9

751 41 3
                                        

Ege gelmişti ve beni kollarımdan tutup kaldırdı. "Arın, ne oldu bebeğim sana kim ne yaptı?"dedi.  Konuşamıyordum sadece ağlıyordum beni arabaya bindirdi ve bizim eve doğru sürmeye başladı.

Eve gelene kadar tek söz etmemişti fakat ona baktığımda kaşlarının çatık olduğunu net bir şekilde görebiliyordum. Geldiğimizde indim ve evin kapısının önüne oturdum.

"Nerde anahtarların Arın? Ver bakalım çantanı" dedi. Çantamı uzattım ve içinden anahtarımı bulup kapıyı açtı. "Gel bakalım" dedi ve beni odama çıkardı. Yatağa uzandığımda "Üzerini değiştirmen gerek Arın." Dedi.

Hayır anlamında başımı salladığımda "hadi, hadi. Yardım etmemi ister misin?" Diye sordu. Başımı aşağı yukarı salladım ve dolaptan pijama çıkardı.

"Dön bakalım arkanı" dedi. Fermuarımı açtı ve elbiseyi üzerimden soydum. İç çamaşırlarımla kalmıştım. Tişörtü üzerime geçirdi ve bende şortu giydim.

Egenin hakkını cidden ödeyemezdim hayatımda bulabileceğim en iyi arkadaşlardan biriydi, kadınlara saygılıydı ve bana ne olursa olsun asla o gözle bakmıyordu. Üzerimi giydirirken bile bakmamıştı üzerime bir kere bile. İşte o yüzden onu bu kadar seviyordum.

Yeniden yatağa yattım ve "Tamam hadi uyuyalım" dedi. O da yanıma yattığında "Teşekkür ederim Ege" dedim. "Ne demek Arıncım. Bana aşık olduğun için rol yapıyorsun ben anladım da neyse hadi" dedi. "Aynen, aynen" dedim. Normalde gülerdim fakat şuan gülemiyordum kalbim çok ağrıyordu. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken uykuya daldım.

Başımın ağrımasıyla uyandım. Etrafıma baktığımda Ege yoktu. Aşağı kata indim ve mutfakta oturan Egeyi gördüm. "Günaydın uykucu" dedi. "Saat kaç?" diye sordum. "Saat 1 oldu Arıncım sen uyanana kadar" dedi.

Oturdum ve kafamı masaya koydum. "Dün gece neler olduğunu anlatmak ister misin?" Diye sordu. Olanları en başından anlatmaya başladım. Anlatırken gözyaşlarımı tutamıyordum ben dün gece taciz edilmiştim ve sevdiğim kadın ona ihanet ettiğimi düşünüyordu.

"Arın inanamıyorum. Bunu sana nasıl yapar Damla? Gerçekten öldüreceğim o kızı taciz etmiş seni." Dedi sinirli bir sesle. Ayağa kalktı ve sinirle duvara vurdu. "Tamam sakin ol" dedim. "Özür dilerim ben sadece çok sinirliyim ve kaldıramıyorum" dedi.

"Ebrar konusunda üzülme güzelim tamam mı halledeceğiz söz sana" dedi. "Benden nefret ediyordur muhtemelen" dedim ağlarken. "Hayır, öyle düşünme be kızım. Bir gecede nefret edemez senden sadece kırılmıştır. Zaten doğruyu öğrendiği zaman inan geçecek o kırgınlığı da" dedi.

"Tamam" dedim ve sustum. "Kahve hazırlayayım sana kendine gel bi" dedi. Başımla onayladım ve sessizce bekledim. Yaptığı kahveyi önüme koydu ve konuşmaya başladı. "Ebrarla senin konuşman en iyisi olucak senin ağzından duyması daha iyi" dedi.

Haklıydı. Ebrarla nasıl konuşacağım bilmiyordum onun önünde ağlamak istemiyordum. "Biliyorum onun önünde zatıf düşmek, seni zayıf büri gibi görmesini istemeyeceksin ama inan öyle görmeyecek seni" dedi.

Resmen içimi okumuştu. "Of Ege nasıl yapacağım bilmiyorum keşke en başından gitmeseydim oraya" dedim ve yeniden ağlamaya başladım. "Ağlama artık güzelim gerek yok sıkma canını" dedi.

"Ebrarın evini bilsek keşke sen biliyor musun?" Diye sordu. Demek bilmiyordu. "Sana komik bir şey söyleyeceğim" dedim. Neymiş o der gibi bakınca "Yan evde oturuyor" dedim. "Hassiktir, e kızım en baştan söyleseydin şimdiye hallolmuştu ya" dedi gülerek.

O zaman yukarı çıkıyorsun duş alıyorsun üstüne düzgün bir şeyler geçiriyorsun yüzünü yıkıyorsun ve aşağı iniyorsun. Ben seni kontrol ettikten sonra Ebrarın evine baskına gidiyorsun" dedi. Güldüm ve "Hadı marş marş. Giyinmek için illa bana ihtiyacın var ise söyleyebilirsin memnuniyetle yardım ederim sana" dedi ve göz kırpıp öpücük attı. Hıı der gibi bir ses çıkardım ve odama gittim.

