin sözlerime karşılık susmuştu. Ama geri çekilmek yerine beni daha da bastırdı kendine. Ve şuan hazzın doruklarındaydım.
" Yarım kalmış bir işim vardı sadece "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐞𝐚𝐯𝐞𝐧 𝐑𝐚𝐢𝐧 彡 𝕵𝖏𝖐
FanfictionŞuan Profesör öğrenci değildik. Ve ne kadar doğru olabilirdi ki dudaklarının dudaklarımla dans etmesini istemem.