Aslında dizi izlemeyi planlıyordum ama bugün çok yorucuydu ve gözümü açacak halim kalmamıştı. Felix'i yatırdım ve beyaz pijamalarımı giyip pofuduk yorganımın altına girdim. Bildirimlerimi kontrol edip yatacaktım.
Telefonu açtığımda karşıma Instagram'dan gelen bir mesaj belirdi.
shuporang_3 :
Islık çalmaya başladığımda gözlerin doldu. Bir sebebi var mı sincap?Nasıl fark edebildin?..
Yutkunup yazmaya başladım.
Bir şey belli etmemem lazım..
cheesecakej1 :
Gözlerime mi bakıyordun? 😏😏shuporang_3:
başka nerene bakmamı isterdin?cheesecakej1 :
sapıklasma bokshuporang_3 :
ee neden doluydu gözlerin?~~~~
Salmayacaksın değil mi?..
~~~~cheesecakej1 :
bir şey yok. sadece benim için özel bir şarkı.shuporang_3 :
nedenini sorsam ??cheesecakej1 :
sorma?shuporang_3 :
okcheesecakej1 :
ok gotune girsin iyi geceler
*görüldü*~~~~~~~~~~~~~~~~
Ekran bulanıklaşmaya başlayınca telefonu kapatıp şarja taktım.
Ve tavanı izlemeye başladım..
Kesin yine rüyama girecek...
....
"Eunji yavaş koştur, sehpaya çarpacaksın!"
Etrafta koşuşturup gülen kardeşini kovalamaya başladı 8 yaşındaki küçük Jisung. Bir yandan o da gülüyordu. Eunji ise 3 yaşındaki birine göre sanki 13 yaşındaymış gibi hızlı koşuyordu.
"Yakaladım seni küçük canavarrr!"
Eunji kahkahalar atarak abisinin kucağında debelendi.
"Oh bekle.. Dinle"
Abisinin sözüyle Eunji de sessizliğe büründü. Ses üst kattan geliyordu.
"Annem piyano çalıyor, çıkmak ister misin küçük dinazor?"
Eunji gülücükler saçarak kafasını salladı. Jisung da minik kardeşinin burnunu sıkıp kucağında kardeşiyle merdivenleri çıktı.
Hemen karşılarındaki odadan geliyordu o güzel melodi. Üzerine karlı dağlar ve kar yağmış bir köyün çizildiği kapının ardından geliyordu.
Jisung kapıyı yavaşça araladığında, ses daha net gelmeye başlamıştı.
"İçeri gelebilirsiniz tatlım"
Jisung arkasından kapıyı kapatıp küçük kardeşini yere bıraktı. Annesi ona sıcak gülümsemelerinden sunarken yanına doğru gitti
"Anne, bizim şarkımızı çalar mısın?"
Annesi, Jisung'un yanağını sıktı.
"Tabii ki tatlım. Hadi kendine ve kardeşine bir minder çek"Jisung, annesinin dediğini yapıp kendi odasından iki tane minder getirdi. Piyanonun başına minderleri koyup yeşil olana oturdu.
Ve annesi çalmaya başladı.. Zarifce, narince... Parmakları tuşların arasında dans ederken, her zaman olduğu gibi annesinin büyüsüne kapıldı küçük Jisung. Ne kadar asil ve güzel olduğuna.. Sonra sadece kendini müziğe bıraktı. Annesiyle arasındaki bu özel bağa bıraktı kendini. Annesi küçükken ona hep bu parçayı mırıldanır ve çalardı. Hayatından bir parçaydı artık onun için.
Müzik ilerlemeye devam ederken, kardeşi gibi yere kıvrıldı Jisung. Annesinin çaldığı her bir notada kendini biraz daha uykuya geçerken buldu.
Annesi çalmayı bitirdiğinde, uykuya dalmak üzere olan Jisung'un yüzüne doğru eğildi ve yanağına küçük bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyorum güzel Jisung'um..."
Ve kendini uykunun kollarında buldu küçük Jisung...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frozen Lake | Minsung
FanfictionBir donmuş gölün, donmuş kalplerden çıkmış iki gence ne kadar yardımı olabilir ki, değil mi? Belki de benzer kaderler paylaşan bu iki kişiyi bir araya getirebilir.. Jisung kaçmak istiyordu..Hayatın bütün zorlu sınavlarından ve haketmediği her şeyden...