19.bölüm

50 3 0
                                    

                                                                           "Şimdi ne olacak?"

Hasan...

Bir süre pencereden gökyüzüne bakan Artemis Hasan'ı görmeden içeri girdi. Hasan mıh gibi çakılmıştı olduğu yere. Şaşkındı. Ne hissettiğini bilemiyor hatta kıpırdayamıyordu. Dönmüştü. Artemis dönmüştü nihayet. Bir an apartmandan içeri girip Artemis'in kapısına gitmeyi düşündü. Sonra buna cesareti olmadığını anladı. Bunca zaman görmeyi umut ettiği, bunca zaman beklediği kız dönmüştü ama Hasan onunla yüzleşmeye hazır değildi. Duyguları, düşünceleri onunla dolmuştu bunca zaman ama şimdi ona ne diyeceğini, onunla ne konuşabileceğini bilemiyordu. Derin bir nefes aldı. Kaskını başına giydi ve susturduğu motorunu yeniden çalıştırdı. Hızla oradan uzaklaştı. Uzaklaşmak değildi sanki bu kaçmaktı. Hasan kendisini kaçıyor gibi hissediyordu. Şehir yanından akıp giderken içinde bir yerlerin tir tir titrediğini duyuyordu. Güçsüzdü. Öyle güçsüzdü ki... Artemis onun gücünü alıvermiş gibi hissediyordu. Onca zaman bekleyen kendisi olmasına rağmen, terk edilen kendisi olmasına rağmen korkan olmaktan öyle utanç duyuyordu ki o an... Motorun hızını artırdı. Kafasını boşaltmalı ve düşünecek alan yaratmalıydı kendisine. Duyguları öyle ayaklanmıştı ki Hasan'ın, kendisini duyamıyordu. Korku, öfke, acı, umut, hüzün ve sevgi birbirine girmiş gibiydi. Ne umut etmeli, neyi düşünmeli, ne beklemeli bilmiyordu ki. Hiçbir şey bilmemenin ağırlığı altında eziliyordu sanki. Hep yaptığını yapmak için ara sokaklara daldı ve yavaşladı. Avını bekleyen aslan gibi o gece cezalandıracağı kişi ya da kişileri beklemeye başladı. Belki bu Hasan'ı normalize eder, daha sağlıklı düşünmesine yardım ederdi. Anne ve babası konusunda, öfke kontrolü konusunda bu gece hesaplaşmaları çok yardımcı olmuştu ona. Belki şu an hissettiklerini sindirmesine de yardımı olurdu. Çok sürmedi. Dolaştığı arka sokakların birinde genç bir kadını sıkıştıran iki kişiyi gördüğü an biliyordu bu geceki avın bu ikisi olduğunu. Hasan kar maskesini düzeltti, sadece gözlerinin göründüğünden emin oldu. Motorunu gerektiğinde ulaşabileceği şekilde park etti, bu kez biraz uzağa. Çünkü polis tarafından arandığını biliyordu ve o tanımda motorlu biri vardı. Genç kadının tüm itirazına rağmen onu sıkıştıran adamlara arkadan yaklaştı. Seslendi:

-Hey, size onu bırakmanızı söylüyor.

Kız Hasan'a minnetle baktı. Nihayet biri yardımına gelmişti. Nihayet kurtulması için bir umudu vardı. Adamlardan biri kızı hala sımsıkı tutarken diğeri Hasan'a döndü. O an Hasan adamın elindeki bıçağın parıltısını gördü. Omuz silkti. Alışık olmadığı bir şey değildi. Daha kötüsünü de görmüştü. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, diye düşündü. Adam:

-Git işine. Belanı benden bulma bu gece. Def ol buradan.

Hasan temkinli adımlarla yaklaşıyordu adama. Gülerek fısıldadı:

-Siz çoktan buldunuz belanızı da neyse. Canınıza okuyacağım.

Sonra adamın duyacağı bir ses tonuyla:

-Valla asıl siz gidin işinize. Kızı bırakın gitsin. Yeterince korkutmuşsunuz zavallıyı.

Adam dolunayın aydınlattığı sokakta Hasan'a doğru ilerledi. Aralarında pek mesafe kalmamıştı:

-Bak genç, uza git. Biz alacağımızı alalım sen de başına bir şey gelmeden bu geceyi atlatmış ol.

Hasan bu kez daha gür bir sesle bağırdı:

-Kusura bakma. Bu gece o alacağınızı düşündüğünüz her neyse alamayacaksınız. Ben göz göre göre birine zarar vermenize izin verecek biri değilim. Hele ki bu bir kadınsa asla arkamı dönüp gitmem.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 07, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TAMAMLANMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin