Sikrir, siktir, siktir! Nasıl anlayabilir ben olduğumu? Hiçbir kanıt bırakmamıştım ortada. Kamera kayıtlarını aldım, kafede yakalanmadım. Teo detayını biliyor ama dünyadaki tek Teo o değil ki? Ayrıca o bile olsa nasıl onu bulmuş olabilir? Nasıl ya nasıl bulabilir ben olduğumu?
Evde dolaşırken telefonumu kapatıp koltuğa attım. Benden uzakta dur bir süre görmek istemiyorum seni.
Diğer koltuğa oturup ellerimi saçlarıma geçirdim. Şimdi ne olacak? Çok utanıyorum.. Daha birkaç saat önce gülerek yüzüne bakıyordum, rezillik..
Başımı arkaya yaslayıp tavanı izlemeye başladım. Gözlerimi kapatıp düşünmeye çalıştım. Düşün, nasıl sıyrılabiliriz bu durumdan, düşün.
Oflayarak gözlerimi açıp koltuktan kalkıp lavaboya ilerledim. Elimi yüzümü soğuk suyla yıkayıp kendime gelmeye çalıştım. Bitti sanırım, her şey buraya kadardı. Aynadaki yansımama baktım somurtarak.
Gerçekten bu kadar kısa mı sürecekti?
Ne kadar olmuştu ona yazalı? 1 aydan fazla... Beni sevmesi için yeterli bir süre miydi? Sanmıyorum, sevmeyi geçtim daha beni bile yeni tanımıştı. Gözlerim yavaşça dolmaya başlayınca banyodan çıktım. Aynı apartmanda olmamız karşılaşacağımız anlamına gelmezdi değil mi?
Bunca sene sadece birkaç kez karşılaşmış hiçbirinde de konuşmamıştık. Sadece son karşılaşmamızda konuşmuştuk ki o da muhtemelen ben olduğumu anladığı için tanışmak istemişti...
İçimden 'aynı apartmanda olmamız karşılaşacağımız anlamına gelmez' diye tekrar ederken mutfağa ilerledim. Tam mutfağa gireceğim anda kapı çalınca daha yeni sakinleşmeye başlamış kalbim hızlanınca elimi göğsüme koydum.
Kapıma gelmedin değil mi Pamir? Lütfen gelmedim de, lütfen.
Korkarak kapıya yaklaştım. Delikten yavaşça baktığımda apartman görevlisi olduğunu görünce rahat bir nefes verdim. Seni gördüğüme bu kadar sevineceğimi asla düşünmezdim Ahmet Abi.
Nefesimi düzene sokmak için birkaç saniye bekledikten sonra derin bir nefes alarak kapıyı açtım. Etrafa bakındım hızlıca başkası var mı diye. Kimsenin olmadığından emin olunca kapıyı biraz daha açıp Ahmet Abi'ye baktım.
"Efendim Ahmet Abi?"
"İyi mis- yani.. Bir şeye ihtiyacın var mı diye kontrol etmek istedim."
Anlamsızca kaşlarım çatılırken olumsuz anlamda başımı salladım.
"Yok abi, bir şeye ihtiyacım yok."
Başını sallayınca neden geldiğini anlamaya çalıştım. Bugün sipariş günü değildi ve şu an kapıma gelmesinin hiçbir anlamı yoktu.
"İyi o zaman, ben gideyim. Bir şeye ihtiyacın olursa haber verirsin."
Başımı sallayarak onayladım onu. Asansöre ilerleyince kapıyı kapattım. Yüzümü buruşturup az önceki konuşmayı kafamda canlandırdım.
'İyi mis-'
Şaşkınca gözlerimi açtım. Ahmet Abiyi Pamir göndermiş olamaz değil mi? Saçmaladın iyice Miray. Tabii ki olamaz.
Mantıklı düşünemediğime karar verip lavaboya ilerledim. Soğuk bir duş bana iyi gelecek, daha iyi düşünmemi sağlayacak.
***
Duşta uzun uzun oyalanarak iyice rahatladıktan sonra kendimi daha iyi hissedince suyun altından çıktım. Havluyu vücuduma sarıp yavaş adımlarla odama geçtim. Dolabımı açıp kırmızı dantelli şortlu pijama takımımı aldım. Pijamalarımı acele etmeden giyinirken saçlarımı açık bıraktım.
Üstümü düzeltip mutfağa girdim. Kendime sıcak çikolata yapmak için sütü ocağa koydum. Gözlerim saate kayınca onu engellememin üstünden saatler geçtiğini fark edince derin nefes verdim. Bir anda süt kaynayıp taşmaya başlayınca panikle cezveyi ocaktan aldım. Tezgahın üstüne koyarken elime dökülünce acıyla çığlık attım.
"Siktir ya, üst üste gelmek zorunda mısın gerçekten?"
Elimi soğuk suyun altına tutarken zil çalınca bıkkınca nefes verdim. Daha kaç kez daha gelmeyi düşünüyorsun Ahmet Abi? Bir şey olsa haber veririm zaten.
Kapı yeniden çalınca yüzüme gelen saçları arkaya itip suyu kapattım. Kapı yeniden çalınca sinirle kim olduğuna bakmadan kapıyı açtım.
"Çatladın mı?"
Sinirle bağırırken karşımda Pamir'i görünce şaşkınca gözlerim açıldı. Hızlıca açtığım kapıyı sertçe kapattım.
Pamir şu an kapımda? Pamir şu an kapımda. PAMİR ŞU AN KAPIMDA?
Çığlık atmamak için elimi ağzıma götürüp hızlıca kapattım. Gerçekten şu an kapıda mı Pamir? Yavaşça arkamı dönüp delikten baktım emin olmak adına.
Kaşları çatık Pamir'i görünce hızlıca arkamı döndüm sanki birkaç saniye daha durursam beni görecekmiş gibi. Bakışlarım kapının çaprazında duran aynaya kayınca baştan aşağı kendimi süzdüm.
Duştan yeni çıktığı için ıslak salık ve karışık saçlar, yorgunluktan dolayı kısılmış gözler ve kırmızı dantelli pijama takımı... Daha kötü bir kombinasyonu istesen de yapamazdın Miray Ege, tebrik ederim gerçekten.
Oflayarak başımı kapıya yasladım. Lütfen git, karşılaşmak istemiyorum seninle.
"Miray, kapıyı açar mısın? Konuşmak istiyorum."
Aklıma mesajlaşırken 'seninle konuşmam için yalvaracaksın' derken yemin ederim kastettiğim yemin ederim bu değildi.
"Aç artık şu kapıyı, ne kadar kaçabilirsin ki?"
Sen pes edene ya da unutana kadar...
"Tanımıyorum sizi, gidin kapımdan."
Kahkaha sesi duyunca yumuşasam da ne olduğunu anlayınca yüzümü buruşturdum. Lütfen daha fazla rezil olmadan git. Açmayacağım kapıyı.
"Bu arada, kırmızı yakışmış.Bana da yakışır mı görmek isterim."
Bakışlarım yeniden aynaya kayınca yutkundum. Sanırım kurtuluşum yok bu kez.
***
Bu kadar kırmızı muhabbeti yaptıktan sonra o kırmızının seni vuracağı belliydi ama Red'im..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost On You | Texting (Tamamlandı)
Short Storyrojaredd: kırmızı sana çok yakışırdı bak. rojaredd: evet evet eminim kırmızı sana çok yakışırdı. rojaredd: yatağına da yakışır mı diye görmek isterim açıkçası.. dincerpamir: Gel, yat yanıma. dincerpamir: Bak bakalım yakışıyor mu. rojaredd: sarılıp d...