1 hafta geçmişti.
Ebrarla aramız gayet iyiydi boş olduğu zamanlarda hep konuşuyorduk ama maçlar başlayacağı için temposu hızlanmıştı ve eskisi kadar konuşamıyorduk.
Şuan işteydim ve açıkçası eskisi kadar zevk alamıyordum. Zaten çalışırken aynı zamanda da üniversite de okuyordum. Çok yakında ayrılmayı planlıyordum çünkü artık rahatsız edici bir işti.
Evet maaşı çoktu fakat babamdan istesem aynı miktarda para atardı. Belki pek bahsetmediğim için ailemle aramın kötü olduğunu düşünebilirsiniz ama annem ve babamla aram çok iyi ve sürekli görüşüyoruz.
Oturduğum sandalyeden oflayarak kalktım ve daha yeni bitirdiğim kahve bardağımı doldurmaya gittim. Yanıma gelen Cenk ile ona göstermeden gözlerimi devirdim.
"Naber Asel" dedi gülerek. "Gayet iyiyim" dedim sıfır mimik ile. "Bende iyiyim Aselcim" dedi. Masaya yaslandım ve ona doğru döndüm. Sahte bir gülümseme ile "Sormadım" dedim ve kahvemi alıp uzaklaştım.
Geçen gün arkadaşlarımdan biri arayıp doğum günü partisine davet etmişti. Tercihen gitmezdim ama kendisi zamanında benim için çok şey yapmıştı ve onu reddetmek istemiyordum o yüzden kabul etmiştim. Doğum günü ise bugündü.
İşten çıktım ve eve geldim. Doğum günü için kıyafet seçerken telefonumun çalmasıyla telefonuma uzandım. Ebrar arıyordu. Telefonu açtım ve "Efendim Ebrar" dedim. "Naber napıyorsun?" Diye sordu. "İyiyim sen?" Dedim telefonu hoparlöre alırken.
"Bende iyiyim, perdeni açsana" dedi. Perdeyi açtım ve el salladım. O da bana cama yaslanmış el sallıyordu. Tişörtümü çıkardım ve ona baktığımda arkasını döndüğünü görünce güldüm. "Bir yere mi gideceksin?" Diye sordu.
"Evet bir arkadaşımın doğum gününe gideceğim" dedim. Yeniden arkasını dönmüştü ve bana bakıyordu. Kulağında telefonla elindeki bardaktan bir yudum aldıktan sonra "bende dışarı çıkalım mı diye sorucaktım" dedi.
Dudağımı onun görebileceği şekilde büzdüm ve altıma da pantolon geçiriyordum. "Sende gelmelisin" dedim. "Emin misin?" diye sordu. "Gayet eminim." Diye cevap verdim. "Tamam o zaman bana uygun" dedi.
Öpücük gönderdim ve gülümsedi.
"Tamam ben çıkıyorum " dedim. "Tamam güzelim geliyorum bende" dedi. Güzelim demesiyle ona anlamlı bir bakış attım ve gülümsedim. "Görüşürüz Ebrar" dedim ve kapattım.
Söylenilen bara geldiğimizde etrafıma bakındım. İnciyi görmem ile ona doğru yürümeye başladım ve Ebrar da gelirken o da bizi fark etti. "Hoşgeldin Asel ve sende Ebrar olmalısın" dedi ve ikimizlede sarıldı. "Hoşbulduk" dedim.
Etrafa baktığımda Damlayı da görmemle içimden "hassiktir" diye söylendim. Masadaki diğer kişilere de selam verdikten sonra oturduk. Oturduğumuzda Damlaya baktım.
Ebrar ve bana bakıyordu ve göz göze geldiğimizde sinir bozucu bir şekilde gülümsedi. Mimik oynatmadan kafamı çevirdim. Ebrara döndüğümde o da bana döndü ve gülümsedi. Masanın altından elimi tuttu.
Bende ona gülümsedim. Sohbet başlamıştı ve sohbet ediyorduk Ebrar da katılıyordu bu da beni mutlu etmişti. Yine de Damlanın da ortamda olmasıyla geriliyordum ve gerginliğimi içkiyle geçirmeye çalışıyordum.
Bir anda Damla "Ee siz nesiniz şimdi sevgili falan mısınız?" Diye sordu. Ne yapmaya çalışıyorsun? Der gibi ona baktım ve Ebrar "Hayır" diye cevap verdi. Damla güldü ve "Olsa komik olurdu" dedi.
Ebrar kaşlarını çatıp "Neden?" Diye sordu. "Hiç öyle" dedi Damla. Sinirle ona bakarken "Biliyor musun Arın da benim eski sevgilim" dedi. İçkimden büyük bir yudum aldım ve Ebrar tam ağzını açmışken İpekte "Tamam yeter bu kadar sohbet ettiğimiz hadi dans edelim" dedi ortamı yumuşatmak adına.
