"Belki bir gün gerçekten öğrenirsin yakışıp yakışmadığını."
Hafif başımı aşağı eğerek boynunu öpmüştüm. Şaşkınca bana bakarken gülümseyerek kolunun altından geçmiştim.
'Ucuz atlattın Miray, az kalsın öpecekti seni. Öpseydi asla geri çekilmez hatta karşılık verirsin sen. Böylesi daha iyi oldu,' diye geçirirken içimden ondan uzaklaşmaya çalışıyordum. Fakat ne kadar başardığımı sansam da başaramamıştım.
Tam ondan uzaklaşırken bileğimden tutup kendine çekmişti ve dudaklarıma yönelmişti. İçten içe ona karşılık vermek için kendimi yesem de bunun ne kadar doğru olduğunu düşünerek şaşkınca ona bakmıştım.
Benden beklediği karşılığı alamayınca bir adım geri çekildi ve gözlerimin içine baktı. Gözlerin duyguları olur muydu bilmiyorum ama o an gözlerine baktığımda gördüğüm tek şey hayal kırıklığıydı.
Birkaç adım daha geri atarken gözleri hala gözlerimdeydi.
"Özür dilerim, yapmamalıydım."
Arkasını dönünce sesimi çıkartamamıştım, onu deli gibi öpmek isterken hiçbir şey yapamamış sadece arkasından bakmıştım.
Aklımda o anlar dönüp dururken pişmanlığım artıyordu. Bunca zaman bunun için uğraşmamış mıydın Miray? Senin yanında olsun istememiş miydin? Şimdi neden yanına gelmesine engel oluyorsun?
Bilmiyorum..
İçimde oturmayan bir şeyler var. Onun yanımda olmasını, bana sarılmasını, beni öpmesini deli gibi istiyorum elbette. İstiyorum ama bu şekilde değil ki. Sadece anlık heyecana bağlı bir birliktelik istemiyorum ben. Benim yanımda duracaksa beni severek dursun, elimi tutacaksa aşkla tutsun istiyorum. Zafer kazanmanın heyecanıyla değil, aşkla benimle olsun istiyorum.
Bakışlarım telefona kayarken yutkundum. Eğer sevmiş olsaydı çoktan mesaj atmaz mıydı? Onu sevdiğimi zaten biliyordu, bilmekten öte artık hissediyordu da. Gururunu kırmış mıydım? Belki.. Bunu isteyerek yapmamıştım elbette ama benim de kendimce haklı sebeplerim vardı karşılık vermemek için.
Beni sevmesini isterken, sevmeden dokunmasını istemediğim için bencillik mi etmiştim? Çok mu fazla şey istemiştim? Onu sevdiğim kadar olmasa bile sadece birazcık sevsin istemiştim.
Nefes vererek telefonun üstünde dolaşan gözlerimi yeniden tavana diktim ve yanmasına dayanamayıp gözlerimi kapattım. Sadece sevmesini istemiştim.
Ben mi yazmalıydım? Bu kez adım atan oydu, belki de adım atma sırası bendeydi. Yataktan kalkarak oturdum. Telefonu elime alıp sohbete girdim. Aklıma gelen ne varsa yazdım, sildim, yazdım ve tekrar sildim...
Bilmem kaçıncı kez yazdığım kelimeleri silerken ekranı kilitledim. En baştan yazman hataydı Miray. Çocuk gibi yollar deneyerek şans yaratmaya çalışırsan çocuk gibi bir şansın olur işte böyle.
Telefonu yana bırakıp sinirle geri yattım. Cesaretini toplayıp en başında karşısına geçseydin ne olurdu? Direkt reddederdi. Arkadaş ortamına girip o şekilde bir yakınlık kurmaya çalışsaydın? O zaman da seni arkadaşı olarak gördüğü için şans vermezdi.
Sinirle ofladım. Yaptığın tek bir tane aklı başında hareket yok Miray. Saçma sapan şeyler yaparak mantıklı sonuçlar almayı bekliyorsun. Ya insan gibi çık karşısına konuş açık açık ya da bu konuyu açılmamak üzere kapat artık. Böyle arafta kalmak hem seni hem onu da yoruyor farkında değil misin?
Yeniden telefonu elime aldım. Vazgeçmek istemiyorum senden..
Uzun uzun ekrana baktım. Yapacak hiçbir şeyim yoktu. Ne bir açıklamam vardı doğru düzgün ne de mesaj atmaya gücüm. Keşke sen de benden vazgeçmeseydin Pamir. Güzel bir geleceğimiz olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost On You | Texting (Tamamlandı)
Cerita Pendekrojaredd: kırmızı sana çok yakışırdı bak. rojaredd: evet evet eminim kırmızı sana çok yakışırdı. rojaredd: yatağına da yakışır mı diye görmek isterim açıkçası.. dincerpamir: Gel, yat yanıma. dincerpamir: Bak bakalım yakışıyor mu. rojaredd: sarılıp d...