"KANZİ SAÇINI OKŞAMA YÜZÜNÜ BOYNUNA GÖMÜP SARILMA FALAN NOLUYORUZZ"
Bıktım da..
Gözlerimi devirip kahvemi bitirdim.
"Ya arkadaşça işte pisleşme"
Felix hızlıca kahvesinden bir yudum aldı.
"Friends to lovers gelecek hissediyorumm"
"Üff Lix ne alaka tipim degil bi kere sikseler sevgili olmam ben onunla"
Felix dudaklarını büzerek, kulak memesini çekiştirti ve parmağının tersiyle masaya vurdu
"Bu neydi şimdi"
"Tövbe olsun diye"
"Türk teyzelere mi özendin varoş"
Cıkcıklayıp kahvesini bitirdi ve bulaşık makinesine yerleştirip sekerek dış kapıya ilerledi.
"Koltuk değnekleriyle gitmek istemediğine emin misin?"
"Dedim ya, iyiyim ben!"
Dese de ona güvenmedim, yine de koltuk değneklerini yanıma alıcam.
"Çalış köle, ayakkabılarımı giydir"
Yalandan bir iç çekip yere eğildim
"Emredersiniz majesteleri.."
✩★✩★✩
"Arkadaslar Minsung bir adım daha ilerledi artık boyun falan emcüklüyolar"
"FELİX EBENİ SİKİM BEN SENİN"
Felix bana öpücük atım Ryujin'e döndü.
"Sen niye bu kadar gerginsin kurban olduğum"
Ryujin bacağını sallayıp kafasını çevirdi
"Söyle ciceğiiiimm" diyip Ryujin'e aegyo yapmaya başladı Lia
"DÜN 4 TANE ÇOCUĞA BAKTIM HEPSİ DE WEDNESDAY VE POPPY PLAYTIME FANIYDI TAMAM MI"
Ryujin'in ani patlayışıyla hafifçe geri çekildim.
"Ryujin?.."
"EVET CHAERYEONG?"
"Biraz revirde dinlenmek ister misin? Ya da biraz papatya çayı?.."
"İyiyim ben" dedi kollarını kavuşturup arkasına yaslanırken.
"Oh, saatin geldi hadi yallah Jisung"
"Git azıcık boyun emcükle"
"Az daha konuş seninkini emcüklicem"
"Hoşnut olurum taş fırın ekmegim benim" diyip göz kırptı bana Lix
"Götümü elleme serefsiz, neyse ben gidiyorum yoldaşlar"
"Hadi yavrum Allah'a emanet"
Felixin yanağını sıkıp hepsine el salladım ve spor çantamı da alıp salona doğru ilerlemeye başladım.
Vardığımda Minho çoktan patenlerini giymeye başlamıştı bile.
"Oh, günaydın Sungie" dedi gülümseyerek.
"Günaydın sarışınn" dedim gülümseyerek
Bi dakika neden bu kadar enerjik ses tonunda konuşuyorsun Jisung?
Aşık değilsin ki
FELİXİN AKLINI ÇELMESİNE İZİN VERME JİSUNG
.. Dur lan ses tonunla aşık olmanın ne alakası var?
Sus Jisung.
Patenlerimi giyip çantamı kenara koydum ve piste girdim.
"Müziği hazırladın mı?"
Kafasını evet anlamında sallayıp Bluetooth ile hoparlöre bağladığı telefonundan final yarışması için seçtiğimiz parçayı açtı. Yarı finaldeki parçadan farklı olarak, enerjisi hep değişiyordu diyebilirim. Bir canlanıp bir sakinleşiyor, bir film müziği gibi daha çok, ama kareografimize çok uyuyor.
"Yemek yedin mi?"
"Hm?"
"Kahvaltı yaptın mı Jisung?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frozen Lake | Minsung
FanfictionBir donmuş gölün, donmuş kalplerden çıkmış iki gence ne kadar yardımı olabilir ki, değil mi? Belki de benzer kaderler paylaşan bu iki kişiyi bir araya getirebilir.. Jisung kaçmak istiyordu..Hayatın bütün zorlu sınavlarından ve haketmediği her şeyden...