Damla güldü ve "bencede" dedi. Bir iki kişi masada kalmışken Ebrara döndüm. Biraz sinirli gibiydi. "Eski sevgilin mi gerçekten?" Diye sordu. "Evet" dedim. Döndü ve Damlaya baktı. "Sadece gıcıklık yapıyor. Benim umrumda bile değil Ebrar burda sen varsın" dedim.
Gülümsedi ve elini tutup okşadım. İçkimin son yudumunu da içmiştim ve bir tane daha istedim garsondan. "Çok içmedin mi Arın?" Diye sordu.
"Belki" dedim ve garsonunda getirdiği bardaktan bir yudum aldım. "Hadi bir şey olmaz gel dans edelim" dedim. Kafama diktim, ayağa kalktım ve Ebrarıda elinden tutup çektim. O da benimle gelirken dans etmeye başladım.
Şarkıya eşlik edip dans ederken ellerimi Ebrarın omzuna koydum. O da benimle eşlik etmeye başladı. Uzun süre dans ettikten sonra sarhoşlığunda etkisiyle Ebrarın yanağına bir öpücük kondurdum.
"Ben lavaboya gidiyorum" dedim ve "Tamam" dedikten sonra lavaboya doğru yürüdüm. Klozete oturduğumda başımın dönmesiyle sandığımdan daha sarhoş olduğumu anladım. Zar zor kalkıp elbisemi düzelttikten sonra ellerimi yıkamaya geçtim.
Damlayı görünce ellerimi yıkarken önüme döndüm ve ona bakmadım. "Nasılsın Arın?" Diye sordu. "İyiyim" dedim. Havluyla ellerimi kurularken "Cidden Ebrar mı?" Diye sordu.
Elimdeki peçeteyi çöpe attım ve ona doğru döndüm. "Sanane Damla seni ne alakadar eder?" Dedim. "Sonuçta eski sevgilimsin bi aralar ben vardım değil mi?" Dedi üstüme doğru yürürken.
Hareket etmedim ve sinirle ona bakıyordum. "Aynı söylediğin gibi Eski" dedim Eskiyi bastırarak. "Hadi ama güzelim illa ki içinde bir yerlerde hala seviyorsundur beni değil mi?" Dedi.
Güldüm ve "Sen kendini ne sanıyorsun?" Dedim. Yaklaştı ve bir anda beni öptü. Ben geri çekilmeye çalışırken beni duvara kıstırdı ve hareket edemedim. Öperken aynı anda elini kalçamda gezdirmeye başlamıştı. İğreniyordum ve ayrılmaya çalışıyordum. Kafamı zar zorda olsa çevirdikten sonra o dudaklarıyla göğsümü öpüyordu. Uzaklaşmaya çalışıyordum ama sarhoşken çok zordu ve ellerini elbisemden içeriye soktu. Kapı açıldı.
Onun da kapıya dönmesiyle dikkati dağıldığı için Damlayı itebildim. Kapıya baktığımda Ebrarı gördüm. Damla güldü ve kapıdan çıkmak için yönelirken Ebrara baktı ve dudağını sildi. Ben ise öylece Ebrara bakıyordum. Arkasını dönüp yürümeye başlayınca arkasından gitmeye başladım.
Masadakilere çaktırmamaya çalışırken çantamı aldım ve Ebrarın arkasından bardan çıktım. "Ebrar, Ebrar!" Diye bağırdım arkasından gözlerimden yaşlar akıyordu. O hızla arabaya yürürken arkasından omzuna dokundum. "Yemin ederim bir şey yapmadım lütfen dinle beni Ebrar lütfen" dedim.
Arabaya binmesiyle kaldırıma oturdum ve ağlamaya başladım. O giderken ağlamamamı durduramıyordum. Resmen hem taciz edilmiştim hem de Ebrar ona ihanet ettiğimi düşünüyordu.
Ağladım, ağladım ve ağladım. Ne kadar zamandır bırdaydım ve ağlıyordum bilmiyordum ama bir taksi tutacak kadar bile gücüm yoktu. Telefonumu açtım ve arama kısmında Egeyi buldum.
Aradım ve "alo?" Sesiyle konuşmaya başladım. "Ege lütfen beni alır mısın?" Dedim ve ağlamama engel olamıyordum. "Arın? Ne oldu güzelim neden ağlıyorsun? Neredesin söyle hemen geliyorum" dedi.
Barın adını söyledim ve "Tamam sakın bir yere ayrılma" dedi. Kapatınca ağlayarak onu beklemeye başladım.