Ebrarla yüzleşmek zor olacaktı ama onu tanıyorsam beni affederdi. Egenin dediklerini yaptım ve aşağıya indim. "İşte böyle kızım ben Ebrarın yerinde olsam ben ilk halinle kapıyı bile açmazdım." Dedi. "Off Ege kes ya" dedim.

"Çok ayıp." Dedi. Daha sonra ciddileşti ve "Bak Arın. En başta Ebrar tabiikide haklı olarak konuşmak istemeyebilir ve soğuk davranabilir. Kötü bir şey yaptığın için değil olayın tümünü bilmediği için. Bu yüzden sen vazgeçme ve konuşmak için ısrar et o zaten dinledikten sonra yumuşayacaktır söz. Güveniyorum sana" dedi. Buruk bir gülümseme gönderdim ve "hadi bakalım bol şans" dedi ben evden çıkarken.

Çıktım ve Ebrarın evine doğru yürümeye başladım. Kalbim çok hızlı atıyordu ve açıkçası çok korkuyordum ya beni reddederse artık benden soğumuşsa nefret ediyorsa benden diye.

Kapının önüne geldiğimde dedin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım. Gelen adım sesleri ile kapı açıldı ce Ebrarı gördüm.

Ebrarı gördüğüm an giden gözyaşlarım yeniden gelmişti sanki. Gözleri kızarıktı ve ağlamıştı. Beni gördüğü an gözlerini yüzümden çevirdi. Bana bakmıyordu bile. O kadar nefret ediyor benden diye düşündüm. "Lütfen konuşabilir miyiz?" Dedim.

"Sence konuşacak bir şeyimiz var mı?" Diye sordu. "Evet, çok şeyimiz var Ebrar lütfen" dedim. Yine yüzüme bile bakmayarak " Sadece bir kaç dakika" dedi. Geriye çekilmesiyle içeriye girdim. Ebrarın evini ilk defa görüyordum.

Mutfak masasına oturduk ve "Dinliyorum nasıl bir açıklaman varsa artık" dedi. Böyle demesiyle tuttuğum yaşlar gözlerimden akmaya başlamıştı.

"Ebrar gerçekten aldatmadım seni ben sana ihanet etmedim. Sana böyle bir şeyi nasıl yaparım ben?" Dedim. Masadaki elini tuttum ve "lütfen yüzüme bak" dedim. Gözlerini gözlerime çevirdi ve kaşları çatıldı.

Ellerini elimden çekti ve "Aldatmadın zaten Arın. Sevgili bile değildik biz nasıl aldatıcaksın ki? Biz ikimiz komik bir şey zaten değil mi?" Dedi. Dün Damlanın dediklerine gönderme yapmıştı.

"Hayır Ebrar. Öyle bir şey yapsaydım sevgili bile olmasak aldatmış olurdum seni. Aldatmak sadece ilişkide olmaz ki her şeyde olur arkadaşlıkta bile" dedim.

"Ayrıca biz arkadaş da değildik ötesiydik ve bunu da konuşmuştuk. O yüzden yapsaydım evet aldatmıştım ama yapmadım" dedim. "O zaman gördüklerim neydi Arın?" Dedi buruk bir ses ile.

"Ben tuvalete gitmiştim, ellerimi yıkıyordum. Sonra o geldi" dedim ağlamam şiddetlenirken. Anlatmaya devam ettim. " "Gerçekten Ebrar mı?" Diye sordu "Seni ilgilendirmez" dedim "beni hala seviyorsundur illa ki eski sevgilinim" dedi ben "hayır eskisin sonuçta" dedim. Dinlemedi sarhoştu ve bana yaklaştı." Dedim. Ağlıyordum anlatırken hıçkırıyordum.

"Sonra bana yaklaştı itmeye çalıştım izin vermedi zorla öptü Ebrar. Yemin ediyorum sana zorla" dedim. "Kafamı zar zor çektiğimde... Göğsümden öpmeye başladı itmek için çok çabaladım ama olmadı, yapamadım. Elini elbisemden içeriye soktu. Çok rahatsız oldum çok kötü hissettim ben kendimden iğrendim oracıkta küçülüyormuşum gibi hissettim. Oysa ben yanlış bir şey yapmadım Ebrar ben sana ihanet etmedim lütfen inan bana" dedim.

Ağlıyordum. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum çok utanıyordum kendimden. Ben yanlış bir şey yapmamıştım değil mi? Ebrara baktım. O da ağlıyordu gözlerinden gelen yaşlara kıyamadım.

"Lütfen ağlama" dedim ve ellerimle yaşlarını sildim. "Benimle barışmak istememekle çok haklısın biliyorum ama lütfen ağlama. Ben eve gideceğim gerçekten üzülme burada bitti" dedim.

Kendi gözlerimden yaşlar geliyordu hıçkıra hıçkıra ağlıyordum fakat bunun önemi yoktu. Ben bir nehir kadar ağlasam bile onun gözünden gelen bir yaştan kahrolurdum.

Ayağa kalktım ve dış kapıya yürüdüm. Çıktım ve koşarak eve doğru gittim. Kapıyı açan Ege "Ne oldu Arın, ne dedi?" Derken hiçbir şey demedim ve sarıldım. "Hani söz vermiştin Ege?" Dedim

Gazeteci // Ebrar KarakurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin