12

736 46 5
                                        

O "Konuşsam çok söyleyecek şeyim vardı, fakat konuşamıyordum" derdi her zaman. Öyleydi de, bir konuşsa bir oda dolusu şey söylerdi genç kız. Haykırır, ağlar, bağırır çağırırdı. Fakat onlar... Gene dinlemezdi, gene önemsemezlerdi. "Neden konuşamıyorsun?" diye soranlara işte bu cevabı verirdi. "Dinleyecek kimse yoksa konuşmamın ne önemi var?"

Kitapla bir alakası yoktur. Bahsedilen kişi kitaptan değildir alakası da yoktur. Sadece küçük bir yazı eklemek istedim. 

Hala oturuyorduk ve sohbet ediyorduk. Hande Ebrarın maç için gittikleri başka bir ülkedeki otelde yaşadığı komik bir şeyi anlatıyordu. Ebrar ise "Hande ya hayır" diye engel olmaya çalışıyordu ve utançtan sandalyeden yavaş yavaş kayıyordu.

Ben ise Handenin anlattığı şeye gülüyordum ve Ebrar bu seferde "Ya Arın sende gülme bari" diye sitem ediyordu. Ben de "Tamam, tamam" diyordum fakat bıyık altından gülmeye devam ediyordum.

"Öyle olsun Arın sen de mi ya yazıklar olsun" diyordu şakasına Ebrar. Ebrarın bu haline ise odada ayrı takılanlar bile bakıp gülüyordu ve aradan laf atıyorlardı.

Mile "Anlatın ben de güleyim no Türkish ama ya" diye ayrı bir yandan sitem ediyordu. Hande "Tamam Miloş gel baştan anlatayım" dedi ve Mileye anlatmaya başladı. O sırada ben de Ebrara bakıyordum.

O ise dudağını büzmüş sanki üzgünmüş gibi bana bakıyordu. Güldüm ve sandalyemi yaklaştırdım. Elimle çenesini tutup iki yana sallarken o da bu hareketimle gözlerini kısmıştı.

"Tamam Ebrar ya vallahi gülmüyorum kızım" dedim. Güldü ve "iyi " dedi. Mile de Handenin anlattığı hikayeye gülüyordu. Ebrar bu sefer de Mileyi kovalamaya başladı. "Çocuk gibisiniz hala, Arın flörtüne iyi bak" dedi Zehra. Güldüm. "Oha ama Zehra, ayıp ya" dedi Ebrar. Zehra omzunu silkti. Ebrar Mileyi kovalamayı bırakınca Mile Zehranın yanına atladı ve oturdu. Ebrar da gelip yanıma oturdu. 

Ebrara gülümsedim ve "Ben mutluyum flörtümden" dedim. O da gülümsedi. Elimi uzattım ve saçlarına şekil verdim. Şuana kadar Ebrar kadar kimseyi sevdiğimi hatırlamıyordum veya Ebrarla uyumlu olduğumuz kadar kimseyle bu kadar olmadığımı. O kadar sevgilim, flörtüm olmuştu ama Ebrarla olduğu gibi değildi hiç biri. Ebrarlayken olmadığım biri gibi davranmak zorunda hissetmiyordum. 

Elimi tuttu ve öptü. Biraz daha oturup sohbet ettikten sonra akşam olmuştu. Kızların hepsi kalkmıştı ve şimdide Mile gidecekti. Veda etmek için kapıya gitmiştik. "Ah ceketimi unuttum." dedi Mile. "Tamam ben getiririm" dedi Ebrar ve içeriye yöneldi. Mile ile kapıda yalnızdık. "Biraz kaba olduysam özür dilerim. Kötü bir niyetin olmadığını anladım ona söylemeyeceğim" dedi.

Elleriyle ensesini kaşıyordu ve mahcup olduğu belliydi. "Önemli değil senin yerinde olsam bende öyle düşünürdüm. Sen bile öğrenince bu kadar tepki verdiysen Ebrar ne tepki verir kim bilir?" dedim. İspanyolca konuşuyorduk. 

Ebrar gelmişti ve Mileye ceketini uzattı. "Adımı duydum ben orda... Ne konuşuyorsunuz bakalım siz benim hakkımda?" diye sordu gülerek. Mile cevap verdi. "Senin ne kadar deli olduğunu ve seni sevmediğimizi konuşuyorduk".

"Ya öyle miymiş Mileciğim? Ben gösteririm şimdi sana ne kadar deli olduğumu" dedi ve üstüne atladı. Ben ise kenarda onlara gülüyordum. Gıdıklamaya da başlamıştı ve Mile kahkaha atıyordu. 

"Tamam Ebrar ya, ay bırak beni bayılacağım" diye bağırdı Mile. Ebrar bıraktı ve beni belimden tuttu. "Haydi Mile görüşürüz artık" dedi. "Görüşürüz Ebrar. Tanıştığıma memnun oldum Arın" dedi. "Ben de" dedim. Gidince kapıyı kapattık. Ebrara sarıldım ve o da kollarını belime sardı. Yanaklarını sıktım ve birer öpücük koydum. 

Beni kucağına aldı. "Duyduğuma göre burada kalıyormuşsunuz Arın hanım" dedi. "Öyle miymiş ya kim demiş onu?" dedim. Somurttu ve kafasını çevirdi. "Doğru duymuşsunuz hanımefendi" dedim. Gülümsedi ve yanağımı öptü. Beni her ne kadar itiraz etsem de kucağında odasına çıkardı. "Küçücük bir şeysin zaten kızım ne olacak?" dedi. "Tamam ya" dedim. 

Yatağına yatırdı ve sarıldık. Kokusu o kadar güzeldi ki. Anlatabileceğim gibi değildi. çok ayrı bir dünyaydı sanki. Birlikte uyumayı çok seviyorduk. Neredeyse 2 3 günde bir birbirimizin evlerinde kalıyor ve sarılarak uyuyorduk. Uyumayı bu kadar seven bir insan olabileceğimi asla düşünmezdim. 

Göğsüme uzandı ve saçlarını öptüm. Bir elimle de saçlarını okşuyordum. Kısa bir süre sonra ikimizde uykuya daldık.

Avrupa şampiyonuyuz. Üst üste 2 galibiyet... Milli gurur diyeceksiniz.

Gazeteci // Ebrar KarakurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin