TARİH YAZMIŞ ALTI KAHRAMAN 2: KİMYONA

BÖLÜM ON BİR: YARALAR SARILIYOR

__________

Asya? Evet kara listedesin.
___________

Heyy! Kitabı 1k yapmam da yardım eder misin?
SEVİLİYOSUN❤️
___________

***

Artık önümde sevinçten ağlayan Alex duruyordu. Yanağıma çok iyi birkaç öpücük kondurdu. "Öldün sanmıştık, beni yine kurtardın. Ne kadar teşekkür etsem az Himura." Sarıldı. "Rica ederim ama senin ölmene izin veremem herhalde."

Leo kemiklerimi kırarcasına bana sarıldı. Ardından Lee geldi. O da sarıldı. Yüzümdeki derin yarık Alex sayesinde daralmıştı ama hala kanıyordu.

Ufukta tekrar Snack'in gemisini görünce gözüm döndü.

Sonuç:

Snack'in güvertesinde diz çökmüştüm. Arkamda elinde kılıçla Snack duruyordu. Sırtımda hissettiğim ani yanma ile yere yığıldım. Gözümü açtığımda arkadaşlarım beni omuzlarında götürüyordu, tekrar gözlerim kapandı.

Uyandığımda Alex yanıma çökmüş beni inceliyordu. "İyi misin?" "Biraz daha." "Bir şey istersen dümende olacağım." "Peki." Alex gidince bende ayağa kalktım. İlerlerken bir kız önüme atladı. "Uyandın demek 'Kahraman' "dedi. "Bu arada ben Artemis, Artemis Abyss." "Bende Himura Katara."dedim elini sıkarken. Her yerim yara bantları ve sargı bezleri ile kaplıydı. Hele sol kolum tamamen sarılmıştı. "Gel."dedi. "Ekiple tanışma zamanın." "Ekip mi?.." Beni geminin öbür ucuna getirdi. "C-7 ekibi."dedi. "Bu Jin Kazama; Yumrukları tabanca mermisi gibi." Jin orta saçları yaşlarımda uzun kaslı ve bisiklet eldiveni gibi bir şey takan biri, üzerinde siyah bir tişört altında sportif eşofmanlardan vardı. Saçı siyahtı.

"Bu Clayronic Seddle." Bana el salladı Clayronic. "Atom bombası gücünde karanlığı var." Clayronic uzun saçlı, yaşıtım, üstünde mavi bir tişört altında siyah bir eşofman. "Bu Melisa; Melisa'nın tilkileri var ve kendisi de bir sürü kuyruğu olan beyaz bir tilki." Melisa gayet tatlı bir tipti, saçları uzun ve düz, üstünde beyaz bir crop üstünde siyah bir hırka vardı, altında ise kısa bir şort. "Bunlar Lexy, Axel, Aaron tanıyorsun zaten."dedi. "Bu Arthur; Arthur çok iyi mızrak kullanır ama mızrak normal değil anlarsın zaten." Athur dağınık siyah saçlı, üstünde bir sweat, altında paraşüt kumaş bir eşofman.

"Gelin şimdi."dedi Artemis. "Bunlar yeni silahlarınız." Athur'a alev fırlatan bir mızrak, Melisa'ya bir tırpan, Lexy'ye balyoz, Axel'e zincir, Aaron ve Jin'e çelik eldivenler, Clayronic ve bana ise roket güçlendirmeli kaykaylar. Kaykayı alınca "Üstüme ruhsuz gibi saldıran canavarlara kaykay ile mi vuracağız?"diye sordum. Artemis yüzüme bile bakmadı. Aniden patlama sesi ile irkildim. Dışarı fırladık. Üstüme gelen hayvan gibi bir havan topu gördüm. Ama topun dumanlarının arasından biri fırladı. Havan topu ortadan ikiye ayrılıp geminin iki yanına denize düştü. Topu ortadan ayıran ise yanıma indi. Ellerimizi yumruk yapıp tokuşturduk. "İyi iş Lee."dedim. Leo diğer havan topunu kolunu altına dönüştürüp yakaladı ve "Gönderene İade!"diyerek geri fırlattı. Artemis'in derisi yarıldı ve kollarından birer tane bıçak çıktı. Üçüncü havan topuna bıçakları saplayıp durdurdu.

Uzakta ki gemi Snack'in gemisi değildi. Bu gemi daha büyüktü ama cidden büyüktü. Bizim gemi bunun yanında peluş gibi kalıyordu. Gemi bize doğru gelirken Alex ralli yaparcasına drift ata ata son hız gemiyi sürmeye başladı. Dibimize düşen havan topu ile gemi sola yattı. "Ya bir rahat vermediniz ve!"diye söylendim."Şimdi sevdim belanızı!" Kaykayın üstüne atlayıp roketleri çalıştırdım. Havada süzülürken roketler kapandı. Arkadan Clayronic'in "Bir daha kaykay falan sürmem ben."dediğini duydum.

Hızla suya düşerken büyük gemi bana çarptı ve direğe yapışıp kaldım. Mürettebatın yarısı dört beş kollu boynuzlu hayvan gibi ağızlı ve sivri dişli pençeli yaratıklardan oluşuyordu. Kısa süren bir bakışma ardından hepsi birden üstüme atıldı. "Eyvah." Ani bir refleks ile kollarım alev oldu. Yaratıkları uzaklaştırmak için yaklaşan yaratıklardan birine doğru savurdum. Omzundan yakalayan bir yaratık beni geminin mutfak bölümüne fırlattı.

Tezgaha girmiş şekilde buldum kendimi üstümdeki tencere kafama düşüp sekti. "Ya yuh artık!"

Kapı bir tekme ile açıldı. Ben aşağıya bakarken "Vay! Vay! Vay!"dedi biri. Kafamı hafif kaldırdım ve siyah alevler görülen gözümle etrafı taradım.