BÖLÜM ON BEŞ: İLK ADIM

8 1 0
                                    

"Toplantı konumuz açık!"dedim yumruk yaptığım elimi masaya indirdiğim sırada. Toplantı tüm ekibi kapsoyordu. "Şehirde son üç gündür canavar saldırıları bayağı arttı." Masanın öbür ucunda Lee oturuyordu. Çaprazımda Cat onun yanında Alex karşısında Leo vardı. "Cat."dedim. "Analiz?"

"Yüzde altmış cinayet, yüzde yirmi cinayete teşebbüs, yüzde yirmi kasten adam yaralama." Arkasına yaslanan Leo bir ıslık çaldı. "Şehir Teksas'a dönmüş anasını satayım."dedi Lee.

"Çözüm öne-"

Masanın orta kısmında tepede bir delik belirdi. İçeriden fırlayan bir bıçak Cat'in sırtına girdi ve Cat puf diye dumana karıştı. "CAT?!" Alex bağırırken bir tane de ona bıçak isabet etti. "LAN!"diye bağırdım. Lee ona gelen bıçağı kılıçla savuşturdu. Ben Lee'ye bakarken omzumda bir acı hissi ile dumana karıştım.

"ÖLDÜM MÜ LAN?!" Bir ormanın ortasındayım. Cat yanımda yerde duruyordu. Sol eliyle kafasını tutuyordu. Az ileride Lee etrafı inceliyordu. Alex ayakta bekliyordu. Aniden üstüme yukarıdan Leo düştü. "Burası Cennet mi?"diye mırıldandı acı içinde. "Bilmiyorum."dedi Alex. Telefonumu çıkardım. "İlginç, çekmiyor."

Lee eliyle bir yeri işaret etti. "Şu kalede insanlar olabilir." Ormanda ilerlemeye başladık. Hava çok sıcaktı. Orman da çok sıktı. Saat bir falan olmalı. Buranın ismi ne acaba? Pat! Yüzümü bir dala çarptım. "Hassiktir!" Lee bana döndü. "İyi misin?" "Daha iyi sabahlarım oldu."

Biraz sonra kaleye vardık. Cat kapıyı çaldı. Kapıyı uşaklardan biri açtı. "Siz yeniler olmalısınız. Buyrun gelin." Bizi içeri aldı. "İlk olarak bir duş alın sonra yeni kıyafetler verelim size."dedi.

"Neredeyiz biz?" "Birazdan öğreneceksiniz." Erkekleri bir kapının önüne koydu. İçeri girdik. Kıyafetleri çıkardık. Sıcak su dolu bir havuz, dolsplar, duşakabinler ve küvetler dolu bir odaydı burası. Buhar yükselen havuza jakuziye girdim. Şöyle de bir sorun vardı, burada mayo yok... Leo rahatlamakla meşguldü. Lee de kenarda uyuşuyordu. Yeni kıyafetleri giyip çıktım hemen. Koridorda gezerken bir kapı buldum. Üzerinde değişik harflerle bir şey yazıyordu. Kapıyı açtım, kızların duş bölümüydü burası. Duş alan Cat ile göz göze geldik. Hızla kapıyı çarptım. "Oha!"deyi verdim. Salonu buldum. Herkes salondaydı. Lee siyah geniş bir sweat giymişti. Üzerinde Never mind yazıyordu. Altında siyah eşofman vardı. Cat üzerinde siyah crop, üstüne beyaz hırka, altına mavi kot pantolon giymişti. Leo sadece siyah bol bir tişört altına da siyah eşofman giyip çıkmıştı.

Alex üste kırmızı sweat alta da siyah tayt giymişti. Ben de siyah bir tişört ve çok geniş olduğu için omzumdan sarkan siyah bir hırka alta da eşofman.

Uşak bizi görkemli bir kapıdan geçirip daha da görkemli bir taht odasına soktu. Önümüzde yan yana dizilmiş beş taht vardı. Beşi de doluydu.

"Hoşgeldiniz."dedi en ortada ki. "Ben Dominus." Solunda ki kral "Ben de Tai."dedi. Domisus sarı uzun ve gür saçlı kaslı ve yakışıklı bir erkekti. Tai ile ufak farklar dışında benziyorlardı. Kardeş oldukları çok belliydi. "Ben Gloom."dedi Dominus'un diğer yanında ki siyah orta saçlı, kahverengi gözlü, karizmatik bir adam. "Ben de Carl."dedi esnerken bir başkası. Bu adamdan güzel bölüm sonu canavarı olurdu. Kısa saçlıydı. Kaslıydı. Yüzünde bir yara izi vardı.

"Ve ben ise Savagery" Kahverengi uzun bırakılmış saçları yüzüne gerçekten yakışıyordu. Gözleri elaydı. "Neden buradayız?"dedi Leo tanışma faslını kısa kesip. "İyi soru Leo."dedi Dominus. Leo'nun yüzüne bir korku ateşlendi.
"Buranın kapısı her on yılda bir açılır ve yeni ziyaretçiler gelir. Güçleri olanlar."

"Güçleriniz ismini de şimdi öğreneceksiniz."dedi Gloom. Kıçının altından bir kağıt çıkardı ve "Himura: Yogan,  Leonardo: Kin, Lee: Tishada, Cat: Kusari, Alex: Henkai."

"Her şey bu kadardı."dedi Dominus.

"Bir dakika? Buradan geri dönüş var mı?"

"Kısmen."

"Ve... Siz kimsiniz?"

Tai güldü. "Hah! Biz beş imparatoruz!" Beş büyük krallık bizim yönetitimizde."

Uşak bize ilk görevimizi anlattı. "Köy baskınını engellemelisiniz!"

Leo "Yolu göstermedin bize amına koyduğumun gavatı!"diye sitem etti.

"Hey."dedi Alex.

Bir sandığın üzerine oturmuştu. "Lee bunun kilidini kurabilir misin?" Lee kılıcı daha çıkarmadan kilit parçalandı.
Sandığın içüne baktık. "Bu ne lan?"

TARİH YAZMIŞ ALTI KAHRAMAN 2: KİMYONAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin