6

952 51 11
                                        

Ebrarın getirdiği ilacı utana sıkıla içtikten sonra biraz sohbet etmiştik. Normalde hastayken konuşmaktan nefret ederdim ve herkese karşı kaba, sinirli olurdum fakat şuan Ebrarın yanında onunla konuşmak için tüm nefesimi harcarken aynı bir kedi gibiydim. Kedi gibiydim derken hırçın olandan değil aksine sırnaşık, sevgi bekleyen bir kedi. 

Ebrar konuşurken kocaman bir hapşurukla konuşmasını böldüm ve burnumu sildim. "Aman Tanrım. Gerçekten çok ama çok tatlısın."  dedi. Yüzümü sinirlenmiş gibi buruşturdum ve o da dudağını sarkıtınca güldüm. "Hadi gel mutfağa gidelim, iyiyim gerçekten." dedim. "Sen nasıl istersen." dedi ve ayağa kalktık.

Mutfağa geldiğimizde kaynaması için su koydum ve bardaklara yöneldim. Bardağı almak için parmak uçlarıma uzandığımda arkamda bir beden hissettim. Uzanan el almak üzere olduğum bardaklara yöneldi ve tezgaha indirdi. Ellerini belime sardı ve ellerimi ellerinin üstüne koyup bastırdım. 

Ufak sarılmamızdan sonra suyun kaynamasıyla ayrıldık ve indirdiği bardakları aldım. Kahve tozlarını da döktüm ve kaynayan suyu üzerine ekledim. Masaya koydum ve karşılıklı oturduk. "Antrenmanın nasıl geçti bakalım?" diye sordum. "Gayet güzeldi aslında. Bugün savunmam çok iyiydi." diye cevap verdi sorduğum soruya heyecanla. 

Bu heyecanlı haline güldüm ve kahvemden bir yudum aldım. "Yarın işe gitmemelisin kesinlikle. Ayakta zor duruyorsun resmen." dedi bir anne edasıyla. "Gitmem muhtemelen. Zaten bir şey diyeceklerini sanmıyorum bugün işe gittim. Çoğunlukla bir gün işten bir gün evden çalışıyorum." dedim. 

"İyi o zaman kendini yormazsın." dedi. "Umarım seni tutmuyorum. Bir işin varsa gidebilirsin." dedim. "Hayır, hayır. Ben zaten isteğimle geldim ve ayrıca bu saatte ne işim olacak" dedi gülerek. Haklıydı çünkü bayağı bir uyumuştum ve gece olmuştu. 

Kitaplar hakkında konu açılmıştı. "Okuduğun kitabı gördüm koltuğun üstündeydi. Hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. Kesinlikle en sevdiğim yazar." dedi. "Gerçekten mi? Bu yazarı gerçekten çok seviyorum en sevdiğim yazarlardan biri. Kitabın anlatım dili ve konusu, karakteri o kadar güzel ki. Jane Eyre'i geçmese de en sevdiğim kitap kategorisinde cidden en ön sıralarda" dedim. 

"Jane Eyre çok güzel bir kitap. Okumak için harcadığım her saniyesine değer. Bir ara antrenmana girmeden önce bile okuyordum hatta geç kalıcaktım bu konuda benim hakkımda bayağı bir dalga geçmişlerdi" dedi. Güldüm ve "Jane Eyre gerçekten çok güzel bir kitap. Jane özgüvensiz zor şartlar arasında yaşayan bir kadın ve sevgiyi neredeyse hiç tatmamış. Mr Rochester ile karşılaşıyor ve ondan hiç beklememesine rağmen hayatında ilk defa böyle bir sevgi görüyor birinden. Ona rağmen mantıkla düşünüyor ve evlenmemesi gerektiğinin farkında olup gidiyor ve kahrından ölüyor olsa da doğru şeyi yapıyor. Bence bu bir kadının günlük hayatta yaptığı basit seçimlerle bile ne kadar güçlü olduğunu anlatıyor. Oysa Mr Rochester'ı ne kadar sevmişti." dedim.

Konu kitaplara gelince asla susmuyordum ve bin türlü fikrim oluyordu. Etrafta konuşacak insan bile olmazdı normalde fakat biriyle böyle bir ortak noktamız olunca çok heyecanlanmıştım ve bu insanın Ebrar olması ona karşı kalbimi ısıtıyordu. Büyük bir heyecan ve merak ile beni dinledi ve gülümsedi. "Ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten ama gerçekten her kelimene katılıyorum. Mr Rochester gibi bir adama bile karşı geldi Jane. Sadece ona değil kalbine karşı geldi ama buna rağmen o evden dışarıya adımını attı. Bu güçlülüğü birini anımsatıyor aslında bana" dedi ve göz kırptı. 

Gülümsedim ve konu başka kitaplara geçmişti bile. Davlumbaz ışığı altında kahvelerimiz bize eşlik ederken hasta olmama rağmen hayatımın en güzel gecelerinden biriydi. Ebrar hakkında aklımdaki her şey değişmişti ve ben ona yavaş yavaş aşık olmaya başlıyordum.


Gazeteci // Ebrar KarakurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin